"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1938 Esas, 2023/1502 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/131 E., 2019/365 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin profesyonel ve ev içi kullanım için kozmetik ürünleri üretimi, pazarlanması ve geniş yelpazeli dağıtım ağı ile dağıtılması işi ile iştigal ettiğini, "JUVERDERM" markasını da 1999 yılından bu yana uluslararası alanda estetik merkezleri, güzellik salonları ve eczanelerde başarılı bir şekilde kullandığını, söz konusu markayı Gürcistan, Makedonya, Avrupa Birliği, İsviçre, Norveç, WIPO nezdinde adına tescil ettirdiğini, müvekkili şirketin markayı Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde de tescil ettirmek için başvuruda bulunduğunda davalı adına tescilli olan ancak kullanılmayan markalar nedeniyle tescil işlemini gerçekleştiremediğini, davalının "JUVEDERM" esas unsurlu markaları kesintisiz ve ciddi olarak kullandığını ispatla yükümlü olduğunu ileri sürerek davalı adına tescilli 2007/71081 numaralı "JUVEDERM FORMA", 2007/71083 numaralı "JUVEDERM VOLUMA", 2007/71086 numaralı "JUVEDERM REFINE" ve 2007/51195 numaralı "JUVEDERM ULTRA" ibareli markaların 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 9 ve 26. maddeleri gereğince iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı markasının tanınmış olduğunu, çeşitli ürünlerini 1995 yılından 2010 yılına kadar Türkiye'de distribütörleri aracılığıyla satışa sunduğunu, 2010 yılından bu yana ise bağlı şirketi olan ... İlaçları Tic. A.Ş. aracılığıyla satışlarını yaptığını, taraflar arasında davacının davalının markasını gasp etmeye çalışması sebebiyle dünyanın pek çok yerinde hukuki ihtilaflar yaşandığını, Türkiye'de ve başka ülkelerde açılan davalar sonucunda davalının lehine kararlar verildiğini, davacının bu davayı kötüniyetli olarak açtığını, markaların tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından ciddi bir şekilde kullanıldığını, www.juvederm.com.tr alan adlı internet sitesinin de davalı adına 29.08.2014 tarihinden bu yana kayıtlı olduğunu savunarak davanın reddini, istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalı adına 2007/71081 numaralı "JUVEDERM FORMA" ibareli markanın 25.12.2008 tarihinde, 2007/71083 numaralı "JUVEDERM VOLUMA" ibareli markanın 02.02.2009 tarihinde, 2007/71086 numaralı "JUVEDERM REFINE" ibareli markanın 25.12.2008 tarihinde, 2007/51195 numaralı "JUVEDERM ULTRA" ibareli markanın 30.03.2010 tarihinde 5. ve 10. sınıflarda tescil edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kullanıma ilişkin ispat yükü üzerinde olan davalının delil olarak sunduğu belgelerin, markanın ciddi şekilde kullanıldığını ispat noktasında yetersiz olduğunun mütalaa edildiği, davalının markalarının ciddi şekilde kullanıldığını yöntemince ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının davalı markalarının iptalini istemek konusunda SMK'nın 26/2 hükmü gereğince ilgili kişi konumunda bulunduğu ve hukuki yararının söz konusu olduğu, yasal hak kapsamında dava açmanın kötü niyetli davranış olarak kabul edilemeyeceği, kullanımın ispat edilemediği, marka başvuruları, davalının markaları nedeniyle reddedilen davacının iptal davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı adına tescilli markaların kullanılmadığı iddiasıyla iptali ve sicilden terkini istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-(b)hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 15.01.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.