Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1179 E. 2024/6716 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çekek yeri işleticisinin sorumluluğunda bulunan yerde, fırtına nedeniyle davacıya ait teknede meydana gelen zararın tazmin istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, dosyadaki yazılara, delillerin takdirindeki isabet ve bozma kararına uyularak hüküm verilmesi gözetilerek, temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

(Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)

SAYISI : 2020/135 Esas, 2023/110 Karar

HÜKÜM : Kısmen kabul

İlk Derece Mahkemesi kararı, Yargıtayca davalı Albatros Turizm Yat ve Marina İşletmeciliği A.Ş. vekili tarafından duruşma istemli, davacı ... vekili ve davacı tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 133.657,00 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 3156 sayılı Kanun ile değişik 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kaptanı olduğu ... Teknesinin davalı Albatros Turizm Yat ve Marina İşletmeciliği A.Ş.'ye ait Albatros Marina'ya ve diğer davalının donatanlığını yaptığı Diamond Beach Gemisinin yan tarafına bağlandığını, meteoroloji tarafından haber verilen fırtınanın 22-23 Ocak 2009 tarihinde başladığını, Albatros Turizm Yat ve Marina İşletmeciliği A.Ş. yetkililerince bağlama sistemine aykırı bağlanan, motoru-makinesi çalışmayan, içerisinde personel de bulunmayan Diamond Beach Gemisinin palamarlarının koptuğunu, geminin sürüklenerek müvekkiline ait tekneye çarpıp yasladığını, ... Teknesinin 3 saat kadar iskele ile yaslayan gemi arasında sıkışık kaldığını, bu şekilde davacı teknesinin büyük hasar gördüğünü, teknenin tamiratı uzun sürdüğünden yaz sezonuna yetişemediğini, 2009 yılı Temmuz ayına kadar tamirde kaldığını, alınan tespit raporuna göre davalıların zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek şimdilik 155.014,64 euronun 23.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Albatros Turizm Yat Ve Marina İşletmeciliği A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacı teknesinin bağlandığı yerin marine değil çekek olduğunu, bu nedenle denize tonoz atma zorunluluk ve hakkının bulunmadığını, davacının denizde kendi kendini bağlayıp park yerini insiyatifiyle belirlediğini, fırtına uyarısına rağmen davacının önlemlerini almadığını, fırtına esnasında da davacı çalışanlarının hatalı eylemlerle hasara sebebiyet verdiğini, zaten tamir edilip boyanacak gemi için yeni gibi fiyatlandırma yapılamayacağını, istenen ücretlerin yüksek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının kendi tayini ettiği park yeri ile gemisini müvekkiline ait geminin rüzgar altı tabir edilen sancak tarafına bağladığını, bu yanlış bağlama sebebiyle hasarın meydana geldiğini, fırtına çıktığında davacı teknesinde kimsenin bulunmadığını, kaptanının geç geldiğini, olayın diğer davalı ile davacıyı ilgilendirdiğini, müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemenin 06.02.2018 tarih, 2015/337 E. ve 2018/44 K. Sayılı ilamıyla her üç tarafın da kusurunun bulunduğu, bu kusurun taraflara eşit şekilde dağıtıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 79.964,16 euro tazminatın olay tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un(3095 sayılı Kanun) dördüncü maddesinin (a) bendi uyarınca işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, bu tutarla sınırlı olarak Diamond Beach Gemisi üzerinde davacı yararına kanuni rehin hakkı tanınmasına karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Dairemizin 14.01.2020 tarih, 2018/3314 E. ve 2020/373 K. sayılı ilamıyla; "...1- Dava, davalı şirkete ait çekek yerinde davacıya ait teknede fırtına nedeniyle meydana gelen zararın tazmini istemine ilişkin olup uyuşmazlık hasarın meydana gelmesinde hangi tarafın kusurlu olduğu ve hasar miktarı noktasında toplanmaktadır. Mahkemenin 20.11.2012 tarihli hükmüne esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında olayın vuku bulduğu gün itibariyle davacı teknesinin varış tarihine göre yer değiştirdiği, davalı donatanın gemisinin aynı pozisyonda kaldığı, davalı donatana ait teknenin uzun zamandır aynı yerde bağlı olup tutunabildiği, demirini de uygun döşediği sonucuna varıldığı, davacı teknesinin üzerine bağlanması sonucu demirlere binen ek yükün arttığı, bu etkiye rağmen davalı teknesinin demirini taradığına dair bir emarenin bulunmadığı, davalı teknesinin kıçının fazlaca sancağa düşmediği, diğer tekne ile kıç kısmında yeterli bir alan kaldığı, davacı teknesinin konumunu muhafaza edebilse rıhtıma veya davalı teknesine vurmayacağı, ayrıca denize elverişle olsa idi derhal makinesini çalıştıracağı, açık denize hareket ederek bu duruma düşmeyeceği belirtilmiş, bu tespitlere göre de davalılara bir kusur izafe edilmemiştir. Dairemizin 27.06.2014 tarihli bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporlarında ise, kuvvetli rüzgarın öncelikle davalı donatana ait tekneyi etkileyip halatının kopmasına sebep olduğu, teknenin demirine binen yükün artması sebebiyle demir zincirinin koptuğu, halat ve zincirlerinin mukavemetlerini kaybetmiş olduğu, davacı teknesine çattığı, teknelerin arasında uygun ve emniyetli bir mesafenin sağlanmadığı, davacı teknesinin konumunu koruyup demirini taramadığı ifade edilmiş, bu maddi vakıalara göre de davacının kusursuz, davalıların ise ayrı ayrı %50'şer oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir. Bozma öncesi ve sonrası alınan bilirkişi raporlarında maddi vakıalar farklı tespit edildiğinden taraflara izafe edilen kusurlar da farklı olmuştur. Davalılar vekilleri, bozma sonrası alınan bilirkişi raporlarını kabul etmemişler ve ciddi itirazlarını ileri sürmüşlerdir. Mahkemece de, davacı teknesinin çift zincirle bağlandığı halde bu zincirlerin teknenin sabit tutulmasını sağlamadığı, kontrolsüz hareketi ile zararın artmasına sebebiyet verdiği, kusur dağılımının net kriterlere göre dağıtılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle tarafların her biri eşit kusurlu kabul edilmiştir. Bu durumda mahkemece, öncelikle kazanın meydana geliş şekline dair maddi olguların tüm dosya kapsamı ve sunulan video görüntülerinden yararlanılarak tespiti ile maddi olguların bu şekilde tespitinden sonra tarafların kusur durumunun belirlenmesi için yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken kusur oranlarının net bir şekilde tespit edilemediği kabul edildiği halde taraflara eşit kusur dağıtılıp yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak davacı zararının oluşmasında davalı çekek yeri işleticisinin davacıya ait teknenin konumunu emniyetli ve güvenli şekilde belirleyememesinin etkili olduğu, davalının hatalı eylemi ile meydana gelen sonuç arasında illiyetin bulunduğu, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun(818 sayılı Kanun) 96 ncı maddesi gereği davalı işletmecinin kendisine hiçbir kusur isnad edilmeyeceğini ispat etmesi gerektiği, davalı ...nin meydana gelen olayda kusurunun %70 oranında kabul edilebileceği, Diamond teknesi donatanı ... Baba yönünden Diamond gemisinin 23.01.2009 olay tarihinden önce 2 yılı aşkın zamandır aynı marinada, aynı konumda baştan demirli ve kıçtan kara kendi halatlarıyla bağlı vaziyette bulunduğu ve konumunu uzun süredir emniyetli bir şekilde koruduğu, teknenin makinesinin çalışmadığı, dolayısıyla da denize elverişli bulunmadığı, teknenin öncelikle 72 saat önceden yapılan fırtına uyarısını dikkate alarak daha emniyetli bir yere gemisini konumlandırması gerektiği, yeterli personel bulundurmadığı, fırtına öncesi hazırlık yapmaması, halatlarını güçlendirmemesi, dolayısıyla iskele kıç taraftan halatının kopması sonucu kontrolsüz olarak salındığı, denize elverişsiz durumda olan davacı teknesinin kendi teknesine bağlanmasına izin vermesi sebepleri ile müterafik kusurunun olacağı, olası zarara sebebiyet verilmemesi için Zaca teknesinin Diamond Beach teknesinin rüzgar altında kalması ve halatla kendisine bağlanmasına izin vermesi sebebiyle davacı zararının oluşmasında müterafik kusuru bulunacağı kusur oranının %15 olarak takdir edildiği, davacı taraf, davalı taraf teknesinin rüzgar altına konumlanarak daha ağır zarar görmesine engel olmuş ise de, bağlama hataları ve yetersizliği, usturmaçalarını kullanmaması nedeniyle zararının oluşmasında müterafik kusuru bulunduğu ve bu oranın heyetçe %15 olarak değerlendirildiği, hasar miktarının ise 119.946,24 euro olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 83.962,36 euro tazminatın olay tarihi olan 23.01.2010 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un dördüncü maddesinin (a) bendi uyarınca kamu bankalarınca euroya verilen en yüksek yıllık faiz oranı ile davalı Albatros Turizm Yat ve Marina İşletmeciliği A.Ş.'den tahsili ile davacıya ödenmesine, 17.991,93 euro tazminatın olay tarihi olan 23.01.2010 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un dördüncü maddesinin (a) bendi uyarınca kamu bankalarınca euroya verilen en yüksek yıllık faiz oranı ile davalı ...'dan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı şirkete ait çekek yerinde davacıya ait teknede fırtına nedeniyle meydana gelen zararın tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun(6762 sayılı Kanun) 1218 ve devamı hükümleri, Mülga 818 sayılı Kanun'un 96 ncı maddesi ve 468 inci maddesi ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V.SONUÇ: Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalılara yükletilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde davacıya iadesine, 24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.