Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6837 E. 2024/7978 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Şirket yöneticisinin, şirkete ait taşınmazı düşük bedelle satması nedeniyle açılan sorumluluk davasında, satış işleminin muvazaalı olup olmadığı ve şirket yöneticisinin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Şirket yöneticisinin, taşınmazın gerçek değerinin altında satılmasıyla şirketi zarara uğrattığı, ticari defter kayıtlarının bu durumu doğruladığı ve davalıların mahsup talebinde bulunamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI :2020/1286 Esas, 2023/238 Karar

HÜKÜM :Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ :Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI :2015/1484 E., 2019/514 K.,

Taraflar arasındaki şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklı tapu iptali ve tescili ya da tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının dava dışı ... Mesken (A.Ş) şirketinin ortağı olduklarını, davalı ...nin ise şirketin tek yetkilisi, diğer davalı ... O.Y.nin ise şirketin denetçisi olduğunu, davalı ...'ın ... Yapı şirketinin ortağı olduğunu ve ... şirketindeki mal varlığını aktarmaya başladığını, dava konusu taşınmazın ... şirketinden davalı ... şirketine satıldığını, bu işlemin muvazaalı olduğunu, ... şirketinin de taşınmazı ...'a ipotek vermek suretiyle kredi kullandığını, davalı ...'nın denetçi sıfatıyla ortaklara bilgi vermesi gerekirken bilgi vermediğini, genel kurulun toplanmasını sağlamadığını, taşınmazın satış bedelinin rayice uygunluğunun belli olmadığını, bedelin ödenip ödenmediğinin bilinmediğini, gerçek anlamda yapılan bir satış olmadığını belirterek davalı şirket adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile ortağı olduğu dava dışı ... Mesken Taahhüt İnşaat ve Tic. A.Ş. adına tapuya kayıt ve tesciline bunun mümkün olmaması halinde fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile dava dışı ... Mesken Taahhüt İnşaat ve Tic. A.Ş.'ye ödenmesi talep edilmiş, 07.06.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmazın rayiç bedeli olan 385.000,00 TL'nın davalılardan tahsiline, olmadığı takdirde taşınmazın tapu kaydının iptali ile dava dışı ... Şirketi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili Sarp'ın mülkiyeti 3 üncü şahıslara ait olan bir taşınmaz üzerinde ... villaları olarak adlandırılan 38 adet villadan oluşan bir site yapmak üzere şirket kurduklarını, kurulan ... şirketinin %51 hissesinin müvekkili Sarp'a, %49 unun ise davacı ve kardeşine ait olduğunu, taraflar arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği 21 adedinin yüklenici davacı firmaya, 17 adedinin de arsa sahiplerine verilmesi gerektiğini, finansmanının ise taraflarca karşılanması gerektiği halde işlemlerin müvekkili tarafından yerine getirildiğini ve finansman için ... şirketinden maddi anlamda destek aldığını ve şirkete borçlandığını, ... inşaat şirketinin borçlarını ödemek için taşınmazı davalı ... şirketine 300.000,00 TL bedelle devrettiğini, ... şirketinden ... yapı şirketine para aktarımının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davaya konu taşınmazın ... şirketi tarafından 300.000,00 TL bedelle ... şirketine satıldığı, bedelin de ... şirketinin ... şirketinden olan alacağına mahsup edildiği, her iki şirketin birbirini doğrulayan ticari defterlerine göre davaya konu taşınmazın bedelinin mahsubundan sonra ... şirketinin davalı ... şirketine halen 1.297.634,51 TL borçlu olduğunun anlaşıldığı, mahkemece yapılan keşif sonucu gayrimenkul değerleme uzmanından alınan rapora göre, davaya konu taşınmazın devir tarihi itibariyle rayiç bedelinin 385.000,00 TL olduğunun tespit edildiği, davalı şirketin ... şirketine ait gayrimenkulü 300.000,00 TL bedel üzerinden aldığı ve ... şirketinin borcuna mahsup ettiği, bilirkişilerce tespit edilen rayiç değere göre, ... şirketinin bu satışta satış tarihi itibariyle 85.000,00TL zarara uğradığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 85.000,00 TL'nin taşınmazın devir tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak dava dışı ... Mesken Taahhüt İnşaat ve Ticaret A.Ş'ye ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ile davalılardan Sarp'ın, dava dışı ... A.Ş.'nin ortaklarından olup, davalı ...'ın şirketin münferiden yetkili temsilcisi olduğu, davalı ... Ltd. A.Ş.'nin ise, 16.12.2014 tarihinden itibaren tek ortağının ve şirket temsilcisinin yine davalı ... olduğu, dava konusu Adana İli, Seyhan İlçesi, Cemal Paşa Mah., 1018 ada 20 parsel sayılı taşınmazda bulunan 25 nolu bağımsız bölümün dava dışı ... A.Ş. adına tapuda kayıtlı iken, yetkili temsilci Sarp tarafından 21.04.2015 tarihinde, davalı ... Yapı şirketine 300.000,00 TL bedelle satışının yapıldığı, satış bedelinin dava dışı ... şirketinin defterlerinde giriş kaydı bulunmamakla birlikte, davalı ... şirketinin, dava dışı ... şirketinden olan alacağına mahsup edildiği, her iki şirketin birbirini doğrulayan ticari defterlerine göre, taşınmazın bedelinin mahsubundan sonra, ... şirketinin davalı ... şirketine halen 1.297.634,51 TL borcu bulunduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından, davalılar arasında yapılan satış işleminin muvazaalı olduğu, satış bedelinin taşınmazın rayiç bedelinden düşük olduğu gibi, satıştan elde edilen gelirin, dava dışı ... Şirketinin ticari defterlerine işlenmediği, ticari defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, bu nedenle, defterlerde yer alan, ancak gerçekte var olmayan alacak borç ilişkisi çerçevesinde yapılan mahsup işleminin de gerçeği yansıtmadığı, aksi yönde tespitler içeren bilirkişi raporuna istinaden karar verilemeyeceği ileri sürülmüş ise de, usulüne uygun tutulmayan ticari defterlerin içeriğinin sahibi aleyhine delil sayılacağı, HMK'nın 222. nci maddesi uyarınca tarafların ticari defterlerinin birbirini doğrulayan hususlarda ise kesin delil oluşturduğu, davacı tarafından, taraflara ait ticari defterlerdeki birbirini doğrulayan kayıtların aksinin ispatlanamadığı, İlk Derece Mahkemesince alınan raporda, taşınmazın satış tarihindeki rayiç bedelinin ise 385.000,00 TL olarak tespit edildiği, dava konusu taşınmazın satım sözleşmesinde gerçek bedelinin düşük gösterilmiş olmasının satış işleminin batıl sayılmasını gerektirmeyeceği, ancak, taşınmazın tahsil edilen ve ... şirketinin borcundan mahsup edilen satış bedeli ile gerçek değeri arasındaki 85.000,00 TL farkın, dava dışı ... Şirketi yönünden zarar oluşturduğu, davalılar tarafından, taşınmazın gerçek değerinin altında satılmasını haklı gösterecek objektif bir gerekçe sunulmadığı, davalı şirket yöneticisi Sarp'ın hem davalı şirketin, hem de dava dışı ... şirketinin yetkilisi olduğu dönemde bu işlemi gerçekleştirdiği ve davalı ...'ın kusuru ile ... şirketinin, davalı ... şirketi lehine zarara uğratıldığı sabit olup, ...'in, 6102 sayılı TTK'nun yukarıda belirtilen hükümleri çerçevesinde bu zarardan sorumlu olduğu, davalı ... şirketinin belirtilen hükümlerden sorumluluğuna gidilebilmesi olanaklı olmamakla beraber, her iki şirketin yöneticisinin aynı olduğu, basiretli tacir gibi hareket etmeleri gerektiği ve şirketin bile bile zarara uğratıldığı gözetilerek, haksız fiil hükümleri dairesinde davalı şirketin de bu zarardan sorumlu olduğu, her ne kadar davalılar tarafından, dava dışı ... Şirketinin, dava tarihi itibariyle her iki davalıya da borcu bulunduğu gözetilerek, mahsup işlemi yapılması gerektiği savunulmuş ise de, davanın niteliği dikkate alındığından, mahsubu talep edilen alacağın aynı hukuki ilişkiden kaynaklanmadığı ve aralarında sıkı bağlantı bulunan aynı konuya ilişkin olmadığı, bu nedenle davalıların mahsup talebinde bulunamayacakları, sonuç olarak, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilerek, 85.000,00 TL zarardan her iki davalının da sorumlu tutulmuş olmasında ve yargılama giderlerinin TTK'nun 555/2 maddesi gözetilerek belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, şirkete ait taşınmazın, kötü niyetli ve muvazaalı olarak satıldığı iddiasına dayalı olarak açılmış sorumluluk davası kapsamında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalılara ayrı ayrı yükletilmesine, 18.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.