Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1065 E. 2024/6764 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kredi sözleşmesindeki kefil imzasının davacıya ait olup olmadığının tespiti ve davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin istemin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Ceza yargılamasında verilen beraat kararının hukuk hakimini bağlayıcı olmamakla birlikte, Adli Tıp Kurumu raporu ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda imzanın davacıya ait olduğunun anlaşılması ve davacının borçlu olmadığına dair iddiasını ispatlayamaması gözetilerek, davanın reddine dair karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/96 Esas, 2023/948 Karar

HÜKÜM :Davanın reddi

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili hakkında kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi başlattığını, ancak kredi sözleşmesinin kefil kısmındaki müvekkiline atfen atılan imzanın müvekkili eli ürünü olmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili aşamalarda davanın reddini savunmuştur.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak, ceza yargılaması kararında kredi sözleşmeleri üzerinde yaptırılan imza incelemesi neticesinde alınan rapor göz önüne alındığında, sözleşmedeki imzanın müştekiye ait olduğunun kuvvetle muhtemel olduğu hususu göz önüne alındığında, sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, somut, inandırıcı, objektif bir delil elde edilemediğinden mevcut şüphenin sanıklar lehine yorumlanmak suretiyle sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraatlerine karar verildiği, kararın kesinleştiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 74 üncü maddesi uyarınca ceza mahkemesince verilen kararların hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olduğu, kredi sözleşmesindeki kefile atfen atılan imzanın davacının elinin ürünü olduğu anlaşılmakla davanın reddinin gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kredi sözleşmesinde davacıya atfen atılan imzanın davacıya ait olup olmadığı ve buradan hareketle davacının menfi tespit isteminin yerindeliğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi.

2. 6098 sayılı Kanun'un 74 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, ceza yargılaması sonunda, yüklenen suçdan delil yetersizliği nedeniyle sanıkların beraatlerine dair verilen karar hukuk yargılamasını yürüten hakimi bağlayıcı mahiyette olmasa da ceza yargılamasında alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporuna göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V.SONUÇ: Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.