Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6735 E. 2025/538 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, banka hesabından bilgisi ve rızası dışında para çekildiği iddiasıyla bankaya karşı açtığı menfi tespit davasında, bankanın sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin ortağı tarafından yapılan para çekme işlemlerine rağmen, aynı hesaba daha fazla para yatırıldığı, çekilen paraların şirket kayıtlarına intikal ettirildiği ve şirketin ticari faaliyetlerinde kullanıldığı, dolayısıyla davalı şirketin bir zararının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1656 Esas, 2023/999 Karar

HÜKÜM : Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/53 E., 2019/433 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 28.01.2025 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka aleyhine İstanbul 9. İcra Müdürlüğü'nün 2016/37299 E. sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, takibe itiraz edilemediği için takibin kesinleştiğini, davalı tarafından Kadıköy 4. Noterliği'nin 31.10.2016 tarihli ihtarnamesinde bankadan 10.893.806,57 TL alacak talebinde bulunulduğunu ve talebe konu bu bedelin bölünmek suretiyle 5 ayrı icra dosyasında takip konusu yapıldığını, diğer takiplere itiraz edildiği için takibin durduğunu, davalı tarafından takibe konu edilen bedellerin bilgisi dışında hesaplarından çekilen paralar olduğunun belirtildiğini, davaya konu dosyada istenen miktarın toplam 574.959,00 TL olup bu bedelin yaklaşık 2,5 yıl boyunca davalının bilgisi dışında çekildiği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, takibe konu 574.959,34 TL tutarındaki 28 işlemin tamamının davalı firmanın %10 ortağı ve finansman ortağı ... tarafından gerçekleştirildiğini, 31.01.2014 - 15.06.2016 tarih aralığındaki ... tarafından talimat yoluyla gerçekleştirilen 28 adet para çekme işlemine itiraz edilirken aynı tarihlerde 35 işlemde aynı kişi tarafından aynı hesaba 607.204,00 TL'nin yatırıldığının belirlendiğini, bu durumda davalının itiraz ettiği işlemlerin sahte olması halinde dahi talep ettiği tutardan fazlasının hesaba yatırılmasından dolayı herhangi bir zararının olmadığını, ayrıca aynı tarihlerde ... tarafından gerçekleştirilen 31.07.2015 tarihli 95.000,00 TL ve 16.05.2014 tarihli 7.436,00 TL'lik işlemlere davalının herhangi bir itirazının bulunmadığını, takibe konu edilen tutarlardan 10 ayrı işlemden 82,487,00 TL'lik kısmın davalı şirketin hakim ortağı ... hesabına yatırıldığını, 3 ayrı işlemde 29.445,00 TL'lik miktarın da davalı hesaplarına yatırıldığını, takibe konu olan tüm işlemlerin davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında bulunduğunu, müvekkili bankanın herhangi bir sorumluluğunun olamayacağını, bankacılık mevzuatına aykırı bir işlem yapılmadığını ileri sürerek İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2016/37299 E. sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline ait mevduat hesabının gerekli şekilde korunmadığı gibi hesap sahibinin bilgisi ve rızası dışında yetkisiz kişiye ödeme yapıldığını, sahte talimatlarla yapılan bu ödemelerden bankanın sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin kaşesinin ve imzasının olduğu veya sadece imzanın bulunduğu toplam 28 talimatta şirket hesabından dava dışı ...'e ödeme yapılmasının istendiği ve banka tarafından bu ödemelerin yapıldığı, ancak aynı tarihlerde talimat içeriğinde ödeme yapılması gerektiği belirtilen ve şirketin ortağı olan ... tarafından para yatırma işleminin de yapıldığı, aynı hesaba çekilen miktardan daha fazlasının yatırıldığı ve hesaptan çekilen paraların şirket kayıtlarına intikal ettirildiği, şirketin ödemelerinde kullanıldığı, bankaya olan kredi borcu ve faizlerinin bu bedelle kapatıldığı, ortada bir zararın bulunmadığı, ayrıca 16.05.2014 tarihinde çekilen 7.436,00 TL ve 31.07.2015 tarihinde çekilen 95.000,00 TL olmak üzere toplam 102.436,00 TL'nin dava konusu yapılmadığı, dolayısıyla adı geçen kişinin yaptığı işlemlere hesap sahibi olan davalı tarafından icazet verildiği, başka bir deyişle şirketi temsile ve ilzama yetkili olmadığı halde şirket ortağı olan ... tarafından şirkete ait mevduat hesabıyla ilgili işlem yapılması hususunun benimsendiği ve bu şekilde banka nezdinde adı geçen kişinin işlem yapma konusunda yetkilendirildiğine ilişkin güven yaratıldığı ve para çekme işleminin yaklaşık 2,5 yıllık süreye yayıldığı, bu süreçte aynı kişi tarafından davalı şirketin rızası dışında para çekilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, tazminat sorumluluğunun esaslı unsurunun zarar olduğu, davalı şirket kayıtları ve banka kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucu zarar unsurunun oluşmadığının saptandığı, ayrıca tüm bunların dışında davalı şirketin hesabından çekilen paraların tamamının şirket kayıtlarında intikal ettirilerek şirket işlerinde kullanıldığının tespit edilmesi karşısında imza incelemesi yapılmasının da davaya bir katkı sağlamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 05.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.