Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6750 E. 2024/7976 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Genel kredi ve teminat sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, ipotekle teminat altına alınan alacağa ilişkin takibin nasıl yapılması gerektiği ve kefiller hakkında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip şartının aranıp aranmayacağı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: İcra İflas Kanunu'nun 45. maddesinin asıl borçlulara ilişkin bir düzenleme olduğu, kefillerin ise Türk Borçlar Kanunu'nun 586. maddesi gereği borçlunun iflası veya ihtarın sonuçsuz kalması halinde doğrudan takip edilebileceği, ipotekle teminat altına alınan alacak olsa dahi bu kuralın geçerli olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davalıların itirazlarını kısmen kabul eden direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/51 E., 2023/311 K.

HÜKÜM : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)

SAYISI : 2013/701 E., 2019/690 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında 18.08.2009 tarih ve 312.500,00 TL bedelli, 17.09.2012 tarih ve 1.000.000,00 TL bedelli 2 adet Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeler çerçevesinde krediler kullanıldığını, ödenmeyen krediler nedeni ile borç hesapları kat edilerek Osmaniye 3. Noterliği'nin 18.09.2013 tarih ve 11393 sayı ile borçlulara ihtarname gönderilerek 17.09.2013 tarihi itibarı ile 774.234,78 TL nakit, 59.565,00 TL gayrinakit kredi bakiyelerinin faizi ile ödenmesinin istenildiğini, borçların ödenmemesi nedeniyle davalı borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçluların, borç miktarına ve temerrüt faizine yönelik itirazları sonucu takibin durduğunu, davalıların itirazlarının yersiz olduğunu belirterek davalıların Osmaniye 1. İcra Müdürlüğünün 2013/6600 Esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazların iptali ile takibin devamına, davalıların %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ... Ü.'nün sorumluluk limitinin 312.500,00 TL olduğunu, ayrıca taşınmaz üzerindeki ipotek limitinin kefalet limitinden mahsubu gerektiğini, davalı şirketin davacı bankaya verdiği 400.000,00 TL'lik ipoteğin paraya çevrilmesi için davacı tarafından takip başlattığını, bu limitin de mahsubu gerektiğini, dava dosyasında kredilerle ilgili belgelerinin eksik olduğunu, hesap kat ihtarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı alacak talep edildiğini, davacı tarafından icra takibinde talep edilen temerrüt faiz oranı ve faiz miktarının fahiş faiz oranı üzerinden haksız yere faiz talep edildiğini belirterek davanın reddine, her bir müvekkili için %20'den aşağı olmamak koşulu ile kötü niyet tazminatının tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacı banka ile davalı Şirket arasında iki adet sözleşme imzalandığı, bu sözleşmeler kapsamında davalı borçluya krediler kullandırıldığı, diğer davalıların davalı borçlu tarafından kullanılan kredi sözleşmelerine davalılar ... Ü. ve ... Ü.'nün müşterek müteselsil kefil oldukları, davalı ... Ü.'nün kredi sözleşmelerinden birine kefil olduğu ve kefalet limitinin 312.500,00 TL olduğu, davalı asıl borçlu Şirket'in banka lehine verdiği 400.000,00 TL limitli ipoteğin bulunduğu, davalı ... Ü.'nün bankaya verdiği 270.000,00 TL limitli ipoteğin bulunduğu, davalı ... Ü.'nün banka lehine verdiği 360.000,00 TL limitli ipoteğin bulunduğu, dava konusu borcun ipotekle temin edilmiş olmasına, ipotek toplamlarının 1.030.000,00 TL olmasına ve ipotek limitlerinin borç miktarından fazla olmasına rağmen davacı banka tarafından ipotek konusu taşınmazlar hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine girişilmeden ve rehin açığı belgesi alınmadan borçlu/kefiller aleyhine genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, ipotekle temin edilen alacaklardan öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılıp rehin açığı belgesi alındıktan sonra genel haciz yolu ile icra takibine geçilebileceği, ipotekle temin edilen alacaklarda bunun bir icra takip şartı olduğu, ayrıca toplam ipotek miktarları ile takip talebindeki toplam tutar değerlendirildiğinde borcun karşılanmayacağı hususunun açıkça belli olmadığı, bu itibarla öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılıp rehin açığı belgesi alındıktan sonra genel haciz yolu ile icra takibi yapılması gerektiğinden davalıların işbu icra takibine itirazlarının haksız olmadığı, genel haciz yolu ile yapılan icra takibinde icra takip şartının gerçekleşmediği dava konusu icra takibinde takip talebinde borçlular hakkında açılmış veya açılacak takiplerde tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile icra takibi başlatıldığı, davacı bankanın kötüniyetli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine, davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, Osmaniye 1. İcra Müdürlüğü'ne ait 2013/6600 sayılı dosya ile davacı alacaklı tarafından, davalı borçlular aleyhine toplam 821.180,32 TL üzerinden, tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının iki adet Genel Kredi Sözleşmesi olarak belirtildiği, borçlular vekili tarafından yapılan itiraz sonucu takibin durdurulmasına karar verildiği, Osmaniye 1. İcra Müdürlüğü'ne ait 2013/660 sayılı dosyada ise, alacaklı ... Bankası A.Ş tarafından, borçlu Şirket aleyhine iki adet Genel Kredi Sözleşmesine istinaden, borçlu adına kayıtlı Osmaniye ili, Sumbas ilçesi, 630 parsel sayılı taşınmazda, 1 inci dereceden 400.000,00 TL bedelli, 09.12.2011 tarih ve 912 yevmiye numaralı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, davacı ile davalı Şirket arasında, 18.08.2009 tarihli-312.500,00 TL bedelli ve 17.09.2012 tarihli- 1.000.000,00 TL bedelli iki adet Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı, 1 inci sözleşmede, davalı ... Ü., .... ve ...'nün 312.500,00 TL limitle müteselsil kefil olarak yer aldıkları, davalı şirket tarafından, davacı banka lehine verilmiş 400.000,00 TL limitli ipotek bulunduğu, 2 nci sözleşmede ise, davalılar .... ve ...'nün 800.000,00 TL limitle müteselsil kefil olarak yer aldıkları, bu sözleşmeler çerçevesinde asıl borçlu şirkete 15 adet ticari kredi kullandırıldığı, 1 inci sözleşmenin 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğu ve kefalet sözleşmelerinin anılan Kanunun 484 üncü maddesinde düzenlenen şekil şartlarına uygun olarak düzenlendiği ve davalıların kefaletlerin geçerli olduğu, 2 nci sözleşmenin ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabi oldukları, davalı kefil ...'nün sözleşme tarihinde bekar olup eş rızası aranmasına gerek olmadığı, davalı ... Ü. yönünden ise, eşi olan ...'nün kefalet sözleşmesine rıza gösterdiği, bu nedenle davalıların kefaletlerinin geçerli olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından, 17.09.2013 tarihinde hesabın kat edildiği, Osmaniye 3.Noterliği'nin 18.09.2013 tarih ve 11393 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalılardan, 774.234,78 TL nakdi krediden kaynaklanan borcun ve çek sorumluluk tutarı olan 59.565,00 TL gayri nakit borcun 1 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin davalı şirket, .... ve ...'ye 25.09.2013 tarihinde tebliğ edildiği, bu davalılar yönünden temerrüt tarihinin 27.09.2013 tarihi olduğu, davalı ... Ü. adına gönderilen 2 ayrı ihtarnamenin ise bila tebliğ iade edildiği, davalılar tarafından Adana 9. Noterliği'ne ait 30.09.2013 tarihli 20510 yevmiye nolu cevabi ihtarname keşide edildiği, cevabi ihtarnamede davalı ...'nün adının yer almadığı, bu nedenle, davalı ... Ü'nün takip tarihi olan 01.11.2013 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, davacı lehine davalı Şirket adına kayıtlı taşınmaz üzerine 400.000,00 TL, davalı ... Ü. adına kayıtlı taşınmaz üzerine 270.000,00 TL ve davalı ... adına kayıtlı taşınmaz üzerine 360.000,00 TL bedel üzerinden ipotekler tesis edildiği, ipotek belgelerinde, ipoteğin, davacı bankaya doğmuş/doğacak, kefalet dahil her türlü borcu kapsadığının belirtildiği, davalı ... Ü. adına kayıtlı ipotekli taşınmazın, dava konusu olmayan Kadirli İcra Müdürlüğü'nün 2014/606 sayılı dosyasından satılarak paraya çevrildiği ve taşınmazın davacı banka adına kayıtlı olduğu, davalı ... Ü'nün ipotekli taşınmazı hakkında ise, dava konusu olamayan Kadirli İcra Müdürlüğü'nün 2014/1059 sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle icra takibine geçildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, ipotek bedellerinin toplam alacak tutarından tenzil edilip edilmediği hususlarından kaynaklandığı, 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 45 inci maddesinin asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlendiği, bu maddenin alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlediği ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin olduğu, bir diğer anlatımla bu maddenin asıl borçlu için getirilmiş bir kural olduğu ve kefiller hakkında uygulanmayacağı, 6098 sayılı Kanunun müteselsil kefalet başlıklı 586 ıncı maddesinde (eski Borçlar Kanunu'nun 487 inci maddesi) ise, “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir” hükmü yer aldığı, Dairece alınan, denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olan 22.04.2022 tarihli rapor ve 26.08.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda, davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalılardan talep edebileceği alacak tutarının 733.885,20 TL asıl alacak, 35.272,31 TL işlemiş faiz, 1.763,62 TL BSMV olmak üzere toplam 770.921,13 TL olarak tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmede, müteselsil kefillerin çek yaprakları yasal sorumluluk tutarından sorumlu olacaklarına dair hüküm bulunmadığı, davalı asıl borçlu şirket tarafından ipotekle teminat altına alınan 400.000,00 TL'nın mahsubu sonucu, davalı Şirketin sorumlu olduğu tutarın 390.809,55 TL olarak belirlendiği, davalı ... Ü. ve ...'nün ise, kefalet limitlerinin 800.000,00 TL olup, davalıların borcun tamamından sorumlu oldukları, davalı ... Ü. tarafından bankaya verilmiş bir teminat bulunmadığı, davalı ... Ü. tarafından, davalı banka lehine verilen 360.000,00 TL bedelli ipoteğin ise, davalının, davacı banka ile imzaladığı 11.02.2013 tarihli Sabit Faizli Konut Finansmanı Kredi Sözleşmesinin teminatı olarak verildiği, ipotek belgesindeki akdi ve temerrüt faiz oranları birlikte değerlendirildiğinde, ipotek verilen kredinin tüketici kredisi olup, dava konusu ticari kredinin teminatı olarak değerlendirilemeyeceği, davalılardan ...'nün ise, kefalet limitinin sözleşmede 312.500,00 TL olarak belirtildiği, davalı ... Ü. adına kayıtlı ipotekli taşınmazın, dava konusu olmayan Kadirli İcra Müdürlüğü'nün 2014/606 sayılı dosyasından, dava konusu kredi borcu dışında kullandırılan bireysel nitelikli başka kredi borcuna istinaden satılarak paraya çevrildiği, bu nedenle, ipoteğin mahsup edilemeyeceği, davalı ... Ü'nün kredi borcunun 312.500,00 TL'lık kısmından müteselsil kefil olarak sorumlu olduğu, bu nedenle, ilk derece mahkemesince Osmaniye 1. İcra Müdürlüğü'ne ait 2013/6600 sayılı dosyadaki takibe davalı borçlular tarafından yapılan itirazın bilirkişi raporunda tespit edilen miktarlar üzerinden iptali ile takibin bu miktar yönünden devamına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı vekilinin istinaf talebinin ise yerinde olduğu gerekçesi davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile davalılar tarafından Osmaniye 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/6600 Esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile; takibin Osmaniye 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/6601 Esas sayılı takip dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 733.885,20 TL asıl alacak, 35.272,31TL işlemiş faiz, 1.763,62.TL BSMV alacak olmak üzere toplam 770.921,13 TL alacak üzerinden devamına, (işbu bedelin davalılar .... ve ...'nün tamamından, davalı Şirketin 390.809,55 TL, ...'nün ise 312.500,00 TL'sinden sorumlu tutulmasına), fazlaya ilişkin talebin reddine, 154.184,22 TL icra inkâr tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (işbu bedelin davalılar .... ve ...'nün tamamından, davalı Şirket'in 78.161,91 TL, ...'nün ise 62.500,00TL'sinden sorumlu tutulmasına) karar verilmiş, karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 18.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.