"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1155 Esas, 2023/ 1143 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4.Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/121 E., 2021/51 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili adına tescilli "...", "..." asıl unsurlu markaların bulunduğunu, davalı gerçek kişinin ise 2017/108087 sayılı "...+şekil" ibareli marka başvurusunu yaptığını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili markaları ile dava konusu başvuru arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, özellikle “...” markaları ile “...” markasının aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, kendileri adına tescilli ... ve ... türevi markaların seri marka niteliğinde bulunduğunu, “...” markasının da bu seriye dahil bir marka olarak algılanabilme riskinin son derece yüksek olduğunu, davaya konu “...” markası ile kendileri adına tescilli markalar kapsamındaki malların da aynı bulunduğunu, dolayısıyla markalar arasında karıştırma tehlikesinin olduğunu, dava konusu başvurunun tescili durumunda müvekkili markalarının ayrım gücünün yok olacağını, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK'in 2018-M-11383 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı şahıs vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin "..." markasını önce tescilsiz, 2015 yılından bu yana da 2015/92806 sayılı marka kapsamında tescilli olarak kullandığını, müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkrası anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacı tarafın iştigal konusu olmamasına, farklı dağıtım kanallarına sahip ve farklı sektörlerde olmasına rağmen stoklama mantığı ile tüm marka sınıfları yönünden tescil gayretinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı TÜRKPATENT vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının "...+şekil" ibareli marka başvurusu ile davacının 2013/46172 sayılı "..." ibareli tescilli markası arasında dava konusu markanın kapsamında yer alan 35. sınıftaki tüm hizmetler bakımından ortalama tüketici kesimi nazarında görsel ve sesçil benzerlik oluştuğu, 21. ve 31. sınıftaki mallar yönünden ise emtia benzerliğinin oluşmadığı, davacının "..." ibareli markaları açısından ise markalar arasında görsel ve işitsel benzerlik bulunmadığı, buna göre 35. sınıf hizmetler yönünden 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki koşulların oluştuğu, 21. ve 31. sınıftaki mallar yönünden ise anılan madde koşullarının oluşmadığı gibi aynı kanunun 6 ncı maddesinin beşinci fıkrasındaki tanınmışlık şartlarının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK'in 2018-M-11383 sayılı kararının dava konusu edilen 2017/108087 sayılı markanın kapsamında yer alan 35. sınıftaki tüm hizmetler yönünden iptaline, dava konusu markanın bu hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiş hüküm davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "...+şekil" ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet 2013/46172 sayılı "..." ibareli marka arasında, başvuru kapsamında yer alan 35. sınıf hizmetler yönünden 6769 sayılı Kanun'un 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel ve işitsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira davacının anılan markasının dava konusu başvuruda da aynen yer aldığı ve başvuruda farklı olarak yer verilen "K" harfinin, yeterli ayırt ediciliği sağlamaya elverişli olmadığı, özellikle işitsel benzerliği ortadan kaldırmadığı, seri marka koşullarının da somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla, davalı ... vekili ile davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar davalı TÜRKPATENT vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TÜRKPATENT vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Kurum'a yükletilmesine, 21.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.