Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6844 E. 2024/1626 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı banka tarafından feshedilen üye iş yeri sözleşmesi nedeniyle davacı şirket hakkında yapılan olumsuz istihbarat bildiriminin ve bunun sonucunda oluşan etkilerin kaldırılması talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın, davacı şirket hakkında yeterli ve haklı bir sebep olmaksızın olumsuz istihbarat bildiriminde bulunarak, davacı şirketin diğer bankalarla çalışmasını engelleyici bir etki yarattığı ve bu durumun davacının ticari faaliyetlerini olumsuz etkilediği gözetilerek, davalı bankanın yaptığı olumsuz istihbarat bildiriminin kaldırılmasına ve davacının uğradığı zararın giderilmesine karar verilmiş, bu doğrultuda direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/338 E., 2022/648 K.

...

DAVA TARİHİ :

HÜKÜM : Ret

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen üye işyeri sözleşmesinin ortada hiçbir müşteri şikayeti ve ihbarı olmamasına rağmen davalı tarafça tek taraflı olarak fesh edildiğini, davalı bankanın tek yanlı başvurusu ile müvekkili şirket hakkında Fraud Sistemine yapmış olduğu haksız ve yasal dayanaktan yoksun "yüksek miktarlı pos çekimi ve şaibeli şirket" ihbarı sonucunda müvekkilinin tüm bankalar nezdindeki çalışmalarının son bulduğunu, ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek, davacının ekonomik olarak uğratılmış olduğu zararın sona erdirilmesi bakımından, davacı şirketin bankacılık Fraud Sistemi gereği kara listeye alınma nedeni olan bu tahdidin kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı şirketin ortakları ile pek çok işlemi itiraz ve iptal konusu olmuş dava dışı şirketin ortaklarının akraba olduğunu, faaliyet adresleri ve faaliyet alanlarının aynı olduğunu, birinin kapatılmasından sonra diğerinin aynı yerde faaliyete başlamış olduğunu, iki şirket arasında fiili ve organik bağ olduğunu, müvekkili bankanın kart hamillerini korumak zorunda olduğunu, taraflar arasında 15.11.2011 tarihinde imzalanan üye işyeri sözleşmesinin müvekkili bankanın gördüğü lüzum üzerine sözleşmeden doğan tek taraflı fesih hakkını kullanılarak 15.01.2013 tarihinde feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İşyeri Fesih/Uyarı/Fesih İptal Bildirim ve BKM Merkezi İşyeri Veri Tabanı Harcama İtirazı Yönetmeliği'nin 2.1. Acguirer Üye Sorumluluğu alt başlıklı bölümünde yer alan maddeye göre davalı bankanın fesih ile sonlandırdığı işlemi BKM A.Ş.'ye doğru bir şekilde ve de zamanında bildirim yapma sorumluluğu bulunduğu, somut olayda, davalı banka tarafından davacı hakkında fraud kapsamında bildirim yapılmadığı, davacı firma ortaklarının daha önce aynı adreste, aynı işi yapan dava dışı Onuralp Ltd. Şti.nin firmasının ortakları arasında akrabalık bağı bulunduğu, Onuralp Ltd. Şti'nin üye işyeri işlemlerinin yoğun olarak tüketici itirazlarına uğradığı hususlarının davalı banka tarafından öğrenildiği, bunun üzerine olumsuz istihbarata dayalı olarak kredibiltenin zaafa uğraması sonucunda davacı üye iş yeri sözleşmesinin iptal edildiği kanaatine varıldığı, geçmişte sorunlu firma ortakları ile davacı şirket ortakları arasında 1.dereceden akrabalık ilişkisi bulunmasının, geçmişte sorunlu şirket ile davacı şirketin aynı adreste aynı sektörde faaliyetlerine devam ediyor olması durumunda, bankaların davacı şirkete üye işyeri hizmeti vermeleri, üye işyeri hizmetlerine devam ettirmelerinin, tamamen bankaların risk politikaları doğrultusunda risk komitesinin alacağa kararlara bağlı olduğu, davalı banka bildiriminin diğer bankalarca dikkate alınmasının da kendi risk komitelerinin kararına bağlı olduğu, hakkında olumsuz istihbarat bilgisi olan bir firmayla diğer bankalar çalışma ihtimalinin genelde daha az olduğu, dava dışı Onuralp Limited şirketi ile davacı şirket yetkilileri arasında soyadı benzerliğinin bulunmasının fesih bildirimi için yeterli olmadığı, Bankalar Arası Kart Merkezi'nin 24.01.2017 tarihli yazısı ekinde yer alan Ek1: Fesih Kayıt Bildirimleri tablosu incelendiğinde; davacı firma hakkındaki ilk fesih bildiriminin 25.01.2013 tarihinde 46 üye numaralı Banka (Akbank) tarafından yapıldığı, bildirimde fesih kodu olarak “Fesih- Diğer” bilgisine ve yine açıklama bölümüne de “Olumsuz İstihbarat” bilgisine yer verildiği, Ek2: Fraud Kaydı Bildirimleri tablosu incelendiğinde; davalı banka tarafından davacı hakkında yapılmış fraud bildiriminin yer almadığı, T. Vakıflar Bankası T.A.O. tarafından 14.11.2012 ve 27.01.2012 tarihlerinde olmak üzere davacı firma hakkında iki defa kart numarasının sahtecilik amaçlı kullanılması bildiriminde bulunulduğu, Kredi Kayıt Bürosu'nun 20.06.2016 tarihli yazısında; STI Turizm Seyahat Taşımacılık San ve Ltd. Şti.ne ait herhangi bir kayda ulaşılmadığının belirtildiği, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen ve derecatan geçerek kesinleşen davada davalı Vakıfbank'ın davacı hakkındaki talebinin fraud olduğu, görülmekte olan davada ise davalının bu şekilde bir talebinin olmadığı, bu yönde fraud sistemine düşürülen kaydının olmadığı, davalı bankaca kredi bürosu nezdinde de böyle bir kaydın oluşturulmadığı, davacının talebinin ise fraud sisteminde düşmüş kaydın kaldırılmasına ilişkin olduğu, davalı bankaca davacı şirket fraud sistemine alınmadığından, alınmayan bir işlemin kaldırılması talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Yargıtay Kararı

Dairenin 04.10.2023 tarih, 2022/5836 E. ve 2023/5607 K. sayılı kararıyla, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kararına göre davacının talebi fraud listesine alınma tahdidinin kaldırılmasına yönelik olup, Mahkemece, davacı şirketin ilk olarak 25.01.2013 tarihinde dava dışı Akbank T.A.Ş. tarafından fraud listesine alındığı, davalı bankanın da 07.02.2013 tarihinde davacı şirketi aynı listeye dahil ettiği, davacı ile davalı arasında 14.10.2013-28.01.2013 tarihleri arasında devam eden ilişkide yoğun bir işlem hacmi bulunmasına karşın davacının davalı bankaya olumsuz bir durum yaşatmadığının tespit edildiği, davacı şirketin fraud sitemine ilk olarak dava dışı banka tarafından dahil edilmiş olmasının davalı bankanın aynı işlemi uygulamaktaki kusurunu kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı banka tarafından 07.02.2013 tarihinde davacı şirketin bankacılık fraud sistemi listesine alınmasına ilişkin tahdidin kaldırılmasına karar verilmiş olup işbu temyize konu dosyaya ilişkin alınan bilirkişi raporuna göre de dava dışı Vakıfbank tarafından davacı şirket hakkında yukarıda belirtilen 07.02.2013 tarihli işlemin de fraud kaydı bildirim tablosunda değil, fesih kaydı bildirim tablosunda yer aldığı, Mahkemece, davacı ile Vakıfbank arasında görülen davada, davacı talebinin fraud sistemine düşülen kayda yönelik olduğundan bahisle dava dışı Vakıfbank dosyasından, davacı talebinin şeklen ayrıştırılmasının doğru olmadığı, kaldı ki, bilirkişi raporunda BKM mezuatına göre, sahtekarlık ve dolandırıcılık yapan, yurt içi ve uluslar arası kartlı ödeme sistemi kurallarına ve sair hususlara uymayanları diğer bankalara duyurmak amacıyla işyeri fesih/uyarı/işyeri iptal bildiriminin BKM A.Ş'ye yapıldığı, fesih nedenlerinin 17 madde halinde sıralandığı, kartlı ödeme sektöründe sahte işlemin fraud olarak adlandırıldığı, faaliyetleri bakımından bankaların fraud birimlerini kurdukları, bankaların fraud birimleri tarafından üye işyeri fesih listesi hazırlanarak BKM A.Ş.'ye raporlandığı, BKM A.Ş. tarafından tutulan fesih listesinin, tüm bankalar tarafından beslenen ve bankalara hizmet olarak sunulan bir liste olduğu, fesih listesinde genelde riskli müşterilerin yer aldığı, fesih listesinde yer alan firmalara üye işyeri hizmeti verilmesi konusunda bankaların isteksiz davrandığı, davalı banka tarafından davacı hakkında BKM A.Ş.'ye 25.01.2013 tarihinde "Olumsuz İstihbarat" koduna yer verilerek fesih bildirimi yapıldığı, davalı banka tarafından fraud bildirimi yapılmadığı, yine Kredi Kayıt Bürosu nezdinde de fraud bildirimine yer verilmediği, davalı bankanın geçerli bir sebebe dayanmadan olumsuz istihbarat bilgisi adı altında bildirimde bulunmasının haklı olmadığı görüşüne yer verilmiş olup, davacı talebinin her ne ad altında olursa olsun nihayetinde, davalı bankanın, bilirkişi raporuna göre fesih bildirimi için yeterli görülmeyen akrabalık ilişkisi sebebine dayanarak davacı ile üye işyeri sözleşmesini feshederek olumsuz istihbarat bilgisi ile 25.01.2013 tarihinde BKM A.Ş.'ye bildirmiş olduğu fesih bildiriminin davacının diğer bankalarla çalışmasını engelleyen olumsuz etkilerinin kaldırılmasına yönelik olduğu, nitekim bu etkinin davacı tarafından Vakıfbank T.A.O aleyhine açılan dava ile ile de ortaya konulduğu, fesih bildiriminin hukuken kabul edilebilir haklı bir sebebe dayalı olmadığı, bilirkişi raporuna göre üye işyeri fesih listesinin bankaların fraud birimleri tarafından hazırlandığı, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davadan, davacının Vakıfbank ile olan üye işyeri sözleşmesinin feshinin işbu davada davalı bankanın yapmış olduğu fesih bildiriminden kaynaklandığının anlaşıldığı, davacının maddi vakıayı açıklamış olduğu, hukuki nitelendirmenin hâkim tarafından yapılacağı hususları birlikte değerledirildiğinde yazılı gerekçeyle salt davalı banka bildirimin fraud sisteminin Ek-2 listesinde değil Ek-1 fesih bildirimi listesinde olduğu, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davadaki talebin ise fraud kaydının silinmesi yönünde olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, davacının bankacılık işlemi yapma hak ve yetkisinin davalı bankanın ihbar yazısı nedeniyle sonlandırıldığı, Dairemizin 26.02.2020 tarihli ve 2020/200 E., 2020/2108 sayılı emsal kararına göre de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili; Mahkemece bozma ilamına uygun değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesinin doğru Mahkemenin taleple bağlılık ilkesi gereği değerlendirme yaptığını, müvekkili tarafından fraud sistemine bildirim yapılmadığını, ''diğer-olumsuz istihbarat''ın seçildiğini, yapılan bildirimin diğer bankalar tarafından dikkate alınma zorunluluğunun bulunmadığını, karşı oyun isabetli olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, taraflar arasında akdedilen üye iş yeri sözleşmesinin davalı banka tarafından feshi üzerine yapılan fraud bildiriminin kaldırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE,

Aşağıda yazılı 328,85 TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 2.505,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

(Karşı Oy)

K A R Ş I O Y

Tüm dosya kapsamı ve Dairemizce verilen bozma ilamının içeriği nazara alındığında bozmaya uyulmuş olmakla, usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiğini düşündüğümüzden davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü gerekmekte olup, sayın çoğunluğun karar düzeltme talebinin reddine ilişkin kararına katılmamaktayız.