Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3323 E. 2025/2182 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının ortağı olduğu ve TMSF tarafından satışı gerçekleştirilen şirketin satış işlemlerinin iptali ile genel kurul toplantısında alınmış kararların yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: TMSF tarafından gerçekleştirilen satış işlemlerine karşı açılan davanın husumet yönünden idari yargıda görülmesi gerektiği ve şirketin genel kurul toplantısı yapmadığı, satış kararının da genel kurul kararıyla değil Fon kararıyla alındığı gözetilerek, davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/490 Esas, 2024/493 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/308 E., 2023/671 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı ... Sağlık Hiz. A.Ş.'nin ortağı olduğunu, şirkete TMSF tarafından usulsüz biçimde el konulduğunu, TMSF kayyımları ve sonra yetkilileri eli ile zarara uğratıldığı ve usulsüz satış kararı alındığını ileri sürerek usulsüz genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine, genel kurul kararının yerine geçmek üzere alınan iktisadi bütünlük kararının iptaline, satış kararının usule ve kanuna aykırılığı nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın tarafının müvekkil şirket olmadığını, müvekkil şirket yönetimine FETÖ/PDY Terör Örgütü soruşturması kapsamında, kayyım atanmasına karar verildiğini, daha sonra kayyumların yetkisi sonlandırılarak tüm yetkilerin TMSF'ye devrine karar verildiğini, bu nedenle müvekkil şirket yönetiminin tamamen TMSF eliyle atanan yönetim kurulu tarafından sürdürüldüğünü, ilgili satış ve tasfiye yetkisinin tamamen TMSF'de olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin satış kararının Fon tarafından alındığı, husumetin TMSF’ye ve devralana karşı idari yargıda yöneltilmesi gerektiğinden bu istemin yargı yolu sebebiyle usulden reddine, davacının ikinci talebi genel kurul kararının iptali istemi yönünden de şirketin genel kurul toplantısı yapmadığı, Fon tarafından atanan yönetim kuruluna satış için yetki verildiği, satışın bir genel kurul toplantısına dayanmadığı görülmekle hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şirketin veya mal varlığının idaresinin yürütülen ceza soruşturma süresince kayyım olarak TMSF'ye devredildiği, davacının pay sahibi olduğu şirketlere kayyım atanma sebebinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen hususlardan kaynaklanmadığı, davacının TMSF'nin satış kararına karşı idari yargı yerinde dava açılabileceği, şirketin ortakları tarafından alınan bir genel kurul kararı ile satış kararı olmadığı düşünüldüğünde davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava; davacının ortağı olduğu şirketin TMSF tarafından gerçekleştirilen satış işlemlerinin iptali ile genel kurul toplantısında alınmış kararların yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 27.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.