"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1596 Esas, 2023/1639 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/25 E., 2021/728 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 21.12.2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının 4 numaralı maddesinin iptalini talep ettiklerini, genel kurulun ilgili bu maddesine yönelik muhalefet şerhinin tutanağa yazdırıldığını, bu madde ile alınan kararın müvekkillerinin şirketteki paylarını azaltma sonucunu doğuracak mahiyette olduğunu, sermaye artışının bu nedenle gerekçesiz, yanlış ve gereksiz olduğunu, şirketin mali durumu ve finansal bilançolarının iyi olduğunu, sermaye artırımına gitmesi değil, ancak kâr payı dağıtmasının daha doğru ve adil olduğunu, davalı şirket uygulamasının azlık pay sahiplerini sindirme ve yıldırma yoluyla şirketten uzaklaştırma politikasının bir parçası olarak bu kararın alındığını, bilgi alma ve inceleme haklarının engellendiği nedenleriyle bu kararın hukuka uygun olmadığını, yine ayrıca mevcut yükümlülükleri artıran nitelikte olduğundan tüm ortakların onayının gerekli olduğunu ileri sürerek davaya konu edilen genel kurul ilgili maddesinin dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle reddi gerektiğini, bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılmasına ilişkin şirket yükümlülüklerinin yerine getirildiğini, alınan kararın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) hükümlerine uygun olduğunu, şirketi zor duruma düşürmek amaçlı olduğu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalı şirketin 20 esas sermaye payı bulunmaktadır. Bu esas sermaye paylarının 12'si ...'a, 3'ü ...'a, 2'si ...'a, 0,75'i ...'a, 2,25'i ...'a ait olduğu, sermaye artırımı kararına olumlu oy veren ..., ... ve ...'ın payları toplamı 17 olduğu, bu haliyle sermaye artırımı için yeterli oy ve sermaye çoğunluğu sağlandığı, davacıların, alınan genel kurul kararına itiraz şerhi düşerek süresi içinde kararın iptalini talep ettikleri, dosya arasına alınan mali bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda sermaye artırımının gerekli olmadığı, diğer azlık oylara sahip olan davacı ortakların zararına bir durum oluştuğu, sermaye artırımına gerekçe olacak bir projenin mevcut bulunmadığı, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesi gereğince sermaye artırımının dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sermaye artırımına ilişkin kararın iptalini gerektiren nitelikte kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kurallarına aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Dava; 21.12.2018 tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında alınan kararlardan 4 numaralı kararın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6102 sayılı Kanun'un 583 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
Bilindiği üzere sermaye artırımı, dış kaynaklardan ve iç kaynaklardan artırım olmak üzere ikiye ayrılır. Dış kaynaklardan sermaye artırımında şirkete yeni kaynak girmektedir; iç kaynaklardan sermaye artırımında ise, şirkete yeni kaynak girmemekte, bilançodaki kalemler yer değiştirmektedir. İç kaynaklardan sermaye artırımı, yedek akçelerin, dağıtılmamış kârların, yeniden değerleme değer artış fonlarının, iştiraklerin, gayrimenkullerin veya amortismana tabi diğer iktisadi değerlerin satışından elde edilen fonların sermayeye dönüştürülmesi suretiyle yapılan artırımdır. Anonim şirketlerde esas sermayenin artırılması kanunen tanınmış bir haktır. Kanunda belirtilen şartları yerine getirmek şartıyla şirket her zaman sermaye artırımına gidebilir. Sermaye artırımı yoluna çeşitli nedenlerle gidilebilir. Şirketin büyümesi, yeni yatırımlar yapması, birleşmesi, başka bir işletmeyi devralması, vadesi gelen borçlarını ödemesi, sermaye yapısını güçlendirmesi bu nedenlerin başında gelir. Sermaye miktarı, mevcut pay sahipleri için kazanılmış hak oluşturmaz. Ancak, bunun yanında sermaye artırımı hakkının kötüye kullanılmaması da gerekir. Artırım kararının kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı olması halinde iptali söz konusu olur. Sermaye artırımı yapılırken şirketin sermaye ihtiyacından ziyade, ortakları zarara uğratmak ve onların şirketteki kâr, tasfiye payı ve oy oranlarını azaltmak amacıyla yapılıp yapılmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Çoğunluk, azınlığın ezilmesi sonucunu doğuran haksız ve yersiz kararlar alırsa, bu kararların iptali istenebilir. Somut olayda davalı şirketin sermayesi iç kaynaklardan artırılmış olup, şirket ortaklarının sermaye paylarında bir değişiklik ortaya çıkmamıştır. Keza davalı şirketin esas sermaye paylarının 12'si ...'a, 3'ü ...'a, 2'si ...'a, 0,75'i ...'a, 2,25'i ...'a aittir. Sermaye artırımı kararına olumlu oy veren ..., ... ve ...'ın payları toplamı 17'dir. Hâl böyle olunca sermaye artırımı için yeterli oy ve sermaye çoğunluğu sağlanmıştır. Bu nedenle şirket ortakları olan davacıların pay ve oy oranlarını azaltmak sonucunu doğuran bir zararın doğduğundan söz edilmeyeceği gibi dosya kapsamından hakların sınırlandırılarak kullanılması ya da hak ve nesafet ilkesinin de ihlal edildiğine yönelik bir tespitte de bulunulmamıştır. Hâl böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 20.11.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.