Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1006 E. 2024/6628 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin, yetkilisinin düzenlediği bono ile ilgili olarak borçlu olmadığının tespiti istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirket yetkilisinin, bono ile ilgili aval verme yetkisinin olmadığı ve şirketin bu işlemden sorumlu tutulamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin davacı lehine verdiği karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/670 Esas, 2023/825 Karar

HÜKÜM :Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ... ile davalı ... vekili Avukat ... Kozanoğlu arasında imzalanan 30.12.2012 tarihli protokolle, ... ...'in, kardeşi olan ... ... ile yeğeni ... ... aleyhine Antalya 7. İcra Müdürlüğünün 2011/5447 E. ve 201l/l1408 E. sayılı dosyaları ile başlatılan takip borçlarından kurtulmaları için ... ...'in şahsi olarak ve Alara Özel Eğitim Öğretim Yayıncılık Ltd. Şti., Atlas Tic. İnş. San. Tur. Ltd. Şti.'nin de yetkilisi olarak davaya konu bonoyu düzenleyerek ...’a verdiğini, 30.12.2012 tanzim, 30.09.2013 ödeme tarihli, 80.000,00 TL bedelli, alacaklısı ..., borçluları ... ... ve Alara Özel Eğitim Öğretim Yayıncılık Ltd. Şti., kefili Atlas Tic. İnş. San. Tur. Ltd. Şti. olan bonoda ihdas nedeni olarak nakden alındığının yazılı olduğunu, ancak nakit para verilmediğini, senedin kefalet amaçlı verildiğini, düzenleme tarihinin olmadığını, sonradan eklendiğini, kefalet amacıyla düzenlenen protokol tarihinde ... ...'in evli olduğunu, eş rızası alınmadığını, davacı şirketin üçüncü kişinin borcuna kefil olmasını gerektiren bir durumun bulunmadığını, şirket genel kurulunda da kefaletle ilgili hiçbir karar alınmadığını ileri sürerek Antalya 11. İcra Müdürlüğünün 2013/10238 E. sayılı dosyası ile icra takibine konu edilen söz konusu bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; icra dosyasında, davacı borçlu şirket yetkilisi olarak ve kendi adına da asaleten ... ...'in, dosya borcunu kabul ettiğini, 22.01.2016 tarihli haciz tutanağında ödeme taahhüdünde bulunduğunu, bir kısım ödemeler yaptığını, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu, taraflar arasında akdedilen protokolde adı geçen senedin ödeme amacı ile verildiğinin açık olduğunu, taraflar arasındaki asıl ilişkinin "aval" olarak kabul edilmesi gerektiğini, davacının, kefillik hükümlerine dayanarak eş rızası koşulunu ileri sürmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, dava dışı temsilci ... ...'in dava konusu bonoyu şirket yetkilisi olduğu dönemde keşide ettiği ve davacı şirket adına attığı aval imzasının müdürün şirkete özen ve bağlılık yükümlülüğü ile bağdaşmadığı, aval için kendisine verilmiş açık bir iznin veya icazetin varlığının iddia ve ispat edilmediği, bu nedenle aval işleminin davacı şirket açısından bağlayıcı olmadığı, geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ve karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 23.09.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.