"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2020/512 Esas, 2023/1050 Karar
HÜKÜM :Kısmen kabul
BİRLEŞEN DOSYA :İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/504 E.
Mahkeme kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili ile birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne dava konusu meblağ 133.657,00 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 3156 sayılı Kanun ile değişik 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 5 yıl süreli distribütörlük sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca Kütahya bölgesinde pazarlama ve dağıtım işini üstlendiğini, davalıya satış, dağıtım ve pazarlama bedeli olarak 50.000,00 USD ödendiğini ve bayilerin oluşturularak davalı şirkete ait mamullerin satış, dağıtım, pazarlama ve reklamının yapıldığını, ancak davalının sözleşmeden doğan edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini, müvekkil şirketin distribütörlüğünü üstlendiği bölgede, bu distribütörlüğe bağlı olmayan, ancak davalı şirket tarafından yetkilendirilen yeni ve bağımsız bayilikler verilerek davalı şirketin ürün ve hizmetlerinin satış, dağıtım ve pazarlamasının yapıldığını, müvekkilinin müşteri portföyünün düşmesine neden olunduğunu, müvekkil şirket ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi niteliği taşıdığını, davalı şirketin servis hizmeti, satış desteği verme edimlerini yerine getirmediğini, davalının komisyon ücretlerini tek taraflı değiştirdiğini, müvekkili açısından sözleşmenin ifasının imkânsız hale geldiğini, müvekkili tarafından davalıya gönderilen ihtarname ile sözleşmenin münfesih konumda olduğunu ileri sürerek, şimdilik 1.000,00 USD ürün ve hizmetlerin satış, dağıtım ve pazarlama hakkı bedeli, 1.000,00 TL komisyon bedeli, 1.000,00 TL yatırım ve reklam giderleri bedeli, 1.000,00 TL demirbaş giderleri bedeli, 1.000,00 TL mahrum kalınan kâr bedeli, 1.000,00 TL bayi zarar bedeli ve 1.000,00 TL portföy tazminatı bedeline hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla asıl davada sadece alacaklarının küçük bir kısmını talep ettiklerini, iş bu alacağın tahsili için başlattıkları takibin davalı itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek davalının İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2018/29239 E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; derdestlik ve zamanaşımı itirazında bulunarak davacının iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin komisyon oranlarını yeniden düzenlemesinin sözleşmenin verdiği bir hakkın kullanılmasından ibaret olduğunu, müvekkilinin davacının satış yapma yetkisine haiz olduğu bölgede davacıdan başkasına satış yaptırılmayacağına dair bir taahhüdü bulunmadığını, davacının faaliyet gösterdiği bölgede başka firmalar tarafından müvekkili şirket namına ürün ve hizmet satışı yapıldığı iddiasını da ispatlayamadığını, feshedilmemiş sözleşme uyarınca davacının herhangi bir talep hakkının da bulunmadığını, satış dağıtım ve pazarlama hakkı bedelinden kaynaklı kalemin sözleşmenin ifası ile ilgili olmayıp sözleşmenin imzası anında ödenmesinin kararlaştırıldığını, davacı tarafından ödenen peşin bedelin kısmen dahi olsa iadesinin istenemeyeceğini savunarak davanın reddi ile %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının tahsilini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak, davacının beş yıl süreyle çalışmasına karar verilmesi nedeniyle kazanacağını umduğu gelire karşılık ödediği 50.000,00 USD'nin sözleşmenin 34 ay boyunca sürmesi, ancak kalan 26 ay için geçerliliğini kaybetmesi karşısında, 34 aylık kısmı kadarının davalı şirketin hakkı olduğu, sözleşmenin beş tam yıl sürmediği bunda davalının kusurunun bulunduğu, sözleşmenin 5.1 maddesinde yer alan “bedelin sözleşmenin sonunda distribütöre iade edilmeyeceği”ne ilişkin şartın davalı şirket tarafından sağlanamadığı, bakiye kısmın davacıya iadesinin gerektiği, buna göre, 26 ay üzerinden 21.666,66 USD' lik kısmının asıl davada kabul edilen 1.000,00 USD'den düşülmekle bakiye 20.666,66 USD üzerinden davalıdan tahsili gerektiği, asıl dava yönünden ise sözleşmenin haklı nedenle feshinin ileriye dönük olduğu, bu halde yalnızca müspet zararların istenebileceği, gelecekte yapılma ihtimali bulunan kayıtların tespit edilemeyeceği, geçmişte ödenmediği iddia ve ispat olunan somut bir komisyon ücreti alacağının bulunmadığı, mahrum kalınan kâra yönelik olarak dosyaya somut herhangi bir delilin sunulmadığı, ileriye etkili fesih nedeniyle fesih tarihinden itibaren yapılması muhtemel sözleşmelerin tespitinin mümkün olmadığı, buna dayalı herhangi bir delilin ibraz edilmediği, yatırım ve reklam giderleri, demirbaş giderleri, bayii zararları taleplerinin sözleşmenin ileriye etkili fesih nedeniyle menfi zarar kapsamında kalıp talep edilemeyeceği, davacının tek yetkili satıcı konumunda olmadığı bu nedenle oluşturduğu portföyün tazmini gerektirir kapsamda bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabul, kısmen reddi ile asıl davada 1.000,00 USD' nin ilk dava tarihi olan 08.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek USD alacaklarına 1 yıl vadeli banka mevduat hesabına ödenen en yüksek faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davada 20.666,66 USD asıl alacak ve 10.10.2010 tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen oran üzerinden işlemiş 7.990,35 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.657,01 USD yönünden itirazın iptaline, davacının toplam 28.657,01 USD alacağının %20' si üzerinden hesaplanan 5.731,402 USD icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekili ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesinin haklı nedenle feshine dayalı tazminat, birleşen dava, asıl davaya konu alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemlerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekili ile birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. SONUÇ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili ile birleşen davada davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde birleşen davada davalıya iadesine,16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.