"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/770 Esas, 2024/354 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/248 E., 2020/719 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalının 04.07.2019 tarihinde gerçekleştirdiği 2018 yılına ait olağan genel kurul toplantısında %5'in üzerinde kâr dağıtılmamasına ilişkin karara olumsuz oy kullanarak muhalefet şerhini tutanağa geçirdiğini, pay sahiplerine kâr dağıtılmasından kaçınılamayacağı için, ilgili kârın dağıtılmayarak yedek akçeye ayrılmasının kanun, esas sözleşme ve iyi niyet kuralları kapsamında şüpheye yer vermeyecek, geçerli ve açıklanabilir bir nedeni olması gerektiğini, anılan kararda neden %5 üzerinde kâr dağıtılmadığına dair açıklama yapılmadığını, 2018 yılına ait faaliyet raporunda ise kâr payı dağıtım politikasına ilişkin tek açıklamanın ''Devam eden yatırımları da dikkate alarak 2018 yılı içinde daha kısıtlı temettü ödemesi yapılmıştır'' şeklinde genel ve belirsiz ifadeler kullanılarak kâr dağıtılmamasına açıklama getirilmeye çalışıldığını, başka bir şirkete borç verildiğini, borç verebilecek mali durumda olan bir şirketin kâr dağıtmamasının anlaşılabilir olmadığını, şirketin finansal açıdan iyi olmasına rağmen 2015 ve 2017 yıllarında kâr dağıtmadığını, gerekçesiz kâr dağıtmama politikasının daha önce de taraflar arasında uyuşmazlık konusu olduğunu, buna dair açılan genel kurul kararının iptali davasının kabul edildiğini, mahkeme kararı üzerine kâr dağıtımının gerçekleştiğini, kâr dağıtımının şirkete zarar vermeyeceğini, sermayenin düşmesi sonucunu da doğurmayacağını, şirket zararda olmadığı için ayrılan yedek akçelerin aktiflerin yeniden sağlanması, zararın kapatılması gibi bir durum için ayrılmadığının açık olduğunu, 2018 yılının faaliyet raporuna göre şirketin yaklaşık 50 milyon TL civarında kâr ettiği, bu miktarın öndeki yılın yaklaşık iki katı olduğunu belirterek 04.07.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısının kâr dağıtımına ilişkin alınan 5. maddesinin %5 oran üzerindeki kârın dağıtılmamasına ilişkin kısmının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının düştüğü şerhin eleştiri niteliğinde olduğunu, usulüne uygun bir muhalefet şerhi olmadığını, muhalefet şerhinin gerekçesini yazmasının davanın ön şartı olduğunu, şirket bünyesinde ... ünitesi kurduklarını, müvekkili şirketin 2019 yılında Miyamoto İnternational Mühendislik şirketi ile sözleşme imzaladıklarını, sözleşmeye göre yüklenici şirketin davalı şirketin fabrikasında bulunan 31 binanın depreme karşı güçlendirilmesi için uygulanabilir çözümler sunacağını, ayrıca şirkette sendika ve toplu iş sözleşmesi uygulaması olduğunu, bunun şirkete ek maliyet getirdiğini, bunların dışından şirketin üretime doğrudan katkı sağlayacak, rekabet kapasitesini arttıracak yatırım projeleri olduğunu, davacı her ne kadar müvekkil şirketin dava dışı şirkete borç verdiğini ileri sürmüş ise de bu borcun ödendiğini, alınan kararın şirketin ve ortakların menfaatine olduğunu, olağanüstü yedek akçelerle söz konusu yatırımların hayata geçirilmesinin önümüzdeki yıllarda ortakların daha fazla pay almalarını sağlayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafın iptali istenen 2018 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısına katıldığı, iptali istenen kârın dağıtılmasına ilişkin 5. maddeye olumsuz oy verip muhalefet şerhini tutanağa geçirttiği ve davanın yasal 3 aylık süresi içinde açıldığı, davaya ilişkin şekli koşulların yerine getirildiği, davalı şirketçe 2018 yılında kâr payı dağıtılmamasının gerekçesi olarak yukarıda zikredilen hususlar ileri sürülmüş ise de; şirketin aynı konuda dava konusu olan 2015 yılına ilişkin kâr payı dağıtmamasına ilişkin genel kurul kararının iptali davasında yapılan incelemede, şirketin 2016 yılı öncesinde de 2013-2014 ve 2015 yıllarında 3 yıl üst üste kâr payı dağıtmadığı, dava konusu olan 2015 yılından sonraki 2016-2017 ve 2018 yıllarında da kâr payı dağıtımı yapmadığı, davalı şirketin uzun yıllar kâr payı dağıtmamasının maddi sebepleri konusunda somut ve maddi bir açıklama getirmediği gibi davalı şirketi kârlılık oranı ve mevcut giderleri ile yapacağını açıkladığı yatırım maliyetlerine göre toplu sözleşmenin getireceği maliyetler, mevcut inşaat maliyetleri göz önüne alındığında mevcut yedek akçelerin bu yatırımlara fazlasıyla yeteceği ve kar payı dağıtımına engel teşkil etmeyeceği anlaşılmış olup davalı şirketin 2018 yılı karından da kar payı dağıtmasının iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı şirketin 04.07.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurulunda alınan 5.gündem maddesi ile düzenlenen kârın %5’in üzerindeki kısmının dağıtılmayarak olağanüstü yedek akçeye ayrılmasına dair kısmının iptaline karar verilmiş, hüküm, davalı tarafça istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı şirketin 04.07.2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında kâr dağıtıma ilişkin alınan 5. maddesinin %5 oran üzerindeki kârın dağıtılmamasına ilişkin kısmın iptali talebine yöneliktir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.