"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2231 Esas, 2021/1591 Karar
HÜKÜM :Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/2200 E., 2018/1134 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı banka ile davalı şirket arasında Genel Kredi Sözleşmesi, taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi düzenlendiğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan 740.023,19 TL borcu, 53.820,00 TL gayri nakdi riskinin bulunduğunu, Adana 8. İcra Müdürlüğü'nün 2017/2393 sayılı dosyası ile başlatılan taşınır rehnine dayalı icra takibinin davalının haksız borca itirazı ile durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı banka ile davalı şirket arasında düzenlenen Ticari Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesi ile müşterinin gerek taşıt kredisi sözleşmesinden gerekse bankayla imzaladığı başka sözleşmelerden doğan borçların teminatını teşkil etmek üzere davalı şirket adına kayıtlı araçlar üzerine rehin hakkı tesis edildiği, davalı taraf borca itiraz dilekçesinde açık bir şekilde rehin hakkına itiraz etmediğinden 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun)147 nci maddesi uyarınca alacaklının rehin hakkının tartışma konusu olamadığı kabul edildiği, bankanın şirkete kullandırdığı çek kredisi, taksitli ticari kredi, ticari kredi, kredili mevduat hesabı borcu ve ticari kredi kartından doğan borç rehin hakkı kapsamında olduğundan bu alacaklar için bilirkişi hesaplamasına göre davanın kısmen kabulü gerektiği kanaatine varıldığı, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi ticari kredi kartından ve kredili mevduat hesabından kaynaklanan alacağa Merkez bankasınca belirlenen %28,08 temerrüt faizi uygulanması gerektiği, diğer kredilerden kaynaklanan alacaklara ise taraflar arasındaki sözleşmenin 10. maddesine göre borçlu cari hesap şeklinde çalıştırılan kredi türlerinden en yüksek faiz oranının 2 katının uygulanmasının mümkün olduğu, ancak bu oranın uygulanması için bankanın temerrüt tarihindeki cari hesap kredilerine fiili olarak uygulanan faiz oranına ilişkin emsal sözleşmeleri sunması gerektiği, davacı tarafa akdi ve temerrüt faizine esas olan belgeleri ibraz etmek üzere kesin süre verildiği ancak bankanın 20 Eylül 2012 tarihli genel mektup dışında başka belge sunmadığı, sunulan genel mektubun da temerrüt tarihi ile uyumlu olmadığı, bu nedenle takiple istenen diğer üç kalem alacağa avans faizinin uygulanmasına hükmedildiği, rehin sözleşmesinde bankanın gayri nakdi riskleri için depo hakkı tanınmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının ticari kredilere avans faizi uygulanmasına ve depo talebinin reddine ilişkin kısımlarının hatalı olduğunu, ticari krediler için takipte talep edilen %40 temerrüt faiz oranının sözleşmeye uygun olduğunu ve bu durumun bilirkişi tarafından da tespit edildiğini, sözleşmeye göre depo talebinde bulunulabileceğini, mahkemece verilen kesin süre ihtarında emsal sözleşme sunulmasına ilişkin açık bir ara karar bulunmadığını, banka genel mektubunun da süresi içinde dosyaya sunulduğunu, mahkemece banka kayıtları üzerinde yeterli inceleme yapılmadan karar verildiğini ileri sürerek, mahkeme kararının reddedilen depo talebi ve ticari kredilere ilişkin avans faizi uygulanması yönlerinden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar arasında imzalanan 19.03.2013 tarihli genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinin 10. maddesine ve ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesinin 5 maddesine göre davacı bankanın, borçlu cari hesap şeklinde çalıştırılan kredi türlerinden en yüksek faiz oranının 2 katını uygulanması mümkün olup, banka tarafından dosyaya sunulan ve Merkez Bankasına bildirilen 30.12.2016 tarih ve azami faiz oranları bildirim formuna göre ticari kredilere uygulanacak azami faiz oranının %22,08 olarak belirlendiği, buna göre davacı banka davalıdan 2x%22,08=%44,16 oranında temerrüt faizi talep edilebilecek olup, davacı tarafça takipte daha düşük oranda %40 oranında temerrüt faizi talep edildiğinden çek kredisi, ticari kredi kartı ve ticari nitelikli kredi alacakları için takipte talep edilen faiz oranı üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken avans faizi üzerinden devamına karar verilmesinin doğru olmadığı, davacı yanın depo talebine yönelik istinafının değerlendirilmesinde; taraflar arasındaki "Ticari Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesinde" gayrinakdi alacaklar için depo talep edilebileceği yönünden açık bir hüküm bulunmadığından İlk Derece Mahkemesinin depo talebine yönelik olarak verdiği ret kararında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği, davacı yanın depo talebine yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı ancak faize yönelik istinaf sebebinin haklı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, icra dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, hükmedilen alacaklardan ticari kredi kartı alacağı ile kredili mevduat hesabı alacağına asıl alacaklar yönünden takip tarihinden itibaren %28.08 oranında çek kredisi alacağı, taksitli ticari kredi alacağı ve ticari nitelikli kredi alacakları yönünden takip tarihinden itibaren %40 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, 138.973,05 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, depo isteminin takibin dayanağı rehin sözleşmesinde depo hakkı ile ilgili bir hüküm bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; sözleşmeye göre depo talebinde bulunulabileceğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, takibe itirazın iptaline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Davaya konu takip taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi, kart üyelik sözleşmesi ve ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsili, gayrinakdi alacaklar yönünden depo edilmesi istemine ilişkindir. Ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesinde bulunan hüküm nedeniyle rehnin başka sözleşmelerden doğan alacakların teminatı da olduğu açıktır.
2. Takipte talep edilen gayrinakdi alacakların dayanağı sözleşme genel kredi sözleşmesi olup depo talep edilip edilemeyeceği hususunda bu sözleşme hükümleri dikkate alınmalıdır. Taraflar arasında yapılan genel kredi sözleşmesinde gayrinakdi alacaklara ilişkin depo talep edilebileceği hüküm altına alınmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince bu husus gözden kaçılarak verilen kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.