"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI :2024/662 Esas, 2024/765 Karar
HÜKÜM :Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ :Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla)
SAYISI :2021/402 E., 2023/468 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davadan önce davalıya ait işyerinde yapılan delil tespitiyle, davalının müvekkili adına tescilli ayakkabı dolabı tasarımlarının birebir aynısını üretip teşhir ettiğinin tespit edildiğini ileri sürerek tasarıma tecavüzün tespitine, önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın tecavüz tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının müvekkilinin bizzat kendisinden satın aldığı 540 adet ayakkabılığı sanki tecavüz oluşturacak şekilde müvekkili üretmiş gibi lanse ederek müvekkil üzerinden haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, ayakkabılıklarla ilgili faturalar ve defter kayıtları incelendiğinde taraflar arasında ticari ilişki olduğunun ve müvekkilinin bu ayakkabıları üretmediğinin anlaşılacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uzman bilirkişilerin oluştuğu heyetten aldırılan rapora göre davalının ürünlerinin davacıya ait 2021 004193 sayı ile tescilli tasarım ile farklı olduğu, bu nedenle tecavüzlü bulunmadığı, ancak davalı ürünlerinin benzerliği nedeniyle davacıya ait 2020 08903/1 ve 2 sayılı ile tescil numaralı tasarımlarından doğan haklara tecavüz ettiği tespit edilmiş olup maddi tazminat yönünden taleple bağlı kalınarak manevi tazminat yönünden ise eylemin ağırlığı, davalının haklarının zedelenmesi ve paranın satın alma gücü birlikte değerlendirildiğinde talep edilen miktar uygun olup sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyeceği gerekçesiyle davanın davacıya ait 2021 004193 sayı ile tescilli tasarım yönünden reddine, davanın 2020 08903/1 ve 2 sayılı tasarım yönünden kabulü ile davalıya ait ürünlerin davacıya ait 2020 08903/1 ve 2 sayılı ile tescil numaralı tasarımlarından doğan haklara tecavüz teşkil ettiği ve haksız rekabet yarattığının tespitine, davalının davacının tasarımlarından doğan haklarına yönelik tecavüzün önlenmesine, davalı tarafın bu ürünlerinin üretim ve satışlarının durdurulmasına, tecavüze konu ürünlere el konulmasına, değiştirilmesine ya da imhasına, tecavüz teşkil eden ürünlerin üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makina gibi araçlara tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde el konulmasına, ayrıca tecavüze konu ürünlerin tanıtımının gerçekleştiği katalog, broşür ve her türlü tanıtım vasıtalarına el konulmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalı tarafından karşılanmak suretiyle kararın traji 50.000 üzerindeki bir ulusal gazetede ilanına, manevi tazminat taleplerinin kabulü ile10.000,00 TL manevi tazminatın ilk tecavüzün tespit edildiği 04.11.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, maddi tazminat taleplerinin kabulü ile 1.000,00 TL maddi tazminatın ilk tecavüzün tespit edildiği 04.11.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesini müteakip özetinin masrafı davalıya ait olmak üzere tüm Türkiye'de yayınlanan gazetelerden birinde bir defa ilanına karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacıya ait endüstriyel tasarımların davalı tarafından birebir üretilerek teşhir edildiği iddiasına dayanan endüstriyel tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men'i ve ref'i ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
1.Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacı endüstriyel tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi ile maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuş, davalı ise kullanımlarının tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediğini, yasal olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davacının ihlal edildiğini iddia ettiği tasarım hakkı Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli olup 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile getirilen özel hükümlerle haksız rekabet hukukunu da kapsayacak şekilde ve haksız rekabete göre daha üstün koruma getirerek düzenlenmiştir. Davacı bu özel hükümlere de dayanmış olduğundan tasarım koruma alanları ile haksız rekabetin koruma alanının kesişmiş olduğu dava konusu olayda yalnızca özel hükümler uygulama alanı bulacak olup, özel hükmün yanında haksız rekabetin uygulanmasını gerektirir herhangi bir kanun hükmü olmadığından, özel kanunla birlikte eş zamanlı olarak haksız rekabet hükümlerinin de uygulanmasının hukuki dayanağı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, Dairemizin daha önceki bazı kararlarında da benimsediği üzere (Yargıtay 11.HD 14.03.2022 gün ve 2019/5189-1852 sayılı, yine 22.04.2021 gün ve 2021/89-3054 sayılı kararları) somut olay bakımından SMK ile haksız rekabet hükümlerinin birlikte uygulanmasını gerektiren kümülatif korumanın uygulama alanı kalmadığı gözetilerek talebin, haksız rekabetin tespiti ve men'ine dair kısmı yönünden ret kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent uyarınca temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “tecavüz ettiği, TECAVÜZ TEŞKİL ETTİĞİ VE HAKSIZ REKABET YARATTIĞININ TESPİTİNE” ibarelerinin çıkartılarak yerine “tecavüz teşkil ettiğinin tespitine” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.