Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2088 E. 2025/520 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının, davacıların tescilli markalarına tecavüz edip etmediği ve bu nedenle maddi-manevi tazminat ödeyip ödemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının kullandığı markanın, davacıların tescilli markalarına tecavüz oluşturmadığı, "Balkan" ibaresinin coğrafi bir terim olup zayıf bir marka unsuru olduğu ve davalının markasının ayırt edici unsurlarının davacıların markalarından farklı olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının kaldırılması suretiyle davanın reddine dair istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2558 Esas, 2024/225 Karar

HÜKÜM : Davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/77 E., 2020/177 K.

Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin uzun yıllardır İstanbul'da şube sayısı dokuz olan ve Balkan Lokantası olarak bilinen restoranlar zincirinin sahibi olduklarını, markanın haklı bir itibara sahip olduğunu, ... Lokantası, ... ve ... Lokantası markalarının 43. sınıfta müvekkilleri adına tescilli olduğunu, davalının müvekkillerine ait işyerinde işçi olarak çalışırken işten ayırıldığını ve ... Lokantası markasını kullandığını, restoranın iç ve dış dizaynının dahi müvekkillerinin restoranları ile aynı olduğunu ileri sürerek 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, tecavüzün durdurulmasını ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların kötüniyetli olarak bu davayı açtıklarını, ... Lokantası ve ... Lokantası markalarının müvekkili adına tescil edilmiş markalar olduğunu, Balkan ibaresinin kimsenin tekeli altına verilemeyeceğini, bu nedenle markanın başına Avcılar ya da Osmanlı ibarelerinin konulmasının iltibasa yol açmayacağını, davacıların baskın yapar gibi işyerinde tespit yaptırdıklarını, öncesinde hiçbir uyarı ya da ihtar göndermediklerini, müvekkilinin davadan önceden bu yana ... ibaresini kullanmadığını ve kendine ait bir başka marka olan Osmanlı ... Lokantası ibaresini kullandığını, müvekkilinin lokantasının görünüşünün, iç dizaynının, personel kıyafeti, tespit şekilleri, masa konumları ve sair bir çok şeklinin de davacıların lokantalarından farklı olduğunu, müvekkilinin hali hazırda davacılara ait hiçbir markayı kullanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kullanımlarının davacıların marka hakkına tecavüz teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her iki tarafın yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri kapsamında İstanbul'da lokanta işlettiği, markalarında yer alan Balkan ibaresinin coğrafi kaynak bildiren zayıf ibare olduğu, davalının yukarıda belirtilen tescilli markası kapsamındaki kullanımlarına davacının tahammül etmek durumunda olduğu, davalının kullanımlarının marka hakkına tecavüz oluşturmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, markaya tecavüzün tespiti ve maddi manevi tazminat taleplerine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacılara yükletilmesine, 04.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.