"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1880 Esas, 2023/1860 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/41 E., 2021/448 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, yetkilisi olduğu dava dışı şirket lehine tesis edilen iki adet kredi sözleşmelerine şahsi kefaletinin olduğunu, dava dışı şirkete kullandırılan kredi, sözleşmelerde öngörülen şartlarda müvekkiline ödenmediğinden, gönderilen kat ihtarına rağmen ödeme yapılmaması üzerine başlatılan icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu, kredi verme sürecinde aynı sayfada iki ayrı imza atma yükümlülüğü olan şahsın bir imzanın kendine ait olduğunu ikrar edip diğeri için imza inkarında bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sözleşmenin imza sürecinde, müvekkilin şahsi kefaleti kabul etmediğinin davacıya bir çok defa iletildiğini, kredi ve rehin sözleşmelerindeki kefil veya müteselsil kefil sıfatıyla şirket kasesi altına atılan imzaların müvekkiline ait olmadığını savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, Adli Tıp Kurumu Raporu'nda "İnceleme konusu kredi sözleşmelerindeki ... İç ve Dış Tic. Mühendislik Ltd. Şti. kaşe izleri üzerinde atılı olanlar dışındaki ... adına atılı basit tersimli imzalar ile ...'ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel ...'ın eli ürünü olmadığı" şeklinde yer alan tespite göre, sözleşmelerin kefil kısmındaki imzaların davalıya ait olmadığının belirlendiği, imza incelemesi teknik bir iş olmakla davacının takip yapmakta kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, hükme esas alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nce düzenlenen rapor içeriğindeki tespitler ışığında mahkemece davanın reddine yönelik verilen kararda hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacı tarafça başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 23.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.