Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6681 E. 2024/8030 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin ticaret unvanı ile aynı olan davalıya ait markaların hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının önceki kullanımlarına dayalı gerçek hak sahipliği iddiasının davalının tescilli markalarının hükümsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı, ticaret unvanının fiilen kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından 6769 sayılı Kanun'un 6. maddesinin altıncı fıkrası anlamında sahibine öncelik hakkı sağladığı ve davacının ticaret unvanını kullandığı mal ve hizmetler ile davalı markalarının kapsamındaki mal ve hizmetlerin benzerliği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1170 Esas, 2023/1090 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/20 E., 2021/227 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2017/23611 sayılı "...+şekil" ibareli marka başvurusunun, davalının 2011/100648 ve 2015/50086 sayılı markalarına dayalı olarak 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) maddesi uyarınca kısmen reddedildiğini, tescili istenen ibarenin müvekkilinin ticaret unvanı olduğunu ve 2003 yılından beri tescilli bulunduğunu, o tarihten bu yana müvekkilinin mevcut ticaret unvanı ile tüketiciye hizmet verdiğini, bu nedenle söz konusu ibare üzerinde kullanımdan doğan hakkının bulunduğunu, müvekkilinin ayrıca 2012/09805 sayılı "... +şekil" markasının tescilli olduğunu, müvekkilinin markası ile ticaret unvanının aynı bulunduğunu, davalının hükümsüzlüğü talep edilen markalarının, müvekkilinin ticaret unvanından haksız olarak yararlandığını, müvekkili ticaret unvanı ile aynı olan davalı markalarının hükümsüzlüklerinin gerektiğini ileri sürerek, davalı adına tescilli 2011/100648 ve 2015/50086 sayılı markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacının önceki kullanımlarına dayalı gerçek hak sahipliği iddiasının, davalının tescilli markalarının hükümsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı, davacının ticaret ünvanının çekirdeği-özünün “Tutku” ibaresi olduğu, bu ibarenin, davalının hükümsüzlüğü talep edilen 2011/100648 sayılı “tutku” ibareli ve 2015/50086 sayılı “tutku iç giyim” ibareli markalarında da birebir mevcut bulunduğu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi uyarınca ticaret unvanlarına tanınan korumanın fiilen kullanıldığı faaliyet konularını kapsadığı, ticaret unvanı olan “tutku” ibaresinin yalnızca “çorap” emtiası için kullanıldığı, bu nedenle hükümsüzlüğü talep edilen davalı markalarından yalnızca 2015/50086 sayılı “tutku iç giyim” ibareli marka kapsamında yer alan 25. ve 35. sınıflardaki “çorap” emtiası bakımından hükümsüzlük koşullarının oluşacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının 2015/50086 sayılı markasının 25. sınıftaki "çoraplar" emtiası ile 35. sınıftaki "Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çoraplar malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzen diğer yöntemler ile sağlanabilir)." ile sınırlı olarak kısmen hükümsüzlüğüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu markaların başvuru tarihleri olan 29.11.2015 ve 11.06.2015 tarihlerinden önce davacının "TUTKU" ibaresini ciddi ve geniş bir coğrafyada kullanarak bu ibareye belirli bir bilinirlik kazandırdığını ispat edemediği, dolayısıyla 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına dayalı iddianın yerinde olmadığı, buna karşılık davacının mevcut ticaret unvanının 2002 yılından beri tescilli olduğu, çekirdek kısmının "TUTKU" ibaresinden oluştuğu, bu ibarenin dava konusu markaların da asli unsurunu teşkil ettiği, şirketlerin ticaret ünvanları tescil edilirken, faaliyet alanına her türlü mal ve hizmetin yazılması mümkün olduğundan ve ticaret unvanının bu alanların hepsinde kullanma gibi bir yükümlülük bulunmadığından, ticaret unvanının fiilen kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin altıncı fıkrası anlamında sahibine öncelik hakkı sağladığının kabulünün gerektiği, dosyada mevcut bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere davacının ticaret unvanını çorap mallarında kullandığı, dava konusu 2011/100648 sayılı markanın kapsamında bu malların ya da benzerlerinin yer almadığı, 2015/50086 sayılı markanın kapsamında yer alan çorap mallarının, davacının ticaret ünvanının kullanıldığı mallarla aynı, çorap mallarının satışına özgü mağazacılık hizmetlerinin ise benzer olduğu gerekçesiyle davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden taraflara ayrı ayrı yükletilmesine, 19.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.