Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2079 E. 2025/471 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı, genel kredi sözleşmesine kefalet sebebiyle başlatılan icra takibine itiraz etmiş, davacı ise itirazın iptalini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesindeki şekil şartlarını taşımadığı, özellikle de kefalet miktarı ve müteselsil kelimelerinin davalının el yazısıyla yazılmadığının Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edilmesi gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/426 Esas, 2024/311 Karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/782 E., 2022/1355 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı Yılkar Taşımacılık İnş. Malz. San. ve Tic. A.Ş. ile müvekkili arasında imzalanan kredi sözleşmesine davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, tahsilde tekerrür olmamak üzere genel haciz yolu ile başlatılan icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek Samsun İcra Müdürlüğünün 2019/67395 E. sayılı dosyasına itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; genel kredi sözleşmesindeki imzayı kabul etmediklerini, kefalet ile ilgili kısımların 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 583. vd maddelerine uygun olmadığını, geçerli bir kefalet ilişkisinden söz edilemeyeceğini, sözleşmedeki yetki şartının, tacir olmayan müvekkilini bağlamadığını, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, faiz oranının sözleşmelere aykırılık taşıdığını, temerrütün gerçekleşmediğini savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile asıl borçlu arasındaki yetki şartının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 7/2 hükmündeki teselsül karinesi gereği davalı yönünden de bağlayıcı olduğu, 15.08.2013 tarihli sözleşmede, "müteselsil, 50.000.000,00 TL, elli milyon, 15.08.2013" ibarelerinin davalı eli ürünü olmadığının Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu ile tespit edildiği, kesinlik içeren raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için TBK'nın 583 vd. maddelerine göre kefilin el yazısıyla yazılmış olması gereken kefalet tarihi, kefalet miktarı ve müteselsil kelimelerinin davalının eli ürünü olmadığı, davalının geçerli bir kefaletinin bulunmadığı, davalı asilin kefalet kısmındaki imzanın kendisine ait olduğunu bildirmesi yanı sıra ATK raporunda ismine ilişkin yazının davalı eli ürünü olması karşısında davacı bankanın kötüniyetli olduğuna kanaat getirilmediği gerekçesiyle davalının kötü niyet tazminatı talebinin ve davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ATK raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, yargılamaya konu kefalet sözleşmesinin TBK'nın 583. maddesinde belirtilen şekil şartlarını taşımadığı, hükme esas alınan ATK raporunda davalının ismine ilişkin yazının davalının eli ürünü olduğunun belirlenmesi karşısında davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine ilişkin kararda da isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, genel kredi sözleşmesine kefalet sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine, davacı harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına, 03.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.