"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1772 Esas, 2024/368 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Salihli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2017/234 E., 2018/336 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı mirasçıları ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... . ... Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinin sahibi olduğunu, davalı ...’ın sürücü, ...’nün ise fizyoterapist olarak 2013 – 2015 yılları arasında müvekkilinin işyerinde çalıştıklarını, bu esnada merkezde tedavi gören öğrenci velileriyle iletişim halinde olduklarını, öğrenci velilerine kendi merkezini kötüleyen, karalayan, haksız itham ve iftiralar içeren söz ve davranışlarda bulunduklarını, davalı ...’nün Fizyolit Rehabilitasyon Merkezi adı altında ayrı bir yer açtığını, diğer davalı ...’ın da oraya geçtiğini, müvekkilinin merkezinde çalışan öğrencileri de yanlarına çekmek için kendi merkezini karalamaya devam ettiklerini, idari makamlara müvekkilini şikâyet ettiklerini, idari soruşturma geçirdiğini, yaklaşık 25 öğrencinin müvekkiline ait merkezden ayrılarak davalı ...'a ait merkeze geçiş yaptığını, bu şekilde müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarara uğratıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin davacıya ait merkezi kötüleyici ve karalayıcı davranışta bulunmadıklarını, davacıyı herhangi bir yere şikayet etmediklerini, kendi işyerlerini davacının yaptığı şikâyetler nedeniyle geç açtıklarını, kendi açtıkları merkezde verdikleri hizmetin diğer merkezlerde mevcut olmadığını, davacının merkezinden gelen öğrenciler olduğu gibi başka yerden de ayrılıp gelen öğrencilerin bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile olaya ilişkin savcılık soruşturması ve idari incelemede herhangi bir yaptırım kararı alınmadığı, Salihli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden gönderilen liste ve öğrencilerin ayrılış tarihleri incelendiğinde 24 öğrencinin değişik tarihlerde kayıt sildirdiği, bunlardan 5 tanesinin Aralık 2014, 5 tanesinin Ocak 2015, 4 tanesinin Şubat 2015, 2 tanesinin de Mart 2015'de davacının rehabilitasyon merkezinden kayıt sildirdiği, kalan 8 tanesinin ise 2015 yılının kalan aylarında ve 2016 yılı içinde kayıt sildirdiği, davalıların Salihli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne davacıyı şikâyet tarihlerinin ise 03.02.2015 ve 04.02.2015 tarihleri olduğu, davalıların davacı hakkındaki bu şikâyetlerinin yasal sınırlar içinde değerlendirilmesi gerektiği, davacı tanıklarının tamamının davacı yanında çalışan personel olduğu ve içlerinde hiçbirinin davacıya ait rehabilitasyon merkezinde eğitim alan öğrenci velisi olmadığı, davacı tarafın tanık listesi içinde öğrenci velisi bulunmadığı, tanıkların davacıya ait rehabilitasyon merkezinden çocuklarının aldığı eğitim hizmetinden memnun kalmadıkları için ayrıldıklarını beyan ettikleri, sonuç olarak davalıların davacının rehabilitasyon merkezinden kayıt sildiren 24 öğrencinin kayıt sildirmesi konusunda kusurlu hareketlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı mirasçıları tarafından istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıya ait merkezde eğitim gören öğrencilerin davalılar tarafından ayartıldıklarının ispat edilemediği, öğrencilerin davacıya ait merkezden ayrılıp, davalılara ait merkeze geçmelerinin de tek başına haksız rekabet teşkil etmeyeceği, yine haksız şikayet yoluyla davacıya ait merkezin kötülendiği iddiasının da sübut bulmadığı, dinlenen davacı tanıklarının da davalıların haksız rekabette bulunduklarını kanıtlamaya yeterli olmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı mirasçıları ... ve ... vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı mirasçıları ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı mirasçıları ... ve ...'e yükletilmesine, 12.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.