Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1199 E. 2024/1855 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tasfiye edilerek ticaret sicilinden terkin edilen bir şirket hakkında daha önce açılmış bir davanın devam edebilmesi için şirketin ihyasına karar verilip verilemeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, kamu düzenine aykırılık da görülmediği ve davacının hukuki yararının bulunduğu gözetilerek, tasfiye edilmiş şirketin devam eden dava için ihyasına ve ek tasfiye işlemlerine karar veren yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2024 Esas, 2023/1927 Karar

DAHİLİ DAVALI

(TASFİYE MEMURU : ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ :

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/183 E., 2023/403 K.

Taraflar arasındaki şirket ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı tasfiye memuru vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin bir süre çalıştığı Adriyetik Gemi İşletmeciliği ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhine İstanbul Üsküdar 2. İş Mahkemesi nezdinde 2007/777 E. sayılı dosya ile maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, bu davada görevsizlik kararı verilerek İstanbul 2. Denizcilik İhtisas Mahkemesine (İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesine) gönderilmesine karar verildiğini, halen dosyanın İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/409 E. sayılı dosyasında derdest olduğunu, davalı şirketin yargılama esnasında 08.12.2015 tarihinde ticaret sicilinden tasfiye sonunda terkin edildiğini öğrendiklerini, tüzel kişiliğini kaybeden davalıya karşı davaya devam edebilmek için mutlaka sicile yeniden tescil edilmesi gerektiğinden iş bu davayı açmak üzere müvekkiline yetki ve mehil verildiğini ileri sürerek şirketin ticaret siciline bu davayla ilgili olarak ihya yoluyla tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; şirketin genel kurulunda alınan tasfiye kararıyla tasfiye sürecinin başladığını, tasfiyeyi bitiren şirketin başvurusu üzerine kendilerinin denetim hakkının çok sınırlı olduğunu, şirketçe alınmış ve usulüne uygun bir genel kurul kararı bulunup, tasfiye işlemlerinin tamamlanması halinde ticaret sicili tarafından başvuru üzerine zaten sicilden terkin işleminin yapılmasının zorunlu olduğunu, ticaret sicili tarafından bu şirket aleyhine açılan davaların bilinmesinin de mümkün olmadığını beyanla kendileri yönünden davanın reddine karar verilmesini ancak davanın kabulüne karar verilecekse o taktirde de aleyhlerine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece getirtilen ticari kayıtlardan şirketin tasfiye sonunda sicilden terkin edildiği belirlendiğinden tasfiye memurunun yasal hasım olacağı sebebiyle davaya dahiline karar verildiği, davanın, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 547 nci maddesi gereğince açılan ek tasfiye davası olduğu, Tasfiye Halinde Adriyetik Gemi İşletmeciliği ve Ticaret Anonim Şirketi'nin tasfiyeyi sonuçlandırıp, ticaret siciline başvurmak suretiyle 08.12.2015 tarihinde sicilden terkin ettirdiği, davanın 2007 yılında açılmış olduğu, dava dilekçesinin davalı şirkete terkinden çok önce tebliğ edildiği ancak davalı tasfiye memurunun işbu davanın açıldığından haberdar iken şirketi tasfiye ettiği, bu nedenle haksız olduğu, açılmış bir dava sonuçlanmadan tasfiyeyi tamamlamaması gerektiği nazara alınarak, davanın kabulü halinde yargılama gideri ve vekâlet ücretlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu olacağı kanaatine varıldığı, terkin edilen şirketin alacaklıları tarafından başka mahkemelerde dava açılmış olmasının ihya davası yönünden yeterli hukuki menfaati sağlayacağı, zira o davaya devam edilip, alınacak muhtemel bir kararın infazı aşamasında da karara muhatap şirketin mutlaka tüzel kişiliğinin bulunuyor olması gerektiği, davacının iş bu davayı açmakta haklı olduğu ve korunacak hukuki yararı bulunduğu, ihya kararının şirkete sınırsız bir tasarruf hakkı kazandırmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, Tasfiye Halinde Adriyetik Gemi İşletmeciliği ve Ticaret Anonim Şirketi'nin İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/409 E. sayılı dosyasındaki yargılama safhası ve verilecek kararın infaz safhasıyla sınırlı olmak üzere 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesi gereğince ek tasfiyesine, ek tasfiye memuru olarak ...'un atanmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde tasfiye memuru ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Tasfiye memuru ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; bu davanın davalısı olarak gösterilen Adriyatik Gemi İşletmeciliği ve Tic. A.Ş.'nin daha evvel bu şirketin vekili olarak sundukları 26.10.2022 tarihli dilekçede belirttikleri üzere tasfiyesinin kesinleştiğini, Ticaret Odası, Vergi Dairesi ve resmi kuruluşlardan silindiği bildirilmekle buna ait Ticaret Sicil Gazetesi de sunulmak sureti ile vekillik görevlerinin bittiğinin bildirildiğini, bu sefer tasfiye memuruna bu yargılamanın iadesi dilekçesi tebliğ edilmiş olmakla kendisinin vekili olarak işbu cevapları sunma durumunun doğduğunu ve bu nedenle evveliyetle tasfiye memurunun dahili dava yolu ile davaya katılmasının usul hükümlerine aykırı olduğunu, bu nedenle de hükmün ortadan kaldırılması gerektiğini, keza dava tamamen haksız olup esasen şirketin tasfiye edildiğini ve bunun sonucunda ticaret sicilinden terkin edildiğini, bu şekilde ihya davası ile ihya yapılmasının mümkün olmadığını beyanla hükmün kaldırılarak davacının talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, Mahkeme kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden dahili davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tasfiye memuru vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Tasfiye memuru vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, şirket ihyası davasıdır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup tasfiye memuru vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.