"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2258 Esas, 2023/2302 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/1022 E., 2023/790 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirkette davalının % 49, dava dışı ...'ın ise şirketin % 51 pay sahibi olduğunu, şirket sözleşmesinin 8 ve 9 uncu maddelerinde belirtildiği üzere süre sınırlaması olmadan ...'ın şirket müdürlüğü görevine oybirliği ile seçildiğini, şirketin kuruluşundan Kasım 2021 tarihine kadar ortaklar arası ilişkilerde büyük bir problem olmadan işlerin şirket müdürü ve temsile yetkili ... tarafından yürütüldüğünü, Kasım 2021 tarihinden sonra davalı tarafından şirket ortaklığına uymayan güven sarsıcı hareketler, ortağı olduğu şirketi karalama kampanyası ve şikâyet gibi birden çok sebepten dolayı şirketi telafisi olmayan maddi ve manevi zararlara uğrattığını, bu hususta davalıya ihtarnameler gönderdiklerini, davalı tarafın ihtarnamelerin gereğini yerine getirmediği gibi cevapta vermediğini ve toplam 8 adet şirket malını şirkete teslim etmediğini, şirket müdürünün, davalı tarafın şirket ortaklığı ile bağdaşmayan davranışlarına yönelik yaptığı müracaatın Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2022/26857 soruşturma sayılı dosyası ile halen devam ettiğini, ayrıca şirkete ait aracı izinsiz almak ve teslim etmeme üzerine yapılan şikâyet sonucu Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2022/368 E. sayılı dosyasında güveni kötüye kullanma suçundan yargılandığını, ayrıca davalının şirket hesabından ve şirket müdürü ...'ın şahsi hesabından davalı adına yapılan Bağkur primi ödemeleri ve davalıya borç olarak verilenler toplamının 194.367,00 TL olduğunu belirterek davalının davacı şirkete olan maddi zararları ve şirketin davalıdan diğer alacakları mahfuz kalmak üzere davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 621 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için Mahkemeye başvurulması konusunda alınacak kararın genel kurulun önemli kararları arasında sayıldığını, buna göre bir ortağın haklı sebeple ortaklıktan çıkarılması için Mahkemeye başvurulması konusunda kararın, ortaklar genel kurulu tarafından ve ağırlaştırılmış nisapla alınması gerektiğini, genel kurul tarafından bu karar alındıktan sonra açılacak davada ise davacının şirket tüzel kişiliği olması gerektiğini, dava konusu şirketin kurulmasından yani 2015 yılından yaklaşık olarak geçtiğimiz son yıla kadar müvekkili ile diğer ortak olan ... arasında ortaklıklarından yada herhangi özel bir nedenle sorun yaşanmadığını, davacı tarafın bir süredir müvekkiline karşı taciz ve sarkıntılık girişimleri olduğunu buna ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını, davacı tarafından açılan şirket feshi davasının halen derdest olduğunu, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, hesap dökümlerinin bankalardan celp edilerek bu durumun araştırılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle davacı şirketin % 49'luk payının davalı ...'a, % 51'lik payının ise ...'a ait olduğu, davacı şirket tarafından 6102 sayılı Kanun'un 621 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca davalının şirket ortaklığından çıkarılması hususunda mahkemeye başvurulması yönünde bir genel kurulu kararının dosyaya sunulmadığı, şirketin 2 ortaklı olması nedeniyle böyle bir karar alınsa dahi yok hükmünde olacağı, dolayısıyla davacı tarafça dava şartı sağlanmadan dava açıldığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş , hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV.BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V.TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, iki ortaklı limited şirket ortaklığından çıkarılma talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6102 sayılı Kanun'un 621 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 18.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.