"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/610 E., 2024/1123 K.
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Saruhanlı 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2018/251 E., 2019/144 K.
Taraflar arasındaki hizmet tespiti davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı feri müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizce karar bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince ilamında belirtilir şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 04.05.2023 tarihli ve 2023/5358 Esas, 2023/4814 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Dairemiz bozma kararına Bölge Adliye Mahkemesi Dairesince direnilmesi üzerine karar davalı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede;
Dairemizin 04.05.2023 tarihli ve 2023/5358 Esas, 2023/4814 Karar sayılı kararına karşı direnilmiş ise de 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargitay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; Mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama "usuli kazanılmış hak" olarak adlandırılır. Bu hukuki müessese Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve istenilenler kapsamında işlem yapmak ve hüküm kurma zorunluluğunu getirir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ise de bozma gereği yerine getirilmeden karar verildiği görülmektedir. Dosyada dinlenmiş olan kamu tanıkları "..., "Ben ...'e ait davalı iş yerine komşu olan iş yeri sahibiyim, kuaför salonu işletiyorum, ben 2003 yılında dükkanı açmıştım, yaklaşık 10 senedir davalı iş yeri ile komşuyum aramızda 5 dükkan vardır, bu dükkanın bir tarafı gazeteci, bir tarafı çay ocağıdır, ortadan bölük şekilde kapıları ayrı ve içeriden de geçiş vardır, bu çay ocağı ...'e aittir, ben ...'ten duyduğum kadarıyla çay ocağını davacı ve davalının birlikte açtığını biliyorum, davacının çay ocağında ne kadar çalıştığını bilmiyorum, ben oraya alış veriş yapmaya gittiklerimden hatırladığım kadarıyla 5-6 ay orada çalıştığını biliyordum ancak bununla ilgili de ... değilim çünkü ben başka bir çay ocağından çay içiyorum, ben davacı ...'ın çay ocağında çalışmaya başladığında terzi dükkanının faal olup olmadığını bilmiyorum, bu çay ocağı pazar günleri ve Cumartesi öğleden sonra hariç açık olurdu, davacı vekilinin sorusu üzerine; ben davalı iş yerine alışveriş yapmaya gittiğimde davacının çay dağıtırken gördüm, hatta ben de oturup çay içmiştim, çayı da bana davacı ... getirmişti,"; ..., "Ben berberlik yaparım, davalı iş yerine komşu işyerim vardır, aramızda iki dükkan vardır, 2005 yılından beri aynı yerde çalışıyorum, ...'in işlettiği yer önceden kırtasiye idi, sonra dükkan ikiye bölündü bi taraf kırtasiye diğer taraf çayocağı oldu, şuan kırtasiyeyi bıraktı o kısım kuru yemişçi oldu, bu çay ocağını davacı ile davalının ortak açtığını esnaf arkadaşlardan duydum, o zamanlar ... ile aramızda kopukluk vardı, şuan husumetimiz yoktur, bu çay ocağının ne zaman açıldığını ve ...'nın burada ne kadar çalıştığını bilmiyorum, ben o dönemde ... çay ocağında çay dağıtırken görüyordum, hatta yanında başka bir çalışan daha vardı, bu çay ocağı işletilirken ...'nın terzi dükkanı vardı ben gündüzleri ...'ya çay ocağında görürdüm, terzi dükkanı o dönemde faalmiydi bilmiyorum, ancak çayocağından ayrıldıktan sonra tekrar terzi dükkanında çalışmaya devam etti, ... çay ocağından neden ayrıldı bilmiyorum, çay ocağı pazar günleri kapalı olurdu," şeklinde beyanları ve davacının bir dönem beraber çalıştıklarını belirttiği tanık "..., "Davacıyı ve davalıyı tanırım, davalı ... çay ocağı işletmektedir, ayrıca gazete satmaktadır, iş yerinin adını bilmiyorum, ... bu iş yerinde sanırım bundan 4 yıl önce çalışmıştı, ben de orada çalışıyordum, ben orada çay dağıtıyordum, ... olarak, davacı ... benden önce işe girmiştir, hatta ben iş yerini davacının diye biliyordum, ...'da orada benim gibi çay dağıtıyordu, müşterilerle ilgileniyordu, çay demliyordu, sadece çay ocağı ile ilgileniyordu, gazete satım işi ile ilgilenmiyordu, çalıştığımız iş yeri bir binadır ancak ikiye bölünmüş şekildedir, bir bölümü çay ocağıdır diğer bölümü ise gazete bayii sigara satan küçük bakkal tarzı bir yerdi, benim çay ocağını davacının sanmamın sebebi davacının çay ocağına bazı masraflar yapmasıdır, davacı üst kata çıkmak için merdiven yaptırdı, çocukları okuldan gelince üst katta zaman geçirsinler diye yaptırmıştı, ben burada 10 gün kadar çalışmıştım, ancak parası yetersiz olduğu için çalışmayı bıraktım, beni işe ... almıştır, davacı orada işçi olarak çalışıyordu, ben ... ...'in davacı ...'ya ''sen burayı işlet'' şeklinde bir sözü olduğunu duymadım, aralarında böyle bir anlaşma olup olmadığını bilmiyorum, 2018 veya 2017 senesinde 10 gün çalışmıştım, davacı ...'nın terzi dükkanı vardır, bu çay ocağında çalıştığı dönemde terzi dükkanı kapalıydı," şeklinde beyanları ve diğer dinlenen davacı ve davalı tanık beyanlarından davacı ile davalı arasındaki ilişkinin hizmet akdi olup olmadığı hususunun açıkça ortaya konulmadığı anlaşılmakla, bu kapsamda, taraflar arasındaki ilişkinin niteliği tereddütsüz belirlenerek, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller toplanıp, hep birlikte değerlendirilip karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme yapılmak suretiyle ''taraflar arasındaki ilişkinin hizmet akdi olup olmadığının tanık anlatımlarıyla ortaya konulması hukuken mümkün bulunmadığı, davalı taraf, davacının çay ocağında bulunma nedeninin, ortaklık ilişkisine dayandığı yönünde savunmada bulunmuş ise de, ortaklık ilişkisini ortaya koyan herhangi bir kayıt veya belge sunulamadığı, işyeri kira sözleşmesinde de ortaklığı engelleyici hüküm bulunduğu'' gerekçesiyle yazılı şekilde direnme kararı verilmesi yerinde görülmediğinden ve Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.