"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1668 E., 2023/1284 K.
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/254 E., 2019/910 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/5661 D. İş sayılı, 27.10.2016 tarihli kararıyla Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilen müvekkili şirkete kayyum atandığını, davalı ...'in 02.03.2016 tarihli şirket olağan genel kurul toplantısı ile 3 yıl süre ile şirketi temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu başkanı olarak seçildiğini, 01.01.2017-31.12.2017 tarihli şirket mizanına göre, 131- Ortak Alacaklar Hesabında, müvekkili şirketin ...’den bakiye 54.238,11 TL alacaklı olduğu, yine şirketin 100- Kasa hesabına kayıtlı olan USD kasa karşılığı 74.023,06 TL ile TL, Kasa Hesabında 698.433,47 TL olmak üzere, toplamda 772.456,53 TL; 255- Demirbaşlar hesabında kayıtlı 1.813.863,70 TL bakiye bulunduğunun belirlendiğini, 15.11.2016 tarihinde, polis nezaretinde şirketin kasasının açıldığını, yukarıdaki malvarlığı değerlerinin şirket kasasında ve hesaplarında bulunmadığının tutanak altına alındığını, müvekkili şirketin 12.02.2018 karar tarihli, 2018/04 ve 2018/05 Karar nolu yönetim kurulu karaları ile de söz konusu kasa açığı sebebiyle, yönetim kurulu üyesi hakkında dava açılmasına karar verildiğini, davalı hakkında konuyla ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/64527 Soruşturma numarasında soruşturma yapıldığını, şirket kasasında oluşan ve müvekkil şirket adına doğrudan zarar niteliğinde tespit edilen açıktan, o dönemde görev yapmış olan davalının sorumluluğunun bulunduğunu, davalının kendisine verilen yönetim ve gözetim yetkisini yerine getirmekte “tedbirli bir yönetici” gibi davranmadığı gibi, şirket kasasında sonradan ortaya çıkan açık sebebiyle şirketin ve şirket alacaklılarının mağduriyetine sebep verdiğini, şirket hesaplarına göre şirketin kasasında bulunması gerekirken, fiili olarak şirket uhdesinde bulunmayan malvarlıklarının sorumlusunun davalı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 2.640.558,34 TL maddi tazminatın müvekkili şirkete kayyum atanma tarihi olan 27.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacı anonim şirketin yönetim kurulu eski başkanı tarafından zarara uğratıldığı iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davada, davalı ...’in 02.03.2016 tarihli şirket olağan genel kurul toplantısında 3 yıl süre ile davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu başkanı olarak seçilmiş olduğu, Ankara l.Sulh Ceza Hakimliğinin 27.10.2016 tarihli 2016/5661 D. İş sayılı kararıyla davacı şirkete Tasarruf Mevzuatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı, sonradan TMSF İştirakler ve Gayrımenkuller Daire Başkanlığının 01.11.2016 ve 25.01.2017 tarihli yazılarına göre şirkete kayyımlar atandığı, bilirkişi raporuna göre; kayyımların işe başladığı tarih itibariyle belirlenen kasa açığı tutarı 772.456,53 TL, ortakların şirketten çekmiş olduğu 54.238,11 TL, şirket envanterinde mevcut olup fiilen mevcut olmayan demirbaşlar tutarı 1.751.146,70 TL olmak üzere toplam 2.577.841,34 TL şirket zararından, kusursuz olduğunu ispatlamayan davalı tarafın sorumlu olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 553 üncü ve 555 inci maddeleri uyarınca davacı şirketin, şirket kasasının açılmış olduğu 15.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte 2.577.841,34 TL'nin davalıdan tahsilini talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.577.841,34 TL'nin 15.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiş, karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, anonim şirket yöneticisinin şirketi kusuruyla zarara uğrattığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile aynı Kanun'un 106 ncı ve 114 üncü maddeleri
2. 6102 sayılı Kanun'un 553 üncü ve 555 inci maddeleri
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, alınmadığı anlaşılan 176.092,34 TL temyiz ilam harcı ile 2.107,80 TL temyiz başvuru harcının HMK 339. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde adli yardımdan yararlanan temyiz eden davalıdan alınmasına,
05.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.