"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/869 E., 2024/780 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 7. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/99 E., 2021/36 K.
Taraflar arasındaki hizmet tespiti davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 15.07.2012-19.04.2013 ile 23.10.2017 tarihleri arasında davalı ... Taşımacılık Hur. San. ve Tic. Ltd. Şirketinde kesintisiz olarak işçi sıfatı ile şoför olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
II. CEVAP
1.Davalı ... Taşımacılık Hur. San. ve Tic. Ltd. Şti. cevap dilekçesinde özetle; usule yönelik itirazlarının olduğunu, davacının aleyhe olan hiçbir talebini kabul etmediklerini, davacının müvekkil şirket ile çalışmalarını kar ortaklığı üzerinden gerçekleştirdiğini, müvekkil şirketin taşımacılık sektöründe faaliyet göstermekte olup davac da yarısına sahip olduğu kamyon/tır ile taşımacılık yapmakta ve elde edilen geliri müvekkil şirket ile kamyonun/tır mülkiyeti oranında paylaştıklarını, işçi olduğunu iddia eden davacının kendi aracını çalıştırdığını ve elde edilen geliri mülkiyet oranında paylaştıklarını, taraflar arasındaki husumetin şirket ortaklığından doğduğunu Mahkeme tarafından görevsizlik kararı verilmesini talep ettiğini, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanun'un 86. maddeye göre aylık prim ve hizmet belgesi tespiti için 5 yıl içerisinde iş mahkemesine başvurulabileceğini, bu maddeye göre davacı tarafça ikame edilen davanın hak düşürücü süreye tabi olduğunu, davacının araçlarının çalışmadığı zamanlarda gelir almadığını bu yüzden zarar riskinin olduğunu, davacı mülkiyeti kendisine ait olan aracın çalıştırılması neticesinde elde ettiği ücreti müvekkil şirketten değil, işini gördüğü üçüncü kişiden aldığını, müvekkil şirketin yapılan işler karşılığında davacıya ekstradan bir ücret ödemediğini bu nedenle aralarında bir iş sözleşmesinin bulunmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açılan bu davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
2.Fer'i müdahil SGK Başkanlığı vekili davacının 15.07.2015 - 21.11.2012 - 19.04.2013 - 19.07.2013 - 01.08.2016 - 23.10.2017 tarihleri arasındaki dönemlerinde fiili çalışmaları olduğundan bahisle hizmet tespitini istemekte olduğunu, ancak talebin kabulünün mümkün olmadığını, bunun tespiti için 5 yıllık hak düşürücü süre geçmeden talep edilmesi gerektiğini, davacının talebinin hak düşürücü süre içerisinde kaldığı için taleplerinin geçersiz olduğunu, davacının talep ettiği döneme ilişkin hizmet kayıtları incelendiğinde davacının dava ettiği döneme ilişkin herhangi bir çalışma kaydının mevcut olmadığını, bunun dışında sigortalılığa ilişkin olarak Kuruma yapılan herhangi bir başvuru yahut şikayet de olmadığını, yine çalışma iddiasına ilişkin herhangi bir resmi kayıt yahut bildirim de olmadığını, davacı tarafın hiç bir yerde çalışmadığını ve hiç bir yerden gelir almadığını beyan ettiğini, sosyal yardımlaşma vakıflarından yardım aldığı halde, yardım alınan dönemlere ilişkin olarak sigortalı çalışmalarının tespitinin talep edildiğini bu neden ile davacının hizmet tespitini istediği dönemde sosyal yardımlaşma vakıflarından yardım alıp almadığının tespitini, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddini talep ve beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafça davacının 15.07.2012 – 21.11.2012, 19.04.2013 – 23.10.2017 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı ileri sürülmüş ise de, davacının iddia edilen 2012 yılına ilişkin çalışması dava tarihi ve çalışmanın aralıklı olduğu gözetildiğinde 5510 sayılı Kanun'un 86/9. maddesinde yer alan beş yıllık hak düşürücü süreye uğradığı anlaşılmış davacının 19.04.2013 – 19.07.2013 arası dönemde çalışmaya ara verdiği tanıklarca doğrulanmış, yine davacının 2017 yılında davalı iş yerinde çalışmadığı bordro tanıklarının beyanlarıyla anlaşılmakla, ispat edilemeyen davacının davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davacı vekil istinaf dilekçesinde özetle;
1-Mahkeme tarafından müvekkilin kullandığı araç plakaları dosyaya bildirilmiş olmasına rağmen, bu araçların trafik cezalarına dair belge temin edilmediğini, müvekkilin bu araçları kullanırken aldığı trafik cezalarının mevcut olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu,
2-Mahkeme tarafından dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda her ne kadar çalışma aralıklı olduğundan 2012 yılı çalışmasının hak düşürücü süreye uğrayacağı şeklinde belirtilmiş ise de zamanaşımı hesabında iş akdinin fesih tarihinin gözönüne alınması gerekmekte olup buna göre hesaplama yapılması gerektiğinden bu hususta ek rapor alınmadığını,
3-Ayrıca bilirkişi raporunda ara verme hususunun tanıklarca doğrulandığını bu nedenle müvekkilin 19.04.2013-19.07.2013 tarihleri arasında çalışması olmadığı kanaatine varıldığının belirtildiğini, kabul etmemekle birlikte ara verme söz konusu olsa dahi ara vermenin net bir şekilde bu tarihler arası olduğunun kabul edilmesinin hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, zira tanık beyanları göz önüne alındığında müvekkilin 19.04.2013-19.07.2013 tarihleri arasında çalışması olduğunun anlaşılacağını, tanıkların beyanlarında net tarih mevcut olmadığını, kaldı ki esas alınması gereken bordro tanığı beyanları denilerek hüküm kurulmuş olduğundan işbu bordro tanıklarının beyanlarında da net tarih aralığı mevcut olmadığını,
4-Yine aynı şekilde bilirkişi raporunda bordro tanıklarınca 2017 yılı çalışması doğrulanmadığından bu dönemde çalışma yapılmadığı belirtilmiş Mahkemece bu hususta karar verildiğini, müvekkil davalı iş yerinde 01.08.2016-23.10.2017 tarihleri arasında çalışmış olup iş yerinde müvekkil tarafından kullanılan Mahkemeye bildirdikleri araç plakaları, kayıtları, bunlara gelen cezalar göz önüne alındığında belirttikleri tarihte müvekkilin davalı işyerinde çalıştığının anlaşılacağını, yeterli araştırma yapılmadan sırf bordrolu tanık beyanlarına itibar edilerek hazırlanmış raporun dikkate alınarak Mahkemece hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, temyiz dilekçesinde; istinaf gerekçelerini tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanun'un 79/10 uncu ve 5510 sayılı Kanun'un 86/9. maddeleri olup Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
2.Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözönünde bulundurulmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve temyiz edenin sıfatına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Eldeki davada, davacının 15.07.2012 - 21.11.2012 ile 19.04.2013 - 19.07.2013 ve 01.08.2016 - 23.10.2017 tarihleri arasında davalı şirkette çalıştığının tespitini istediği, davacının 20.07.2013 - 31.07.2016 tarihleri arasında davalı iş yerinden 2 no.lu belge kodu ile SGDP kapsamında bildirimlerinin olduğu, Mahkemece 2012 yılına ait tespiti talep edilen dönemin 5510 sayılı Kanun’un 86/9.maddesi gereğince hak düşürücü süreye tabi olduğu, hizmet tespiti talep edilen diğer dönemlerin ise şüphe ve duraksamaya meydan vermeyecek şekilde somut delillerle ispatlanamamış olduğundan reddine karar verilmiş ise de hüküm eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmıştır.
2.Öncelikle somut olayda, davanın 26.07.2018 tarihinde açıldığı, davalı iş yerinden davacı adına ilk işe giriş bildiriminin 20.07.2013 tarihinde yapıldığı gözetildiğinde, Mahkemece hak düşürücü süreden reddine karar verilen 2012 yılına ait çalışmalar yönünden bu tespitin yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
3.Davacının tespitini istediği diğer dönemler açısından dinlenen tanık beyanlarının yetersiz ve çelişkili olup, hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş Mahkemece, davanın somutlaştırılması yükümlülüğü çerçevesinde davacıdan talebi açıklattırılarak hangi plakalı kamyonlarda şoförlük yaptığı öğrenilmeli, belirlenen plaka numaralarına ait araçların trafik kayıtları celbedilerek trafik cezası olup olmadığı araştırılmalı, davacının elinde mal taşınması konusunda irsaliye faturası ve teslim tutanakları gibi yazılı belge olup olmadığı sorulmalı, belirlendiği takdirde istenilmeli, davacının kimlerle çalıştığı, kamyonda birlikte çalıştığı başka kimselerin olup olmadığı hususu sorulmalı, adı verilen kişiler dinlenilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.