"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI :2022/278 Esas, 2024/523 Karar
HÜKÜM :Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI :2021/83 E., 2021/374 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; davalı şirketin 2019/119828 numaralı “...” ibareli marka başvurusuna yapmış oldukları itirazın nihai olarak reddedildiğini, başvuruya konu işaretin davacı adına tescilli “...” ibareli markalar ile ayırt edilemeyecek kadar benzer bir marka olduğunu, davalı firmanın bu markayı kullanması halinde davacının markalarının tanınmışlığından kaynaklı olarak avantaj sağlayacağını, ayrıca davacının tanınmış markalarının itibarını zedeleyebileceğini ileri sürerek Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; markaların benzer olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal açılardan benzerlik olduğu, ancak davalının markasının kapsamına alınmak istenilen mal ve hizmetler açısından emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleşmediği ve uyuşmazlık konusu emtiaların hitap ettiği alıcı/tüketici kitlesinin bu emtiaları satın alırken sahip olduğu seçicilik/algı/dikkat/özen seviyesinin markaları ayırt etme/ilişkilendirmeme hususunda yeterli ölçüde olduğu, bu yüzden söz konusu mal ve hizmetlerde “.../...” ibarelerinin markasal hüviyette farklı firmalar tarafından kullanılması halinde alıcıların/tüketicilerin söz konusu mal ve hizmetlerin aynı şirketten veya ekonomik olarak bağlantılı şirketlerden geldiği düşüncesine kapılma tehlikesinin ve karıştırma ihtimalinin bulunmadığı, davacının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/5 hükmünde sayılan şartların gerçekleştiğine dair dava dosyasına herhangi bir delil sunmadığı, tarafların birbirlerinden çok farklı sektörlerde iştigal ettiği, davalının müktesep hak iddialarına mesnet aldığı 2008/65374 sayılı marka özelinde, sadece 03. sınıfa giren emtialar açısından, Yargıtay’ın belirlediği müktesep hak kriterlerinin hepsinin birden karşılandığı, davalının markasının kapsamına alınmak istenilen diğer emtialar açısından ise davalının somut olayda dayanabileceği bir müktesep hakkının mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının itirazına mesnet "..." asli unsurlu markaların kapsamlarında 22, 23, 24, 25, 35, 40, 42. sınıf mal ve hizmetlerin yer aldığı, dava konusu "..." ibareli başvurunun ise 1,2,3,5.sınıf mallar ile bu malların satışına özgülenmiş 35. sınıf mağazacılık hizmetlerini kapsadığı, taraf markalarının kapsamlarındaki mal ve hizmetler arasında bir benzerlik olmadığı, her ne kadar taraf markalarının kapsamına 35.sınıftaki toptan/perakende satış hizmetleri ortak olarak girse de, bu hizmetlere konu emtiaların aynı/benzer/türdeş olmamaları nedeniyle, 35. sınıf açısından da benzerlik/türdeşlik şartının gerçekleşmediği, dolayısıyla markalar arasında SMK'nın 6/1 hükmü anlamında emtia benzerliği bulunmadığından iltibas tehlikesinden söz edilemeyeceği, öte yandan davalının önceki tarihli 2008/65374 sayılı markası nedeniyle 3. sınıfa giren emtialar açısından müktesep hakkının bulunduğu, davacının SMK'nın 6/5 hükmü gereğince tanınmış marka korumasından yararlanılabilmesi için, davalının başvuruya konu markasının, davacının markasının bu tanınmışlığından haksız yarar sağlaması, tanınmış markanın itibarına zarar vermesi ve ayırt ediciliğini zedelemesi durumlarından birinin oluşmasının gerektiği, davacının SMK'nın 6/5 hükmünde sayılan şartların gerçekleştiğine dair herhangi bir delil sunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 11.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.