"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1572 Esas, 2024/256 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/763 E., 2022/410 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili ...'ın, ... ve ...'ın çocukları olduğunu, ...'ın gebelik takibinin davalının Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesini kapsamında sigortalısı Kadın Doğum Uzmanı Dr. ... tarafından yapıldığını, doktorun genel olarak tıbbi kötü uygulaması sonucu, down sendromunun hamilelikte teşhis edilemeyerek ...'ın down sendromlu olarak doğduğunu, sigortalı doktorun müvekkilini gebelikte olabilecek hastalıklar, yaptığı (yapacağı) tarama testleri, down sendromunun ne olduğu, down sendromu ve benzeri hastalıkların teşhis ve tespitiyle ilgili seçenekler konusunda bilgilendirmediğini, aydınlatılmış onamının alınmadığını, birkaç basit test ile saptanabilecek down sendromunu gebelikte saptayamayarak, anne ve babanın gebeliğin sonlandırılması imkanını elinden aldığını, bu suretle sakat bir çocuğun doğumuna neden olduğunu, down sendromun hayat boyu devam eden, kişiyi sürekli başkasının yardımına muhtaç bırakan bir işgöremezlik hali olduğunu, bu işgöremezlik hali nedeniyle ...'ın maddi ve bu acıyı yaşam boyu çekecek olması nedeniyle manevi zarara uğradığını, müvekkilleri anne ... ve baba ...'ın hayat boyu çocuklarını down sendromlu olarak görerek acı çekmeye devam edeceğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ... için 15.000,00 TL işgöremezlik (bakıcı ücreti dahil maddi) tazminatı, 20.000,00 TL manevi tazminat, ... için 10.000,00 TL manevi tazminat, ... için 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle ... için maddi tazminat talebini 760.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı itirazlarının olduğunu, hekimin yapılan işlem sonucu sorumluluğunun doğabilmesi için hukuka aykırı eylem, kusur, zarar, nedensellik bağı şartlarının birlikte gerçekleşmesi, sorumluluğun belirlenebilmesi için konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınması, davacının maddi zararını ve sebebini somut delillerle kanıtlaması gerektiğini, ayrıca manevi tazminat taleplerinin zenginleşmeye sebep olacak yükseklikte ve fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının, dava dışı sigortalının sağlık hizmetinin verilmesinde davacı annenin sosyal ve kültürel düzeyine uygun olarak aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirdiğini kanıtlayamadığı, sigortalının başkaca kusurunun aranmadığı, sadece bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmemesinin davacıların tazminat talebinde bulunmaları için yeterli olduğu, davacıların taleplerinin davalı tarafından düzenlenen poliçe kapsamında olduğu, davacı ... 'ın down sendromlu olması nedeniyle %100 maluliyetinin oluştuğu ve bu nedenle hayat boyu bakıma muhtaç olduğu, sürekli iş göremezlik maddi zararı 2.420.497,48 TL, bakıcı gideri maddi zararının 3.196.584,00 TL olmak üzere toplam 5.617.081,48 TL olduğu, ancak davalı ... şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğu gözetilerek talep artırım dilekçesindeki talep uyarınca 760.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği, davacı ...'ın yaşı ve maluliyet durumuna göre hayat boyu bakıcıya ihtiyaç duyacağı, dolayısıyla davacılar anne ve babanın da çocukla birlikte ömür boyu bu sendromun getirdiği zorlukları birlikte yaşayacakları, sürecin ağır ve meşakkatli bir süreç olduğu, bu durumun çocuk yanısıra anne ve baba içinde ciddi bir travma yarattığı gerekçesiyle maddi tazminat davasının kabulü ile 755.000,00 TL işgöremezlik tazminatı, 5.000,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 760.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı ...'a ödenmesine, manevi tazminat davasının kabulü ile, davacı ... için 20.000,00 TL, davacı ... için 10.000,00 TL, davacı ... için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile teşhis ve tedavi hizmetini üstlenen sigortalı hekimin davacı çocuğun down sendromlu olarak doğmasından dolayı değil, bu kapsamda aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmeyerek vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranışından dolayı sorumlu olduğu, bu doğrultuda mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edilen maddi ve davacıların olay nedeniyle uğradıkları manevi zarar kapsamında poliçe limitleri ile sınırlı olarak tazminata hükmedilmesinde isabetsizlik görülmediği, davalı vekilinin, teminat limiti dışında ayrıca yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği yönündeki istinaf sebebinin 20.07.2010 yürürlük tarihli Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin ... Sigortası Genel Şartlarına göre yerinde görülmediği, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından haksız eylem failinin, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda yani haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayıldığı, bu nedenle zarar gören davacılar tarafından dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi talep edilmiş olmakla, mahkemece ıslahla artırılan kısım yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde de isabetsizlik olmadığı, somut olayda durum ve koşulların avans ödemesi yapılmasını gerektirdiği hususunda bir kanaate ulaşılamadığından, davacılar vekilinin avans ödemesi isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı nezdinde Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı dava dışı hekim tarafından hamileliğin takibi sonucunda davacı küçüğün down sendromlu olarak doğması olayında, davalı şirket sigortalısı hekim tarafından diğer davacılara gerekli tıbbi müdahale ve bilgilendirmenin yapılıp yapılmadığı, bundan dolayı hekimin kusuru bulunup bulunmadığı ve davalı ... şirketinin talep edilen maddi ve manevi tazminattan sorumlu olup olmayacağı noktasındadır.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
1.Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin karara yönelik davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2.Anayasa'nın Temel hak ve hürriyetlerin niteliği başlıklı 12. maddesi, "Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir...", Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı başlıklı 17. maddesi, "Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir..." düzenlemelerini içermektedir. Öte yandan 31.12.2008 tarihli, 5825 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunan Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme'nin Giriş bölümünde (h) bendinde, İşbu Sözleşmeye Taraf Olan Devletlerin, "...Bir kişinin engelli olduğu için ayrımcılığa maruz kalmasının her bireyin doğuştan sahip olduğu insanlık onuru ve değerinin de ihlal edilmesi anlamına geldiğini de kabul ederek,..." aşağıdaki hükümler üzerinde anlaşmaya vardıkları belirtilmiş olup Yaşama Hakkı başlıklı 10. maddesinde, Taraf Devletlerin her insanın yaşama hakkına sahip olduğunu yeniden onaylayarak engellilerin bu haktan etkin ve diğer bireylerle eşit koşullar altında yararlanmalarını sağlayacak gerekli tüm tedbirleri alacağı, Kişisel Bütünlüğün Korunması başlıklı 17. maddesinde, engelli her kişinin, beden ve ruh bütünlüğüne diğer bireylerle eşit bir şekilde saygı duyulması hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir.
Anılan hükümler hep birlikte değerlendirildiğinde, somut uyuşmazlıkta down sendromlu doğan davacı çocuk bakımından açılan davada, “doktor, aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirseydi, belki benim yaşam hakkım elimden alınacaktı, oysa şimdi alınmadı" şeklinde yorumlanabilecek bir sebebe dayalı maddi ve manevi tazminat isteminde hukuki yarar bulunmamakta, istem özünde davacı çocuğun kişilik haklarını ihlal etmektedir. Maddi ya da manevi, neticede parasal bir değere tekabül eden bir menfaat, kişilik haklarını ihlal eder şekilde talep ve dava konusu edilemez. Sosyal devlet ilkesi çerçevesinde engelli bireylere tanınan tüm haklardan davacı çocuk ...'ın da yararlanacağı şüphesizdir. Nitekim Dairemizin 23.11.2023 tarihli, 2022/4807 E., 2023/6782 K. sayılı kararı da bu doğrultuda olup açıklanan bu hususlar doğrultusunda davacı çocuk hakkında kurulan hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, davacılar ... ve ...'a yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1 hükmü uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
10.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.