Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1263 E. 2025/851 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşbirliği sözleşmesinin ihlali nedeniyle cezai şart talebine ilişkin davada, hükmolunan cezai şart miktarının ve karar ilam harcının hesaplanma şeklinin doğru olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin cezai şart miktarına ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmamasına rağmen, karar ilam harcının ıslahla artırılan rakama göre değil, kabul edilen meblağ üzerinden hesaplanması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2043 Esas, 2023/2174 Karar

HÜKÜM : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)

SAYISI : 2018/303 E., 2022/102 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 11.02.2025 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat Ahmet Mayalı ve davalı vekili Avukat ... Almak dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 09.05.2015 tarihli işbirliği sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 1. maddesinde davalının sözleşmede belirtilen coğrafi bölgede davacı dışında hiçbir firmaya satış yetkisi vermeyeceği, davacının bilgisi ve izni olmaksızın hiçbir kurum veya kuruluşa doğrudan fatura kesmeyeceğinin davacının davalının müvekkilinin bilgisi ve izni alınmaksızın birçok firmaya satış yaparak fatura kestiğini, sözleşmenin müvekkilinin görev ve sorumluluklarını düzenleyen bölümünün 6. maddesi uyarınca dökümü yapılan tutarlardaki çeklerin müvekkilince, davalıya verilmesine rağmen davalının 5.500.000 adet ürünü müvekkiline teslim etmediğini, davalının işbirliği sözleşmesinin anılan 1. ve 6. maddesini ihlal ettiğini ileri sürerek 09.05.2015 tarihli işbirliği sözleşmesinin feshi ile birlikte sözleşmenin 5. maddesi gereğince 500.000,00 USD'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının edimlerini yerine getirmediğini, sözleşme uyarınca verdiği çeklerin karşılıksız çıktığını, müvekkiline ödeme yapılmadığını, davacı aleyhine başlatılan icra takibinde davacının borcun bir kısmının kabul edip bakiyesine itiraz ettiğini, edimlerini yerine getirmeyen davacının cezai şart talep edemeyeceğini, üçüncü firmalara kesinlen faturalardan davacının bilgisi olduğunu, sözleme süresi boyunca ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin mal teslimini kabul eden davacının cezai şart talep etmesinin ticari teamüllere aykırılık taşıdığını, talep edilen cezai şartın da müvekkilinin ekonomik mahvına neden olacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki sözleşmenin imzalanmasından sonra davalının, davacı dışında 58 ayrı firmaya, 2016 yılında ise 73 firmaya ürün satıp fatura düzenlediği, faturaların bedellerini tahsil ettiği, her ne kadar davalı vekilince taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğine ilişkin 03.02.2016 tarihli "İş Birliği Sözleşmesi Fesih Bildirimi" başlıklı belge dosya ibraz edilmişse de anılan belgenin bilgisayar çıktısı olduğu ve fesih bildiriminin imzalandığı tarih itibari ile davacı şirket temsilcisi olduğu Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları ile sabit olan ...'nun ıslak imzasını taşımadığı, taraflara ait serverler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesi düzenlenen raporda fesih bildiriminin ...'ya ait mail adresinden gönderildiği belirtilmiş ise de belge altındaki imzanın davacı şirket temsilcisince atılıp atılmadığının başka bir uzmanlık alanı olduğunun belirtildiği, davacı temsilcisi ...'nun talimatla alınan beyanında, belge altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, böyle bir mail göndermediğini beyan ettiği, belge ıslak imza taşımadığından bu aşamada imza incelemesi yaptırılamayacağı taraflar arasındaki iş birliği sözleşmesinin 03.02.2016 tarihli fesih bildirimi ile sona erdiği kabul edilse bile davalı şirketin fesih bildiriminin imzalanmasından önce 2015 yılında da davacı dışında şirketlere satış yapmak ve fatura kesmek sureti ile sözleşmeyi ihlal ettiği, bu suretle davacı şirketin cezai şarta hak kazandığı kanaatine varıldığı, davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak alınan bilirkişi raporu itibari ile cezai şartın tamamına hükmolunması halinde şirketin ekonomik olarak mahfına neden olabileceği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 15.000,00 USD cezai şartın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, cezai şarta ilişkin fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının cevap ve 2. cevap dilekçelerinde, taraflar arasındaki sözleşmede cezai şart bulunmadığına ilişkin savunma yapmadığı ve sözleşmenin Ocak ve Şubat 2016 tarihinde karşılıklı olarak fesih edildiğini belirtip hukuki sebep olarak feshe dayanmadığının anlaşıldığı, davalının bu savunmasını ve savunmasına ilişkin delillerini ön inceleme duruşması bittikten, savunmanın genişletilmesi yasağı başladıktan sonra ileri sürdüğü, davacının açık muvafakati olmadığından davalının bu savunmasının dinlenme olanağı bulunmadığı, davalının önce 13.01.2016 tarihinde, daha sonra 03.02.2016 tarihinde sözleşmenin fesih edildiğine dair fesih bildirim belgesine dayandığı ve bilirkişi raporuna göre bu belgelerin davacının elektronik posta adresinden gönderilip davalının elektronik posta adresinde bulunduğu belirlendiğine göre davalının bu belgeye davanın başından beri sahip olmasına rağmen süresi içerisinde delil olarak dayanmadığı, bu delili geç sunmasında da davalının kusurlu olduğu, bu nedenle bu delilin hükme esas alınamayacağı anlaşıldığından davalının bu yöndeki savunmalarının dinlenemeyeceği, fesih bildirim belgesinin de yargılamanın her aşamasında sunulmasının mümkün olmadığı, davalının dava dışı şirketlere sözleşme süresi içerisinde satış yaptığı, mal teslim ettiği ve fatura düzenlediği, bu suretle sözleşmeyi ihlal ettiği, davalı taraf her ne kadar yapılan bu satışların dava dışı şirketlerle, davacı ile yapılan sözleşmeden önceki

dönemde yapılan sözleşemeler kapsamında yüklendiği edimlerin ifası kapsamında olduğunu savunmuş ise de basiretli bir tacirin böyle bir durum var ise bunu davacı ile yaptığı sözleşmeye eklemesi gerektiği, 04.06.2021 tarihli bilirkişi raporunda cezai şart miktarının davalının mahvına sebep olacağının belirtilmesi ve sözleşmenin ilk aşamada 3 yıl için yapılması, sözleşmenin başlangıç tarihi olan 09.05.2015 tarihinden, davanın açıldığı yani feshin talep edildiği 04.05.2018 tarihi itibarıyla 36 aylık sürenin neredeyse tamamının bittiği (sözlemenin süresinin bitmesine dava tarihi itibarıyla 5 gün kaldığı), sözleşmenin feshine ilişkin işbu dava açılmasaydı tarafların 2 yıllık uzatma süresini kullanıp kullanılmayacağının belirli olmadığı, cezai şartın seçimlik cezai şart olarak düzenlenmesi, cezai şartın tamamına hükmedilir ise davacının hem cezai şartı tahsil etmesi hem de ifayı talep etmesi durumunun birlikte gerçekleşeceği sonucunu doğurması, bu sonucun da seçimlik cezai şartın düzenleniş amacına aykırı olması nedeniyle sözleşmenin kalan süresi ve davalının ekonomik durumu dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesince hükmedilen 15.000,00 USD cezai şartın yerinde olduğu kanaatine varılmakla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın açıklanan şekilde değişik gerekçeyle 15.000,00 USD yönünde kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatıyla tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, Mahkeme kararının kamu düzeni gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davacının cezai şarta ilişkin fazla istemlerinin reddine karar verilmiş, karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, cezai şart istemine ilişkindir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

1.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Yukarıda yapılan özetten anlaşılacağı üzere Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile 15.000,00 USD cezai şartın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının cezai şarta ilişkin fazlaya dair istemlerinin reddine karar verilmiştir. Bu durumda kabul edilen meblağ üzerinden karar ilam harcı hesaplanması gerekirken ıslahla artırılan rakama göre karar ilam harcı hesaplanması doğru görülmeyip bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2/b ve c) bendinde yer alan “....b-Alınması gerekli karar ve ilam harcı nisbi 4.303,53‬-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL ile ıslahen yatırılan 36.545,85- TL olmak üzere toplam 36.581,75‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 32.278,22‬- TL harcın davalıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına, c-Davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL ile ıslahen yatırılan 36.545,85- TL olmak üzere toplam 36.581,75‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,...” ibarelerinin hükümden çıkarılarak yerine "...Davacı tarafça fazla yatırılan 32.527,69 TL harcın davacıya iadesine..." ibaresinin

yazılması ve yine hüküm fıkrasının (d) bendinde geçen "....3.780,00 TL...." rakamının hükümden çıkarılarak yerine "...7.902,04 TL..." rakamının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalıya iadesine, 13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.