"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/69 Esas, 2024/528 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/1031 E., 2022/1405 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların cerrahi önlük alım satımı konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin anlaşma gereği davalı firmanın hesabına 1.162.500,00 TL ödeme gerçekleştirdiğini, ancak davalının önlükleri teslim etmediğini, 69.000,00 TL bedelin iade edildiğini, kalan paranın iadesi gerçekleşmediğinden icra takibi başlatıldığını, şirket yetkilisinin itirazı üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk sonucu anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek icra dosyasına yapılan asıl alacak ile işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda satıcının satılanın teslimi için bir tarihin belirlenmediği, yazılı bir sözleşmenin olmadığı, davalının cevap vermeyerek vakıaları inkar ettiği, buna karşılık davacının avans ödemesi ve kısmi iade belgeleri ve bu belgelerdeki açıklamalar ile satış ilişkisinin varlığını ispatladığı, peşin satış karinesinin aksini yani davacının davalıya avans niteliğinde ödeme yaptığını davacının yazılı delille (banka dekontu açıklaması) kanıtladığı, davacının satılanın tesliminde temerrüde düşmüş olan davalıya 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 18/3.maddesine göre bildirimde bulunmadığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 124.maddesine göre satıcıya süre verilmesinin gerekli olmadığı kabul edilse dahi davacı tarafça satış sözleşmesinden dönülmediği, sözleşmenin halen ayakta olduğu ve dolayısıyla bu aşamada TBK'nun 125.maddesinde belirtilen haklardan olan ödemenin iadesinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı ancak 13.05.2020 tarihli "500.000 adet cerrahi önlük sipariş avansı" açıklamalı banka havalesine göre ani edimli olmayan satış sözleşmesi kurulduğu, bu sözleşmede davalı satıcının teslim borcu için bir süre olmadığı gibi teslim için bir süre olduğunun davacı tarafça da ispat edilemediği, davacının eldeki davayı, davalı satıcıyı temerrüte düşürmeden ve satıcıya malları teslim etmesi için uygun bir süre vermeden açmış olduğu, davacının, davalının iade ettiğini ileri sürdüğü bir miktar paranın, bu ticari ilişki kapsamında iade edilip edilmediği veya hangi amaçla iade edildiğinin de belirli olmadığı, bu durumda, para iadesinin davalının temerrütünün ve davalıya süre verilmesini gerektirmeyen hallerin oluştuğunu kanıtlayacak bir durum olmadığı, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı gerekçesiyle davacı vekilini istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, alım-satım ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Taraflar arasındaki alım-satım ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline yönelik işbu davada İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı ve borcun ifa edileceği tarihin belli olmadığı, davacının davalıyı temerrüde düşürmediği, bu nedenle de sözleşmenin hala ayakta olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, davacının sunmuş olduğu banka dekontundan anlaşıldığı üzere davacının davalıya 1.162.500,00 TL avans gönderdiği sabittir. Davacı, icra takip tarihine kadar avansın karşılığı mal teslim edilmediği için avans olarak ödenen paranın iadesi için 1.093.500,00 TL asıl alacak üzerinden takip başlatmış olup davacı takip talebinde bulunmakla ve paranın iadesini talep etmekle TBK m.125/3 uyarınca sözleşmeden dönmüştür. Esasen davalı da internet üzerinden davacı hesabına "... önlük için verilen paranın iadesi" açıklaması ile 69.000,00 TL'lik EFT yapmak suretiyle sözleşmeden dönme iradesini ortaya koymuştur.
TBK'nın 125/3.maddesinde; "Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir. " hükmü yer almaktadır. Sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracağı yani, sözleşme hiç yapılmamış gibi başa dönüleceğinden, taraflar sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları gibi, daha önce ifa ettikleri edimleri, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceklerdir.
Somut olayımızda da taraflar, esasen sözleşmeden dönmüş olduklarından bu duruma göre bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 hükmü uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.