"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI :2021/2012 Esas, 2024/271 Karar
HÜKÜM :Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 5. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI :2020/282 E., 2021/306 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin "..." markasını taşıyan ürünlerini 1964 yılında piyasaya sürdüğünü, sürülebilir kakaolu fındık kreması ürünü için geliştirdiği ambalaj kompozisyonunu 50 yılı aşkın süredir kullanarak bu kompozisyona yüksek ayırt edicilik kazandırdığını, kendisiyle özgünleştirdiği bu şekil kompozisyonunu bazı ufak farklılıklar arz eden versiyonları ile tescilli olarak koruma altına alındığını, müvekkilinin bu kompozisyona ilişkin şekil marka başvurusunun herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmadığı ve ticaret hayatında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaretleri veya adlandırmaları münhasır ya da esas unsur olarak içerdiği gerekçesiyle tümden reddedildiğini, Yeniden İnceleme Değerlendirme Kurulu'nun (YİDK) itirazları yerinde görmediğini, davaya konu şekil markasının ayırt edici olduğu, YİDK'in belirlemelerinin aksine "..." ürünü içerisinde yer alan unsurların şekil markasının özgün bir kompozisyonu niteliği taşıdığını, marka olarak tescil edilebilecek ayırt ediciliğinin bulunduğunu, marka ret koşullarının oluşmadığını, bu şeklin davacının pek çok markasının tescilinde yer aldığını ileri sürerek 2020-M-7347 sayılı YİDK kararının iptaline, 2020/54388 sayılı marka başvurusunun tüm mallar bakımından tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davaya konu başvurunun bir bütün olarak, markanın asli işlevi olan belirli bir işletmeye ait mal ve hizmetleri, diğer işletmelere ait benzer mal ve hizmetlerden ayırt etmeyi sağlama işlevini yerine getiremeyeceğinden söz konusu işaretin somut olarak ayırt edici nitelikten yoksun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu marka başvurusunun salt şekil unsurundan oluştuğunu, “Kakaolu fındık kreması sürülmüş ekmek dilimi” şeklinin diğer unsurlara nazaran markada baskın unsur olarak yer aldığı, tüketicinin sıklıkla bu uygulamayla karşılaştığı, farklı pek çok markada yer verilen bu unsurların tamamının ürün veya içerik açısından ilgili sektörde ambalaj tasarımı durumunda yaygın kullanılan, çikolata, fındık kreması, sütlü / kakaolu fındık kreması gibi ürünlerin tüketiciye sunumunda adeta gelenekselleşmiş bir uygulama olduğu, piyasadaki benzer mallardan ayırt etmediği, başvuru markasının, markanın en temel işlevi olan ayırt edicilik fonksiyonunu yerine getirmediği, belirtilen nederlerle davaya konu marka başvurusunun tescil kapsamından çıkartılan emtialar bakımından somut ayırt edici niteliği haiz bir ibare olmadığı, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5/1-b hükmü uyarınca mutlak tescil engeli bulunduğu, özgün bir niteliği bulunmayan unsurların tamamının tescili talep edilen malların temel özelliklerine doğrudan işaret ettiği, sadece ilgili malları tanımlayıcı bir fonksiyon icra eden unsurlar olduğu, SMK'nın 5/1-c hükmü uyarınca mutlak tescil engeli şartlarının oluştuğu, sunulan faturalar, satış katalogları, açık hava reklamları, sosyal medya reklamlarının hiçbirinde başvuru konusu şekil markasının tek başına kullanılmadığı, salt şekil olarak kullanım sonucu ayırt edici olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, dava konusu şekil markasının özgün bir kompozisyonu bulunduğu, marka olarak tescil edilebilecek ayırt edicilikte olduğu iddiasına dayanan YİDK kararı iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 24.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.