Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3516 E. 2024/8042 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının banka hesabından bilgisi ve rızası dışında yapılan para transferleri nedeniyle bankanın sorumluluğunun olup olmadığı ve varsa zararın miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından imzalandığı Adli Tıp Kurumu raporuyla tespit edilen 10.000 TL ve 30.000 TL'lik havalelerde bankanın sorumluluğuna gidilemeyeceği, ancak 45.000 TL'lik havale yönünden bankanın objektif özen yükümlülüğünü ihlal ettiği gözetilerek yerel mahkemenin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

SAYISI : 2019/20 Esas, 2023/692 Karar

HÜKÜM : Kısmen Kabulüne

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Karar davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... Bankası şube Müdürlüğü nezdinde bulunan hesabından hesap sahibinin bilgisi dışında ve hiç bir talimatı olmadığı halde 16.06.2010-15.12.2010 tarihleri arasında 10.000,00 TL, 30.000,00 TL ile 45.000,00 TL olmak üzere 3üncü kişilere toplam 85.100,00 TL usulsüz ödeme yapılarak zarara uğramasına neden olduğunu, durumu davacının babasının eczanesinin kapatılması sırasında öğrendiğini, ödemelerin eczanenin kalfası olan ...'ya yapıldığını, bu kişiler tarafından tehdit edilen davacının Cumhuriyet Başsavcılığına başvurduğunu, banka hesabından bilgisi dışında yapılan bu ödemeleri davacının sonradan fark ettiğini, bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, davalı bankanın sorumluluğunun bulunduğunu düşündüklerini, bu nedenlerle davacıya ait hesaptan davacının bilgisi dışında 16.06.2010-12.11.2010-15.12.2010 usulsüz olarak 3 üncü kişilere yapılan ödemeler neticesinde davacının uğramış olduğu 85.100,00 TL zararın doğmasında bankacılık hizmetinde gereken güvenliği sağlayamayan ve objektif özen borcunun gereiğini yerine getirmeyen davalı ... Bankasının sorumluluğu bulunduğundan dolayı meydana gelen toplam 85.000,00 TL'lik zararın 10.000,00 TL'sine 16.06.2010, 30.000,00 TL sine 12.11.2010, 45.000,00 TL sine 15.10.2010 tarihlerinden itibaren ayrı ayrı başlayacak en yüksek reeskont faiziyle birlikte davalı bankadan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava konusu ettiği havalelerin bizzat davacının yazılı havale talimatları uyarınca havale alıcılarına ödendiğinden vekili bulunduğu bakanın sorumluluğunu gerektiren bir usulsüz işlemi söz konusu olmadığını, 16.06.2010 tarihinde 10.000,00 TL havale alıcısı ...'ya ödendiğini söz konusu ödemenin davacının 16.06.2010 günü saat 16:12'de küçük Bakkalköy şubesinden Sandıklı şubesine fakslanan yazılı havale talimatı uyarınca yapıldığını, ödeme yapılmadan önce davacı ile telefonla görüşülerek havale talimatının ayrıca teyit edildiğini, yapılan ödemelerin bu şekilde teyit edilerek yapıldığını, havale talimatlarının bizzat davacı tarafından imzalanarak şubelerine fakslandığını, davacının söz konusu havale talimatlarını ne amaçla yaptığı bankalarınca bilinmemekle beraber davacının Sandıklı Başsavcılığının 2011/732 soruşturma nolu dosyasına verdiği 09.05.2011 tarihli ifadesinden havale alıcıları ... ve ...'ın davacının sahibi bulunduğu eczanenin çalışanları olduğu ve bu kişilere eczanenin bir kısım ödemeleri ile vergilerinin ödenmesi için sürekli paralar verildiğinin anlaşıldığını, Borçlar Kanunu'na göre talimatın geçerliliği için bir şekil şartı öngörülmediğini, talimatın sözlü olarak verilmesinin dahi yeterli olacağını, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak; Sandıklı Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/732 soruşturma dosyasının celbedildiği, Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/349 E. sayılı dosyası UYAP sisteminden dosya arasına alındığı, ilgili banka kayıtlarının tekrar celp edildiği, Adli Tıp Kurumundan imzaya yönelik rapor alındığı, bankacı ve hukukçudan oluşan bilirkişiler kurulundan kök rapor ve ek rapor aldırıldıktan sonra dosyanın yeniden değerlendirildiği, Adli Tıp Kurumunun raporunda "İnceleme konusu belgelerde "..." adına atılı imzalar ile ...'nün mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel ...'nün eli ürünü olduğu"nun tespit edildiği, bununla birlikte bilirkişi raporunda somut olayda davacının tazminat talebinde bulunduğu 16.06.2010

tarihli 10.000,00 TL ve 12.11.2010 tarihli 30.100,00 TL ...’ya yapılan ödemelerin müşteri talimatına istinaden yapıldığı bu nedenle davalı bankanın bu ödemelerden sorumluluğunun bulunmadığı, buna karşılık her ne kadar 15.12.2010 tarihli

45.000,00 TL ...’a yapılan ödeme talimatının da davacı ...’ye ait olduğuna

kanaat getirilse de, işbu ödeme yönünden davalı Bankanın objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmediği bu nedenle davalı bankanın

sadece 45.000,00 TL olan ödeme ile ilgili sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, raporun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; 45.000,00 TL tazminat alacağının, zarar tarihi olan 15.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine, fazlaya ilişkin sair tüm istemlerin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 33 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekili ile davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V.SONUÇ: Davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ve özellikle hüküm kısmının 1 numaralı bendinde yer alan tarihin maddi hataya dayalı olarak 15.10.2012 olarak yazılmasının aslında dosya içeriğinden 15.12.2010 olarak kabul edilmesine göre usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.