"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/146 Esas, 2023/273 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen geçerli TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 35 ülkede satış ve dağıtım ortakları olan, özellikle ses ve sartıntıyı izole etmeye yarar ürün ve teknolojiler geliştirme işinde uzmanlaşmış sektöründe dünya lideri bir firma olduğunu, davacının 2013/45427 sayılı “SYLOMER” markasının ayırt ediciliği yüksek tanınmış bir marka olduğunu, markanın 1977’den bu yana 5 kıtada çesitli ülkelerde tescilli olduğunu, davalının 2015/109687 sayılı “sekil+Silicomer” ibareli marka başvurusuna konu eşyaların davacının tesciline konu mallar ile birebir aynı olduğunu, markaların görsel olarak benzer olduklarını, davalı markası “si-liko-mer” ve davacı markası “si-lo-mer” olarak telafuz edileceğinden işitsel olarak benzer olduklarını, izalasyon sektöründe faaliyet gösteren davalının davacı markasından haberdar olmamasının mümkün olmadığını, davalının websitesinde “sylomer gibi titreşim izalasyon süngerleri ile birlikte kullanılarak etkili bir yüzer zemin.... döşemeleri elde edilir” denilerek davalı ürünlerinin davacının Sylomer markalı ürünleri ile birlikte kullanılabileceğine işaret ederek reklam yaptığı ve başvurunun kötüniyete dayandığının açık olduğunu ileri sürerek davacının itirazlarının reddi ile davalının başvurusunun tesciline dair 2017-M-6104 sayılı YİDK kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; davalının izolasyon kaplamaları ve malzemeleri tedarik eden, uzun ömürlü yalıtım uygulamaları yapan bir firma olduğunu, davacı markasının sözcük markası değil “kelime+sekil” markası olduğunu, taraf markaları arasında harf ve renk unsurlarından dogan görsel farklılaşmanın bulunduğunu, markalar arasında kavramsal benzerlik olmadıgını, Sylomer ibaresinin titresim sönümleyici yalıtım malzemesi olarak 17. sınıfta tanımlayıcı olduğu için tüketicilerce taraf ürünlerinin karıştırılmayacağını ve ayrıca uyuşmazlığı konu ürünler yüksek fiyatlı olduğu için tüketicinin dikkat düzeyinin yüksek olacağını, davacının tanınmışlık ve kötü niyet iddialarını kanıtlayıcı bilgi ve belge ibraz edemediğinı savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.02.2019 tarih, 2017/360 E. ve 2019/64 K. sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.12.2020 tarih, 2019/807 E. ve 2020/1237 K. sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 22.09.2022 tarih, 2021/1697 E. ve 2022/6196 K. sayılı kararıyla taraf markalarının benzer olduğunun dikkate alınması gerektiğine ve davaya konu markaların tescil kapsamlarında kalan mal ve hizmetler itibarıyla ibarenin tanımlayıcı veya tanımlayıcılığa yakın olup olmadığı, ayırt edicilik düzeyi dikkate alınarak markaların karıştırılma tehlikesine maruz kalma ihtimalinin ve davacının tanınmış marka iddiasının da bu doğrultuda değerlendirilmesi gerektiğine işaret edilerek mahkeme kararı bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla taraf markalarının benzer olduğu ve karıştırılma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; davalı kötü niyetli olduğunun ve davacı markasının tanınmış olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, davacı markasının ayırt edicilik ve tanımlayıcılık yönünden değerlendirilmediğini belirterek gerekçe yönünden kararı bozulmasını istemiştir.
2. Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; markaların benzer olmadığını, Kurum kararının hukuka uygun olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığını, davacı markasının 17. Sınıf açısından tanımlayıcı olduğunu, Mahkemenin bozma doğrultusunda herhangi bir inceleme yapmaksızın markanın tanımlayıcı olmadığına karar vermesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davaya konu YİDK kararının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ve aynı Kanun'un 92 inci ve 114 üncü maddeleri.
2. 6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı harcın istek halinde davalılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
.