Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2816 E. 2025/1525 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacı şirketle olan bayi sözleşmesinin sona ermesine rağmen davacı şirkete ait markaları kullanmaya devam etmesi nedeniyle marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması ve kaldırılması talebine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, marka kullanımına ilişkin yetki belgesinin süresinin dolmasına rağmen davacı şirkete ait markaları kullanmaya devam etmesinin 6769 sayılı SMK'nın 7. maddesine aykırı olduğu ve marka hakkına tecavüz oluşturduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması ve Yargıtay tarafından da bu kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2068 Esas, 2024/227 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/180 E., 2021/383 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “...” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı ile 2016 yılında ... marka otomobillerin Türkiye'deki tek ithalatçısı olan ... Türkiye Otomotiv Limited Şirketi arasında "Binek Aracı Dağıtıcı Sözleşmesi, Binek Aracı Yetkili Servis Sözleşmesi ve Hafif Ticari Araç Yetkili Servis Sözleşmesi"nin imzalandığını, bu ticari ilişkinin 30.06.2020 tarihinde sona erdiğini ve bu durumun da karşı tarafa kati surette ihbar edildiğini, ancak ticari ilişkinin bitmesine rağmen davalının adresinde "..." markalı tabelalar, pilonlar, fasyalar ve takların tespit edildiğini, markaların kullanımının kurumsal kimlik planına uyumlu olduğunu, 28.07.2020 tarihli ihtarname ile davalıdan "..." markasını işaret ve logolarını kullanmaya son vermesinin istendiğini, ancak markanın kullanımının devam ettiğini, davalının kendisini ... bayisi gibi tanıtmasının ve tespit edilen kullanımının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 7. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek marka hakkına tecavüzün tespitini, durdurulmasını, kaldırılmasını ve hükmün ilânını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde;müvekkilinin taraf olduğu sözleşmelerden dolayı yetkili bayi olarak faaliyet gösterdiğini, sözleşmeler uyarınca davacının münhasır hak sahibi olduğu markaları kullanımına izin verildiğini, söz konusu sözleşmelerin feshinin geçersizliğine ilişkin olarak dava açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ile dava dışı ... Türkiye Otomotiv Limited Şirketi arasında 23.03.2016 tarihinde "Binek Aracı Dağıtıcı Sözleşmesi", 24.03.2016 tarihinde de "Binek Aracı Yetkili Servis Sözleşmesi"nin imzalandığı, davalının da bu sözleşme kapsamında dava konusu olan markayı iş yerinde kullandığı, dava dışı şirketin bu sözleşmeleri 20.04.2018 tarihli taahhütlü mektup ile 26.04.2019 tarihinden geçerli olmak üzere sonlandırdığı, bu tarihten sonra davalının davacıya ait markaları kullanmasının yasal olmadığı, sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığının başka bir davada tartışılabileceği, iş yerinde yapılan incelemede davacıya ait markaların tüm tabelalar ile afiş ve bayrakta aynen kullandığının tespit edildiği, marka hakkına tecavüz şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıya ait tescilli markalara tecavüzün tespitine, marka hakkına tecavüz teşkil eden tabela, pilon, tak ve fasya asma fiillerinin durdurulması da dahil tecavüzün durdurulmasına ve kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı tarafa gönderilen 20.04.2018 tarihli taahhütlü mektup ile davalının davaya konu markayı kullanması hakkını tanıyan sözleşmelerin 26.04.2019 tarihinden geçerli olmak üzere feshedildiği, sözleşmenin feshinden sonra davalı tarafa gerekli kriterleri yerine getirebilmesi adına süre verildiği, daha sonra 30.06.2020 tarihine kadar ticari faaliyetlerini yetki belgesi ile yürütebilmesi için yeniden olanak tanındığı, davalı tarafın gerekli şartları sağlayamaması nedeniyle noter marifetiyle tebliğ edilen 01.04.2020 tarihli ihtarname ile yetki belgesinin süresinin 30.06.2020 tarihinde dolduğunun ve yenilenmeyeceğinin bildirildiği, 28 Temmuz 2020 tarihli ihtarname ile de "..." markası ve buna bağlı işaret ve logoları kullanmaya son vermesi için 5 günlük süre verildiği, bununla birlikte 09.07.2021 tarihinde talimat yoluyla yapılan davalının işyerinde yapılan keşifte davaya konu markanın tabelalar, afiş ve bayraklarda kullanıldıklarının tespit edildiği, oysa yetki belgesi ile verilen sürenin dolması üzerine davalı şirketin bu kullanımlarına son vermesini gerektiği, SMK'nın 29/1-a hükmüne göre marka sahibinin izni olmaksızın, markanın 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanılmasının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, davalının tespit edilen kullanımının bu kapsamda olduğu, davalının tespit edilen kullanımının SMK'nın 7/5-c hükmü kapsamında bulunduğundan söz edilemeyeceği, sözleşme özgürlüğü kuralının sözleşme ile bağlı kalmama özgürlüğünü içerdiği, bu kuralın istisnasının ise sözleşmede taraflardan birinin borcunu oluşturan edimin tekel niteliğinde olması sebebiyle bu edimi yerine getirmekle yükümlü olan borçlu tarafın haklı bir neden olmaksızın sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedememesinin oluşturduğu, taraflardan birinin borcunu oluşturan edimin tekel niteliğinde olmasının yanında, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanan hallerde fesih hakkının kullanılması durumunda aynen ifanın talep edilebileceği, somut uyuşmazlıkta bu hallerden hiçbirinin mevcut olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması, kaldırılması istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 05.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.