Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2052 E. 2024/4857 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Satım sözleşmesi gereği garanti süresi için verilen teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrilmesi nedeniyle alacak ve sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle cezai şart, gecikme tazminatı ve menfi zararın tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesi

SAYISI :2018/1994 Esas, 2022/516 Karar

BİRLEŞEN DAVA : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/650 E.

DAVA TARİHİ :02.10.2013

HÜKÜM :Kararın kaldırılması

İLK DERECE MAHKEMESİ:Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI :2013/616 E., 2018/461 K.

Taraflar arasındaki asıl davada satım sözleşmesi gereği garanti süresi için verilen teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrilmesi nedeniyle alacak, birleşen davada ise sözleşmenin haklı feshi sebebiyle cezai şart, gecikme tazminatı ve menfi zararın tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacı/birleşen davada davalı vekili dava dilekçesinde;davalı tarafından 2011 yılında masaüstü bilgisayar satın alınması için düzenlenen ihaleyi müvekkilinin kazandığını, ihale sonrası taraflar arasında 30.03.2011 tarihinde 18.500 adet masaüstü bilgisayar, işletim sistemi ve Q dizilimli 18.500 adet klavye satın alınması için sözleşme imzalandığını, tarafların karşılıklı edimlerini ifa ettiklerini, sözleşmeye konu masaüstü bilgisayar ve klavyeler için teslimden itibaren 3 yıl süresince üretici fırmanın yerinde bakım-onarım desteğinin mevcut olduğunu nitekim davalı bankanın teslimden sonra her tür bakım-onarım hizmet desteğini ilgili HP firmasından talepettiğini, davalı bankanın 5 yıl garanti talep ettiğini, müvekkilinin dava dışı üretici fırmadan 5 yıllık garanti talep ettiğini ancak istenen fiyat müvekkilince uygun bulunmadığından 4. ve 5. yıllar içinde gerçekleşecek her tür bakım-onarım desteğinin müvekkili tarafından bizzat taahhüt edildiğini, taahhüdün davalı tarafından kabul edildiğini, davalı bankanın müvekkilinin bu taahhüdünü bir teminat mektubuna bağlamayı şart koştuğunu, sözleşmenin 13 üncü maddesine göre 698.930,00 USD tutarında teminat mektubunun davalıya teslim edildiğini, sözleşmenin 3 üncü maddesi gereğince müvekkilinin davalı bankaya ürünler için verdiği fiyatların 2 yıl süresince geçerli olacağı ve davalı bankanın bu fiyatlar üzerinden sözleşmede belirtilen ürün adetleri üzerinden %20 oranında arttırım isteyebileceği ve bu arttırım talebinin 8 hafta içinde müvekkili tarafından ifası gerektiğini ve nitekim davalı bankaca 26.10.2011 tarihli yazısı ile %10 arttırım istendiğini, müvekkilinin söz konusu artırım talebini 8 haftalık teslim süresi ve devamı sözleşmeye uygun 2 aylık gecikme süresi içinde ifa edemediğini, davalının 25.01.2012 tarihi itibarıyla sözleşmeyi fesh ettiğini, 698.930,00 USD bedelli teminat mektubunun nakde çevrildiğini, bu hususun sözleşmeye uygun olmadığını, zira teminat mektubunun 4. ve 5. Yıllar garantisine yönelik olduğu, bu sürenin henüz başlamadığını belirterek 698.930,00 USD'nin tazmin tarihi 03.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarının 1 yıl vadeli USD mevduata fiilen uyguladığı faiz oranından az olmamak üzere faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleşen davada davacı/ asıl davada davalı dava dilekçesinde özetle; davalının 23.12.2011 son teslim tarihinde sipariş edilen %20 ek artırım hakkı gereği istenen malzemeleri teslim etmemesi nedeniyle sözleşmenin Ankara 14. noterliğinin 25/01/2012 tarihli ihtarnamesi ile feshedildiğini, sözleşmenin 10 uncu maddesi uyarınca 218.803,20 USD gecikme cezası ile söz konusu alımın ihale ile ikinci defa yapılması nedeniyle meydana gelen 296.000,00 USD tutarındaki fiyat farkının ihtara rağmen ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile toplam 514.823,20 USD'nin doğduğu tarihten itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/A maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesine talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, teminat mektubu sözleşmesinin davacı ile dava dışı banka arasında olduğunu husumetin İş Bankası'na yönlendirilmesi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alan arttırım hakkı kapsamında sipariş edilen 1.850 adet masaüstü bilgisayarın davacı firma tarafından süresi içinde teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, davacının sözleşme hükümlerine göre 5 yıllık garanti yükümlülüğünü kabul ettiğini, üretici HP firmasının sözleşmede taraf olmadığını, ilk 3 yıl ve son 2 yıl garanti kapsamı şeklinde sözleşme hükmünün mevcut olmadığını, davacının 5 yıllık garanti süresinin tamamı üzerinden sorumluluğunu hiçbir itirazı ve kaydı olmaksızın kabul ettiğini, sözleşmenin feshedilmiş olması sebebiyle 3 yıllık üretici garantörlüğü sonrasında 4. ve 5. yıllar için bakım hizmetinin müvekkili bankaca yeniden ihaleye çıkılarak karşılanması gerekeceğini, sözleşme feshedildiğinden dolayı tüm yükümlülüklerin muaccel hale geldiğini, sözleşme ve idari şartnamede kesin teminatın gelir kaydedileceğine ilişkin cezai hükümlerin düzenlendiğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili bankanın hem kredi hem de diğer sözleşmelerden kaynaklanan alacağının mevcut olduğunu ve takas hakkına sahip olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.

2.Birleşen davada davalı/asıl davada davacı dava dilekçesinde özetle; davaya konu sözleşmeden dolayı müvekkilinin davacıya verdiği teminatların tümünün tahsil edildiğini, nakde çevrilen 420.000,00 USD bedelli teminat mektubundan elde edilen tutar ile işbu davaya konu zararların dahi giderildiğini, gecikme cezası isteminin yersiz olduğunu, 2 ihale arasında oluşan farktan dolayı istenen parasal değerin de sübjektif olduğunu, ikinci fırma ile yapılan ihalenin şeffaf olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkişi kurulu asıl ve ek raporuna göre taraflar arasında 30.03.2011 tarihli satım sözleşmesi akdedildiği, sözleşme gereğince temini kararlaştırılan 18.500 adet bilgisayar, ekleri ve işletim sisteminin öngörülen sürede teslim edildiği, sözleşmenin 3 üncü maddesi uyarınca alıcı banka tarafından ek olarak 1.850 adet bilgisayar sipariş edildiği, sipariş tarihinden itibaren 8 hafta içinde teslim edilmesi gerektiği, bu durumda teslim tarihinin 23.12.2011 olduğu, birleşen dava dilekçesi ekinde sunulan Banka İhale Komisyonu'nun 16.03.2012 tarihli kararında ek siparişe konu 1.850 adet bilgisayarın teslimi için 45 gün cezasız ek süre verildiği, ek siparişe konu emtianın teslim tarihinin 06.02.2012 tarihine ertelendiği, alıcı bankanın sözleşmeyi 25.01.2012 tarihinde feshettiği, fesih ihbarının 28.01.2012 tarihi itibariyle ulaştığının kabulü gerektiği, teslim için tanınan ek süre sona ermeden yapılan feshin haksız olduğu, ancak satıcının da feshi kabul edip feshin haksızlığını ileri sürmediği, sözleşmenin feshi akabinde 420.000,00 USD tutarlı ve davaya konu 698.930,00 USD tutarlı teminat mektuplarının nakde çevrilerek gelir kaydedildiği, sözleşmenin 12 nci maddesi gereğince sözleşme konusu işin teminatının 420.000,00 USD olup, 13 üncü madde ve sözleşme eki idari şartnamenin 8.4 maddesine göre ise satıcı, sözleşme konusu bilgisayarların üretici firmasından garanti hizmetleri için taahhütname temin edemediğinden, yerine garanti kapsamındaki işler için 698.930,00 USD tutarında ek teminatın verildiği, verilen ek teminatın garanti edimi için sunulduğu, fesih ihtarında garanti hizmetinin yerine getirilmediği iddiasının yer almadığı, buna göre bankanın nakde çevirip gelir kaydedeceği teminatın asli edim için sunulan 420.000,00 USD tutarlı teminat olup, garanti hizmetleri için sunulan 698.930,00 USD tutarlı teminata el konulmasının yukarıda anılan maddeler kapsamında uygun bulunmadığı, tazmin olunan teminat bedelinin iadesi gerektiği, ek siparişin teslimi için öngörülen vade sona ermeden sözleşmenin 25.01.2012 tarihinde feshedildiğinden 6 ncı madde gereği teslimde gecikme olduğundan bahisle gecikme cezası talebinin yerinde olmadığı, sözleşmenin 10 uncu maddesinde ikinci ihale sebebiyle meydana gelebilecek fiyat farkının teminatı aşan kısmının ödetilmesinin öngörüldüğü gözetildiğinde uğranılan zarar 148.000,00 USD tespit edilmiş olmakla teminat tutarını (420.000,00 USD) aşmadığından söz konusu zararın talep edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Asıl davada davacı/birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek, yerel mahkemenin asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi yönündeki kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, asıl davanın zamanaşımına uğramış alacak için açıldığını, usule ilişkin itirazların hiç dikkate alınmadığını, asıl davanın davacısı tarafından hiç ileri sürülmeyen sebeplerin karara gerekçe yapıldığını, iddia ve savunmalar ile bağlılık ilkesinin çiğnediğini, asıl davanın davacısı tarafından teminat mektubunun vakitsiz nakde çevrildiği iddiası ile bir alacak davası açılamayacağını, taraflar arasında niza bulunmayan hususlarda dahi asıl davanın davacısı tarafından yerine geçilerek ihtilafın şekillendirildiğini ve oluşturulan varsayıma göre karar verildiğini, kararda asıl davanın davacısı tarafından, gerçekleştirilen sözleşmeye aykırılık kabul edilmiş olmasına rağmen bu fiili gerçekliğin yasal düzenlemelere uygun sonuçlara bağlanamadığını, kendi içinde hukuksal ve mantıksal bütünlük oluşturmayan bir karar verildiğini, husumet yokluğu nedeni ile asıl davanın reddedilmesi, birleşen davanın kabul edilmesi gerektiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki sözleşmede; asıl davada davalı/birleşen davada davacı alıcıya ek sipariş imkanı verildiği ve usulüne uygun olarak alıcı banka tarafından ek sipariş talebinde bulunulduğu ancak asıl davada davacı/birleşen davada davalı satıcının bu talebi yerine getiremediği kendi beyanı ile de sabitken, sırf ek temin için verilen ek sürenin bitimi beklenmeksizin fesih yapılması nedeniyle feshin haksız olduğu sonucuna varmak mümkün olmadığından, alıcı bankanın sözleşmeyi fesihte haklı olduğunun kabulü gerektiği, bu yönüyle bilirkişi görüşünden ayrılınmakla birlikte; sonuç itibariyle gecikme nedeniyle yapılan hesaplamalar doğru bulunduğundan ve bankanın tüm talep konularına ilişkin alacak miktarı 420.000,00 USD teminat miktarını aşmadığından hüküm sonucunda bir değişiklik yapılmasına gerek görülmediği, dosya kapsamına göre; asıl davanın konusu edilen 698.930,00 USD bedelli teminat mektubunun garanti süreleri için verildiği sabit olmakla birlikte, alıcı bankaca fesih nedeni yapılmayan garanti sürelerine ilişkin bir zarar olduğuna dair iddiada bulunulmayıp delil de sunulmamasına göre teminat mektubunun zamansız olarak nakde çevrilmiş olduğunun anlaşıldığı, bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği ancak istinafa gelen alıcı bankanın karşılanmamış zararının bulunmadığı, aksine garanti süreleri için verilen teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrildiğinin kabul edildiği, mahkeme kararının gerekçesi bu yönleriyle değiştirilerek bir kısım istinaf itirazları kapsamında HMK'nın 356/(2) nci maddesi uyarınca, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/616 E., 2018/461 K. sayılı dava dosyasında verdiği 07.06.2018 tarihli kararının kaldırılması ile gerekçesi kısmen değiştirilerek asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl dava satım sözleşmesi gereği garanti süresi için verilen teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrilmesi nedeniyle alacak; birleşen dava ise satım sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle cezai şart, gecikme tazminatı ve menfi zararın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.