Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1963 E. 2024/7720 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya çeltik ilaçlama makinesi alımı için ödenen paranın, makinenin teslim edilmemesi sebebiyle iadesi talebine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taraflar arasında sözleşme bulunmamasına rağmen tanık beyanları ve dekontlarla ödemelerin yapıldığı, davalının makineyi teslim etmediği ve davacının sözleşmeden dönerek ödediği bedeli geri isteme hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Yargıtay ise vekalet ücreti ve harcın hesaplanmasında dava tarihi yerine karar tarihi kurunun kullanılması nedeniyle yapılan yanlışlığın düzeltilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararını düzelttirip onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2022/327 Esas, 2023/445 Karar

HÜKÜM : Davanın kabulü

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının gerek adi ortaklık şeklinde, gerek sermaye şirketi şeklinde, gerekse de şahsı adına İpsala İlçesi'nde büyük hacimli çeltik tarımı ile iştigal ettiğini çeltik tarımı için kullanılacak olan ilaçlama makinesi alımı konusunda davalı ile anlaştığını, anlaşmaya göre davalının makineyi ithal ile davacının adresine teslim edeceğini, ithalat masraf vergilerinin de davalı üzerinde olacağının kararlaştırıldığını, davacının sözleşmeye uygun olarak 14.02.2011 tarihinde 10.000,00 USD, 18.03.2011 tarihinde 10.000,00 USD, 23.03.2011 tarihinde 10.000,00 USD ve 23.05.2011 tarihinde 6.000,00 TL olmak üzere EFT ile ... İpsala Şubesi'ne havale ettiğini, ancak davalının edimini yerine getirmediğini, davacının sözleşmeden vazgeçerek ödemiş olduğu paranın iadesini istediğini ancak ödeme yapmadığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 30.000,00 USD alacağın devlet bankalarının USD olarak açılan bir yıl vadeli mevduatlara ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden USD cinsinden, bu kabul edilmediği takdirde ödeme günündeki rayiç Türk parası olarak en yüksek ticari reeskont faizi ve 6.000,00 TL'nin gönderilme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının üçüncü kişilerle ve davalıyla birlikte çeltik makinelerini yerinde görmek için ...'a gittiklerini, bu konuda davalının davacıya yardımcı olduğunu, davalının davacıya borç paralar verdiğini, davacının bu banka havaleleri ile bu borçlarını ödediğini, davacının adi ortaklığı tek başına yetkili olmadığını, geçersiz bir işlem olduğunu, davaya konu makinenin ücretinin yaklaşık 80.000,00 TL olduğunu, ücretinin peşin yatması gerektiğini, davacının bu ücreti yatırmadığı için makinenin gelmediğini, aksine davalı müvekkilin bu iş nedeniyle masrafa girdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak taraflar arasında, yazılı şekilde düzenlenmiş bir satım sözleşmesi bulunmamakla birlikte, toplam 30.000,00 USD bedelli çeltik ilaçlama makinesi alımı konusunda tarafların anlaştığının yazılı delil niteliğinde ve peş peşe yapılan ödemeleri gösterir dekont örnekleri ve yine aynı dönemde aynı ürünün aynı bedelle siparişi hususunda davalı ile anlaşan tanık beyanları ile sabit olduğu, tüm deliller ibraz edildikten sonra Gümrük ve Dış Ticaret uzmanı bilirkişi tarafından tanzim edilen raporlarda davacı ... tarafından davalı ...'a yapılan ödemeler, davalı ...'dan çeltik ilaçlama makinesi satın alan yurtiçindeki alıcıların yaptıkları ödemeler ile mukayese edildiğinde, aynı zamanda huzurdaki dosyada tanık olarak beyanları alınan ...-...-...-...- ... isimli diğer alıcılar ile davacı tarafından 27.05.2011 tarihine kadar yapılan ödemeler arasında ufak farklılıkların olduğu, asıl farklılığın idari para cezasının oluşmasından sonraki süreçte diğer alıcıların TL cinsinde yaptıkları ödemelerde ortaya çıktığının belirlendiği, bu farklılığın nedeni tanık ...'ın "...ancak davalı davaya konu makineleri gümrükten tarım makinesi niteliğinde belgeleyemedi, gümrükte farklı bir makine niteliği tespiti yapıldı, bunun üzerine davalı ben dahil tüm makine sahiplerini arayarak ayrı ayrı 15.000,000 USD ilave para istedi, davacı ... hariç herkes bu ücreti kabul etti, ancak davacı aralarındaki sözlü anlaşma gereği 30.000,00USD'den daha fazla para veremeyeceğini söyledi" beyanıyla sabit olduğu, öte yandan bilirkişi raporlarından da anlaşıldığı üzere davacı ile diğer 5 alıcının çeltik ilaçlama makinesi karşılığında davalıya yaptıkları döviz cinsinden ödemelerin yaklaşık aynı miktar, aynı tarihlerde ve aynı usulle yapıldığı, davacı ... tarafından davalı ...'a yapılan avans niteliğindeki ödemelerin çeltik ilaçlama makinesi alımı karşılığında yapıldığı, davacının diğer alıcılarla aynı amaç birliği içinde hareket ettiği, davalı tarafından davacı dahil diğer makine alıcılarının ulaşım, konaklama, yemek, rehberlik ve danışmanlık hizmetleri karşılığında yaptığı belirtilen harcamaların ve davacı dahil diğer alıcıların mal bedeli dışında kalan bu hizmetler karşılığında davalıya yaptıkları ödemelerin davalı ... tarafından delillendirilmediği, davalının davacıya borç verdiği iddiasının maddi delillerle desteklenmediği, davalının ithal konusu çeltik ilaçlama makinesini hangi bedelle davacıya sattığına dair bir satış faturası örneği ve ödemelerin hangi tarihlerde, hangi usulle yapılacağına dair ödeme planı sunmadığı, dolayısıyla davacı tarafından davalıya yapılan ödemelerin makine alımı karşılığında yapılan avans niteliğinde ödemeler olduğu, sipariş edilen çeltik makinasının da davacıya teslim edilmemesi karşısında davacının sözleşmeden dönmekle daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebileceği, sözleşmeden dönme iradesinin davalıya 18.07.2011 tarihli ihtarname ile bildirildiği, davalının ihtarname tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü, faiz talebinin temerrüt tarihi itibariyle işletilmesi gerekeceği, uyuşmazlık konusu bir kısım alacakların yabancı parayla tahsili talep edildiği, söz konusu alacaklara 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca "Devlet bankalarınca ABD doları üzerinden açılmış bir yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek faize" hükmedilmesi gerektiği, uyuşmazlık konusu ülke parasıyla talep edilen alacağa ise tarafların tacir olması ve aralarındaki ilişkinin ticari iş ilişkisi olacağı gözetilerek ticari temerrüt faizi uygulanmasının uygun olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, 30.000,00 USD’nin 18.07.2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesine göre kamu bankalarınca USD cinsi bir yıl vadeli mevduata ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6.000,00 TL'nin 18.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Davacı, davasını 30.000,00 Dolar ve 6.000,00 TL toplamı karşılığında 72.879,00 TL üzerinden açmıştır. Bu durumda mahkemenin dolar olarak talep edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığını tespit ederek vekalet ücretini ve harcı belirlemesi gerekirken karar tarihindeki dolar kuru üzerinden hesaplama yapılması hatalı olmakla bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesi ve 5236 sayılı Kanun’un geçici 2 nci maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5236 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesi ile değiştirilmeden önceki 438 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bend uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “Karar tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplan ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59.163,29 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.244,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 57.918,69 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye irat kaydına,” ibaresinin çıkartılarak yerine “Dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanan ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 4.978,36 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.244,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.733,76 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye irat kaydına,” ibaresinin yazılmasına, (5) numaralı bendinde yer alan "Davacı taraf yargılamada kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle A.A.Ü.T 13/1-2 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 125.271,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin çıkartılarak yerine "Davacı taraf yargılamada kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle A.A.Ü.T 13/1-2 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 11.660,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.11.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.