"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/241 Esas, 2024/343 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/531 E., 2023/759 K.
Taraflar arasındaki şirket ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekilinin taşınmazına ... Teknik Klima Sanayi ve Ticaret A.Ş. lehine ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelinin müvekkili tarafından ipotek alacaklısına ödendiğini ve ipotek alacaklısı tarafından ipotek fek yazısı düzenlenerek fek işlemlerini gerçekleştirmek üzere davacıya teslim edildiğini, yapılan başvuruda imza sirkülerinin aslının bulunmaması nedeni ile ipotek fek işlemi yapılamadığını, sonrasında ipotek alacaklısı ......A.Ş.'nin sicilden terkin edildiğinin öğrenildiğini, şirketin ihyası gerçekleşmeden tapuda fek işlemin yapılmasının mümkün olmadığının bildirildiğini ileri sürerek anılan Şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu şirketin aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantısının yapılmadığının belirlenmesinin ardından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) geçici 7 nci maddesi uyarınca resen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürünün yerine getirilmesinin ardından 14.04.2015 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğini, ihtar ve ilanların usulüne uygun yapıldığını, terkin işleminin hukuka uygun olarak gerçekleştirildiğini, müvekkili Kurumun davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu şirketin 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi kapsamında sicilden terkin edildiği, Ticaret Sicil Gazetesinde ilan yapıldığı ancak şirket yetkilisine tebligat yapıldığına dair herhangi bir delil sunulmadığı, celbedilen sicil dosyasın içerisinde de tebliğe ilişkin belge bulunmadığı, yapılan terkin işlemi anılan geçici 7 nci maddenin dördüncü fıkrasındaki usule uygun olmadığından anılan maddenin on beşinci fıkrasında düzenlenen ve terkinden itibaren işlemeye başlayacağı öngörülen beş yıllık hak düşürücü sürenin somut dava yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı, usulsüz işlem nedeniyle dava açılmasına sebebiyet veren davalının yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu Şirketin söz konusu ipoteğin sicilden terkin işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye memuru olarak şirket ortağı ve yetkilisi Taner Bilgin'in atanmasına, ücret taktirine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki savunmalarını ve aşamalardaki beyanlarını tekrar ederek terkin işleminin usulüne uygun olduğunu, gerekli tebligat ve ilanların yapıldığını, müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Ticaret Sicil Gazetesi'nde yapılan ilanın ihtar yerine geçebilmesi için öncelikle Müdürlükçe şirkete ve yetkilisine ihtarın tebligat ile gönderilmesi, tebligatın ulaşmaması nedeniyle ihtarın yapılamamış olması gerekmekte olup, dosyada şirket ve yetkilsi adına çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade döndüğünün belirtildiği, ancak iade dönen tebligat evrakının sicil dosyasında bulunmadığı anlaşılmakla, şirkete ve şirket yetkilisine usulüne uygun olarak tebligat yapıldığına dair herhangi bir delil sunulmadığı, Mahkemece, yapılan terkin işleminin şekil açısından hukuka uygun olmadığı ve davanın açılmasına davalının sebep olduğu tespit edilmiş olduğundan, davalının yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, şirket ihyası koşullarının bulunup bulunmadığı, davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olup olmayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesi
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gerek hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Temyiz konusu kararda hüküm tarihi itibarıyla bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte 29.05.2024 tarihli 32560 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 7511 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 16 ncı maddesi ile "...6102 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinin on beşinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Bu maddede öngörülen usule uygun olarak kaydı silinen şirket veya kooperatifin ihyasına ilişkin yapılacak yargılamada ilgili ticaret sicili müdürlüğü aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmolunamaz.” düzenlemesine yer verilmiş olup anılan Kanun'un 23 üncü maddesinde bu hükmün yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.. Bu durumda anılan hüküm uyarınca dava konusu terkin işlemi nedeniyle davalı ... Sicil Müdürlüğü aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4 üncü bendinde yer alan "...Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 269,85TL başvurma harcı, 269,85TL peşin harç ile 31,75TL posta giderleri olmak üzere toplam 571,75TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine..." ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine "...Davacı tarafça yatırılan harç ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına..." ibaresinin yazılması ve yine davacı lehine vekalet ücretine ilişkin
hüküm fıkrasının 5 inci bendinde yer alan "...Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine..." ibaresinin hükümden tümden çıkarılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.