Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1496 E. 2024/9294 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Düzenleme yeri bulunmayan bir senetle ispatlanan alacağın tahsili istemine ilişkin davada, icra takibinin kefil yönünden devam etmesi nedeniyle alacağın mükerrer tahsil edilip edilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Aynı senetle ispatlanan alacak için kefile karşı icra takibinin devam ettiği ve davalı aleyhine de alacak davası açıldığı anlaşıldığından, alacağın mükerrer tahsiline sebebiyet vermemek için icra dosyasındaki tahsilatların dikkate alınması gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1036 Esas, 2023/1303 Karar

HÜKÜM : Yeniden esas hakkında kurulan hüküm ile davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçakale 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/683 E., 2023/299 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 358.160,00 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile ...'un müvekkili lehine müteselsil borçlu oldukları 01.11.2016 düzenlenme tarihli, 250.000,00 TL meblağlı bonoyu keşide ettiklerini, davacının kambiyo senetlerine özgü başlattığı takibe borçlu ...'un itiraz ettiğini, senette bulunan adreste il ve ilçe adının yazılmamış olması nedeni ile tanzim yeri yokluğundan söz konusu evrakın kambiyo vasfının bulunmadığı gerekçesi ile davalı yönünden takibin iptaline karar verildiğini ileri sürerek, 250.000,00 TL senet bedelinin bankalara uygulanacak en yüksek mevduat faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, ayrıca müvekkilinin okuma yazmasının da bulunmadığını, kaldı ki müvekkilinin imza atmayı dahi bilmediğini, daha önce hiçbir resmi kurumda imzasının bulunmadığını, sürekli parmak izi kullanmak suretiyle işini gördüğünü, öte yandan bu yaştaki birinin böyle yüklü bir borcun altına girmesinin hayatın olağan akışına aykırı düştüğünü, Yargıtay Kararlarında da okuma yazma bilmeyen yaşlıların yüklü meblağlar ile borç altına girmesinin aykırı bir durum olduğuna ve altında kötü niyetleri barındırdığına işaret edildiğini, Akçakale İcra Hukuk Mahkemesince 2018/6 Esas sayılı imzaya itiraz davasının da kabul edilerek kesinleştiğini, dolayısıyla alacağın dayanağı olan hukuki delilin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davalının okur yazar olup olmadığının tespiti ve imza örneklerinin alınması amacıyla isticvapına karar verilmişse de usulüne uygun davetiyeye rağmen davalı asilin duruşmaya katılmadığı, böylelikle davaya konu senet altındaki imzanın davalıya ait olduğunun kabul edildiği, tanzim yeri bulunmayan senedin artık kambiyo senedi vasfını yitirmesi nedeni ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 202 nci maddesi uyarınca yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, davacı tarafından, mahkemece verilen yasal ve kesin süreler içerisinde herhangi bir tanık veya başkaca delil gösterilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, bonodaki imza bakımından usulüne uygun isticvap davetiyesine rağmen davalının mazeretsiz olarak duruşmaya katılmayarak yazı ve imza içeriğini kabul etmiş sayıldığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 205 inci maddesi gereğince keşide yeri olmayan imzası ikrar edilmiş belgenin niteliği gereği adi belge sayılacağı, ödeme yönündeki ispat yükünün davalının üzerinde olacağı gözetilmeden davanın kabulü yerine ispat yükünde yanılgıya düşülmek suretiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile esas hakkında yeniden kurulan hüküm ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulü ile 250.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, düzenleme yeri bulunmayan senet nedeniyle alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Akçakale İcra Dairesinin 2018/75 sayılı dosyası ile davacı tarafından, dava konusu senedin borçlusu olan davalı ile kefil ... aleyhine başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrinin tebliği üzerine davalının, icra mahkemesine başvurarak takibin durdurulmasını talep ettiği, Akçakale İcra Hukuk Mahkemesince her iki borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesine rağmen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince esas hakkında yeniden kurulan hüküm ile takibin yalnızca ... yönünden iptaline karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, davacı tarafça bu kez aleyhindeki icra takibi iptal edilen davalıya karşı aynı senede ilişkin olarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda aynı belgeye dayalı olarak başlatılan takibin ... yönünden devam etmesi, senedin borçlusu aleyhine de eldeki alacak davanın açılması nedeni ile alacağın mükerrer tahsiline sebep olacak şekilde talepte ve kabulde bulunulması mümkün değildir. O halde Akçakale İcra Dairesinin 2018/75 sayılı dosyası da dikkate alınarak tahsilde tekerrür etmemek üzere karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bend uyarınca davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının B/1 bendinde yer alan "....yasal faizi ile birlikte" ibaresinden sonra gelecek şekilde "...Akçakale İcra Dairesinin 2018/75 sayılı dosyasındaki tahsilatlar dikkate alınarak tahsilde tekerrür etmemek üzere...” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından davacıdan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine, 23.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.