"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2481 Esas, 2024/93 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/202 E., 2022/86 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle;temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılar ile beraber %52 hisse ile ... Eğitim Hizmetleri Tic. AŞ.'nin kurucu ortaklarından olduğunu, kurulan şirketin işlemleri ile ilgilenmesi için davalılardan ...'e vekâlet verildiğini, müvekkilinin kendisine ödenmeyen şirket paylarına ilişkin araştırma yaptığını, 01.02.2016 yılında yapılan ilk genel kurul toplantısına katılmadığı halde katılmış gibi gösterildiğini ve katılmadığı bir toplantıda kendisinin başkan olarak belirtildiğini farkettiğini, devamında 01.04.2016 yılında çağrısız olarak olağanüstü ve 30.10.2017 yılında 2016 yılına ait genel kurul toplantılarının yapıldığını, toplantıda müvekkiline ait hisse paylarının 25000 adet ..., 25000 adet ..., 25000 adet ..., 25000 ... olarak kaydedildiğini gördüğünü, müvekkilinin %52 hisse payının nerde ve kime nasıl devredildiğini bilmediğini, şirketin genel kurul toplantılarına bakıldığına müvekkilinin ortaklığının görünmediğini, %25 pay ile iki yeni ortak alınmış gibi gösterildiğini ileri sürerek müvekkilinin rızası dışında devri yapılan hisselerin iptaline, %52 oranında hissedar sayılarak yeniden tesciline, hisselerin usulsüz devir tarihinden itibaren başlamak üzere %52 kâr payından şimdilik 1.000,00 TL'sinin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; müvekkilinin 02.04.2018 tarihinde kendine ait ... Eğitim Hizmetleri Ticaret A.Ş.'de bulunan %52'lik hissesinin kendisinden habersiz ve usulsüz olarak devrinin iptaline ilişkin olarak şirket hissesinin %28'lik pay sahibi ... ve %20'lik pay sahibi olan ...'e karşı Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/202 E. sayılı dosya numarası ile dava açıldığını, davalılar ... ve ...'i ihbar olunan olarak bildirdiklerini, davalıların somut durumu ikrar ettiklerini, ancak hisse bedellerini ödediklerine ilişkin belge sunmadıklarını ileri sürerek hisse devirlerinin hukuka ve kanuna aykırılık sebebiyle iptaline, kuruluş ana sözleşmesindeki gibi %52 oranında müvekkilinin hissedar sayılarak yeniden tescil edilmesine, hisselerinin usulüne aykırı olarak devredildiği tarihten başlayarak %52 kâr payından şimdilik 1.000,00 TL ile beraber yasal faizinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili asıl ve birleşen davada hisse devri taleplerinin konusuz kaldığını, devralınan hisse pay bedellerinin devir tarihindeki bedellerinin hesaplanmasıyla şimdilik bunun 500,00 TL'sinin tahsili ile kâr payı istemlerini tekrar etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Pelin için açılan davanın husumetten reddi gerektiğini, davacının dava dışı M. Ö.'ye vekâlet verdiğini, esasen şirketteki hisse sahibinin o olduğunu, davacının sadece şirkette görünüşte hisse sahibi bulunduğunu, davacı adına tüm iş ve işlemlerin vekâletle ve vekâletsiz olarak bizzat şirketin hissedarı gibi M. Ö.'nün yaptığını, müvekkilin davacı ve şirkette esas hissedar olan M.Ö.'nün isteği ve onun da bulunduğu toplantıda görünüşte davacıya ait olan hisselerle ilgili olarak devir kararı aldığını ve bu kararı da karar defterine işlediğini, şirkete ait kararların ve kayıtların muhasebeci tarafından düzenlendiğini, akabinde müvekkili ve diğer hissedarların oraya giderek tutanağa imza attıklarını, davacı vekilinin bahsettiği 01.02.2016 tarihindeki genel kurulun da bu şekilde olduğunu, müvekkilinin davacının amcası ve şirkette hissenin esas sahibi olan M. Ö.'nün nişanlısı olması nedeniyle güvendiğini, muhasebeciye giderek alınan kararlara imza attığını, davacının istediği zaman şirketin defter ve belgeleri inceleme imkânı olduğu halde, uzun zaman sonra devirden haberdar olmamasının işin olağan akışına aykırılık taşıdığını, yapılan hisse devirlerinin parasının da ödendiğini, ancak bu ödemelerin resmi şekilde yapılmadığından kayıtlara geçmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Birleşen davada davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin gerektiğini, davalı ... ile davacı taraf arasında müvekkillerinden önce meydana gelen olaylardan müvekkillerinin bilgisinin olamayacağını, iyiniyetli üçüncü kişilerin korunmasının genel bir hukuk ilkesi olup müvekkillerinin davalılar sıfatı ile işbu davada hukuken bir sorumluluğunun bulunmadığını, tüm işlemlerin mali müşavir tarafından M. Ö.'nün nezaretinde gerçekleştirildiğini, müvekkiline devir işlemleri yapılır iken şirket defterleri ve belgelerinde davacının hissedar olarak gözükmediğini, davacının devir işlemlerinin kendi muhasebe kayıtlarını tutan mali müşavir zamanında değil de başka bir muhasebeci zamanında yapıldığı gibi bir izlenim uyandırmaya çalışıldığını, şirketteki tüm devir işlemlerinden muhasebecinin haberinin olmamasının imkânsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı ... Eğitim Hizmetleri Ticaret A.Ş.'nin davacı ve asıl davalılar tarafından 100.000,00 TL sermaye ile kurulduğu, yönetim kurulu başkanlığına ...'nin seçildiği, Abdülkadir başkanlığında yapılan 01.02.2016 tarihli genel kurul toplantısı ile şirketin yönetim kurulu üyeliklerine ... ve ...'in seçildikleri, şirketin yönetim kurulu Başkanı Abdülkadir'in tek imzalı yönetim kurulu kararı ile şirketteki 52.000 pay ve 52.000,00 TL tutarındaki sermaye tutarının tamamının ...'e devredilmesine onay verildiği, bu devrin pay defterine işlendiği, ...'nin 01.02.2016 tarihi itibariyle ortaklıktan ayrıldığı, ...'in şirketteki sermaye payının 80.000,00 TL'ye ulaştığı, ...'in payının ise 20.000,00 TL olduğu, ... ve ...'e şirket hisselerinin 3 yıl dolmadan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 492. ve şirket kuruluş sözleşmesinin 15. maddesine aykırı olarak devredildiği, daha sonra yapılan pay devri ve pay alımlarıyla ...'in şirketin 100.000 adet pay karşılığı 100.000,00 TL sermayenin tamamına sahip olduğu, 01.02.2016 tarihi itibariyle yapılan pay devrine ilişkin olarak genel kurul altındaki imzanın ...'ye ait olup olmadığı hususunda alınan rapor ile imzaların davacıya ait olmadığının tespit edildiği, bu nedenle ... ile ... ... arasında yapılan pay devrinin geçersiz olduğu, şekli aykırılık iddiasının hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil etmeyeceği, zira davacının aleyhine bir devir yapıldığı, 01.02.2016 tarihinde yapılan çağrısız genel kurul kararları yok hükmünde sayıldığından bu tarihten sonra yapılan devir işlemlerinin de geçersiz olacağı, birleşen dosya yönünden de ... ve ...'e yapılan devir işlemlerinin iptaline karar verileceği, davacı tarafın davasını terditli talep ile hisse devirlerinin iptali yahut hisse devir bedellerinin tahsili için açtığı, yapılan yargılamada hisse devirleri iptal edilmeden hisse devir bedellerinin ödenmeyeceği, genel kurul kararının butlanına karar verilmesi talebinin kabul edilmesi nedeniyle terditli diğer talep yönünden karar verilmediği, TTK hükümlerine göre kâr payı ve diğer alacaklara ilişkin taleplerin ancak dava dışı şirketten tahsilinin istenebileceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, 01.02.2016 tarihli genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespitine, %52 hissenin ..., %28 hissenin ... ve %20 hissenin ... adına ticaret sicilinde kayıt ve tesciline, kâr payına ilişkin davanın pasif husumet yönünden reddine karar verilmiş, hüküm, asıl ve birleşen davada davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm, asıl ve birleşen davada davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleşen dava, yapılan pay devri işleminin iptali ve kâr payının tahsili istemlerine ilişkindir.
B. Değerlendirme
1.Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin karara yönelik asıl ve birleşen davada davalılar vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2.Somut dosyada her ne kadar 01.02.2016 tarihli genel kurulda davacı adına atılan imzanın sahte olduğu iddiası ile hisse devrinin iptaline ilişkin dava açılmış ise de anılan genel kurul kararındaki davacı imzasının davacı elinden çıkmadığı tespit edilmiş olmakla birlikte; aynı genel kurulda şirket ana sözleşmesindeki hisse devrini kısıtlayan 15. maddenin uygulamasını kısıtlayan bir karar alınmadığı anlaşılmıştır. Ne var ki aynı tarihli, 2016/2 K. numaralı yönetim kurulu kararında davacıya ait açık talimat ya da sözleşme bulunmaksızın paylarının asıl davada davalı ...' e devredildiği, bunun yine davacı adına imzalandığı görülmektedir. Bu durumda Mahkemece paylarının devri söz konusu olan Anonim Şirketin davalı sıfatı ile davaya dahil edilebilmesi için, davacı tarafa süre verilerek şirkete karşı dava açılmasının sağlanması ile yönetim kurulu kararına konu devrin hukuki dayanağının bulunup bulunmadığının tespit edilerek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3.Bozma sebebine göre birleşen davada davalılar vekillerinin yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davalılar vekillerinin yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 hükmü uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harçlarının istekleri halinde ilgililere iadesine,12.02.2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.