Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2101 E. 2025/441 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bonoya dayalı olarak açılan menfi tespit davasında hak düşürücü sürenin dolup dolmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, korkutma yoluyla alınan bonoya karşı açtığı menfi tespit davasında, korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi'nin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/93 Esas, 2024/333 Karar

HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/638 E., 2022/654 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...’ın eşi ...’ın 2003-2004 yıllarında genel müdürü olduğu Fiskobirlik’in ihalesini kazanıp inşaat işi yapan müvekkilinden hak edişlerini ödememe tehdidiyle irtikap suretiyle bono aldığını, daha sonra bedellere faiz güncellemesi yapıldığını ve nihayetinde davaya konu bononun keşide edildiğini, ...’ın bu bonoyu tüm olayları bilen akrabası ...’ye ciro ettiğini, davalı ...’nin ise bonoya dayalı olarak müvekkilleri aleyhine kambiyo senedine özgü haciz yoluyla takip başlattığını, kanunun emredici düzenlemesine aykırı olarak alınan bu senedin geçersiz olduğunu ileri sürerek davalılarla müvekkilleri arasında mevcut, geçerli ve hukuken korunan bir hukuki ilişki olmadığının tespitine, takibin iptaline, davalılar aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında dava dışı bir şirkette ortaklık ilişkisi olduğunu, daha sonra bu ilişkinin sona erdirilmesiyle satış bedeli ve başka borçlara istinaden davaya konu bononun düzenlendiğini, davanın kötü niyetle ve zaman kazanmak amacıyla açıldığını, hak düşürücü sürenin dolduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davanın kötü niyetle ve zaman kazanmak amacıyla açıldığını, hak düşürücü sürenin dolduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 39/1 hükmü uyarınca tehdit hukuki nedenine dayanılarak açılan davalarda korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin öngörüldüğü, somut olayda davacı hak edişlerini alamama tehdidi ile bono düzenlemek zorunda bırakıldığını iddia etmişse de dosyada mübrez Fiskobirlik müzekkere cevabından anlaşıldığı üzere davacının son hak edişini 23.06.2006 tarihinde aldığı ve artık bu tarih itibari ile davacı açısından hak edişlerinin ödenmemesi tehdidinin ortadan kalktığı, davacının bu tehdide dayalı olarak dava açabileceği son tarihin 23.06.2006 tarihinin 1 yıl sonrası olan 23.06.2007 tarihi olduğu, eldeki davanın ise hak düşürücü süre olan bu 1 yıldan sonra açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 03.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.