"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1716 Esas, 2023/1764 Karar
HÜKÜM : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/507 E. - 2020/74 K.
BİRLEŞEN DAVA : Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/652 E.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 18.02.2025 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl ve birleşen davanın davacısı vekili Avukat ... ve asıl ve birleşen davada davalı ... San. ve Tic. A.Ş. vekili Avukat ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
KARAR
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... A.Ş.'nin alt bayiliğini yaptığını, diğer davalı ... Ltd. Şti.'nin de bu davalının ürettiği ürünleri satan tek yetkili üst bayisi olduğunu, davalı ... A.Ş.'nin siparişlerini ana bayii olan diğer davalı ... Ltd. Şti. üzerinden aldığını, mal teslimlerini ise kendi araç ve imkânları ile müvekkiline gerçekleştirdiğini, bu durumun sevk irsaliyelerinden de açıkça belli olduğunu, davalı ... A.Ş.'nin müvekkili gibi alt bayiilerin verdiği siparişleri ve bu siparişler karşılığında ödemeleri kıymetli evrak olarak ... Ltd. Şti. üzerinden aldığını, davalı ... A.Ş.’nin ana bayii olan davalı ... Ltd. Şti. ile olan ilişkisini sonlandırdığını, müvekkilinin de aralarında bulunduğu çok sayıda alt bayinin ön ödemeli olarak mal almak karşılığında davalı ... Ltd. Şti.’ne verdiği bonoların iade edilmediği gibi karşılığında mal tesliminin de yapılmadığını, müvekkilince davalı ... A.Ş.'ye, diğer davalı ile yapılan işlemlere ilişkin ekstrelerin gönderildiğini, müvekkilince davalı ... A.Ş.'ye 10 adet ve toplam 235.000,00 TL bedelli senedin verildiğini, ayrıca 202.000,00 TL ödeme yapıldığını, senetlerin karşılığı malların teslim edilmemesi sebebiyle senetlerin bedelsiz hale geldiğini, ödemenin de dayanağının kalmadığını ileri sürerek davacının dava konusu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, ayrıca ön ödeme olarak verilen 202.000,00 TL'nin ödeme gününden itibaren işleyecek reeskont faiziyle tahsilini talep etmiştir.
2.Davacılar vekili birleşen dava dilekçesinde; 10.05.2018 vadeli 25.000,00 TL bedelli, 20.05.2018 vadeli 25.000,00 TL bedelli bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asılve birleşen davada davalı ... San. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile diğer davalı şirket arasında yetkili satıcılık sözleşmesi çerçevesinde ticari ilişki ve bu kapsamda cari hesap ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin faturadan kaynaklı alacaklı olduğunu, davalı şirketin de müvekkiline olan borcuna karşılık dava konusu bonoların verildiğini, müvekkilinin davalı şirketin bildirdiği adreslere sevk irsaliyesi düzenleyerek teslim ettiğini, davacı keşidecinin şahsi def'ilerini iyi niyetli hamil olan müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, müvekkilinin diğer davacı ile ticari ilişkisinin veya herhangi bir bağının olmadığını, davacının alt bayilik iddiasını ispatlaması gerektiğini, bu bağlamda müvekkili tarafından doğrudan davacıya yapılmış herhangi bir mal teslimi olmadığı gibi doğrudan davacıdan alınmış herhangi bir mal siparişinin bulunmadığını, dosyanın geldiği aşama itibariyle uyuşmazlığın davacı ile diğer davalı arasında olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Asıl ve birleşen davada diğer davalı şirket davalara cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalılar arasında yetkili satıcılık ilişkisi bulunduğu, dava konusu senetlerin davalı ... Ltd. Şti.'nin alt bayisi olan davacı tarafından bu şirkete ön ödeme olarak verildiği, diğer davalının da bunu bildiği, mal tesliminin alt bayilere doğrudan doğruya davalı ... A.Ş. tarafından yapıldığı, dava konusu ön ödemeli senetler karşılığında davacı alt bayiye mal teslim edilmediği, senetlerin bedelsiz kaldığını bildiği, bu nedenle davalı ... A.Ş.'nin iyiniyetli hamil olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, ödenen nakit paranın davalı ... Ltd. Şti. uhdesinde kaldığı gerekçesiyle davacının menfi tespit talebinin kabulü ile asıl dava konusu toplam 235.000,00 TL bedelli bonolardan dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, davacının istirdat talebinin davalı ... A.Ş. yönünden reddine, davacının istirdat talebinin davalı ... Ltd. Şti. yönünden kabulü ile 202.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle bu davalıdan tahsiline, birleşen davada 10.05.2018 vadeli 25.000,00 TL bedelli, 20.05.2018 vadeli 25.000,00 TL bedelli bonolardan dolayı davacıların davalılara borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş, hüküm asıl davada davacı vekili ile asıl ve birleşen davada davalı ... A.Ş. vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde; dava konusu senetlerin, davalı lehdar tarafından diğer davalı ... A.Ş.'ye ciro yoluyla verildiği, ispat yükü kendisine düşen keşideci davacının, dosya kapsamına göre davalı ... A.Ş.'nin dava konusu bonoları iktisap ederken bile bile kendisinin zararına, kötü niyetle hareket ettiğini ispatlayamadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince, davalı ... A.Ş. yönünden menfi tespit isteminin de reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesi; ispat yükü üzerinde olan davacının menfi tespit istemi yönünden davalı ... A.Ş.'nin kötü niyetini ispat edemediği gibi bu davalıya ödeme yaptığını, bu ödemenin kendisine iade edilmesi gerektiğini de ispat edemediği, bu sebeple davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı ... A.Ş.'nin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl ve birleşen davaların davalı ... A.Ş. yönünden reddine, asıl davanın davalı ... Ltd. Şti.'ye yönünden kabulü ile davacının dava konusu toplam 235.000,00 TL bedelli bonolardan dolayı davalı ... Ltd. Şti.'ye borçlu olmadığının tespitine, 202.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalı ... Ltd. Şti.'den tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen davanın ... Ltd. Şti.'yönünden kabulü ile davacıların dava konusu bonolardan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleşen davalar, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit ve alacak isteğine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, birleşen davada davacı vekilince temyize konu miktar 50.000,00 TL'dir. Bölge Adliye Mahkemesince davanın davalı ... San. Tic. A.Ş. yönünden reddine karar verilmiştir. Temyize konu Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığından birleşen davada davacı vekilinin temyiz isteminin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davacı vekilinin temyiz isteminin MİKTARDAN REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... San. Tic. A.Ş.'ye verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 18.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.