"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/426 Esas, 2024/593 Karar
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/269 E., 2023/622 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin %99,75'inin İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) ait olduğunu, 02.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul kararının tescili için yapılan başvurunun davalı tarafça 06.04.2023 tarihli 84329644/39010 sayılı yazıyla reddedildiği, ret gerekçesinin ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 15.05.2019 tarihli Genelgesi uyarınca Belediye temsilcisinin Belediye Meclisi Kararı ile belirlenmesi gerekirken böyle bir kararın bulunmadığına dayandırıldığını, yine geçici tescil talebinin de reddedildiği, ne var ki belediye şirketlerine belediye temsilcisinin doğrudan belediye başkanı tarafından görevlendirilmesinin kanuni bir düzenleme olduğunu, buna karşın belediye meclisine yasayla böyle bir yetki verilmediğini, Anayasa’nın 127. maddesinde düzenlenen normlar hiyerarşisine göre kanuni bir düzenlemenin genelge ile bertaraf edilemeyeceğini, sermayenin artırılmasına ilişkin olağanüstü genel kurul kararının tescil edilememesinin şirketin ticari faaliyetlerine ve devamlılığına zarar verdiğini, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun (5393 sayılı Kanun) 18 ve 37/1-p hükümleri ile İBB İmza Yetkileri Yönergesi’nin 9. maddesinin de gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek 06.04.2023 tarihli 84329644/39010 sayılı tescil talebinin reddi işleminin iptaline ve 02.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul kararının tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının idarenin düzenleyici işlemlerine uymakla yükümlü olduğunu, davacının da Bakanlık genelgesinin hukuka aykırı olduğu iddiasına dayanarak dava açtığını, düzenleyici işlemin iptali için de idari yargıda dava açılması gerektiğini, davalının idari düzenlemenin hukuka uygunluğunu araştırma yetkisinin bulunmadığını, borçlandırıcı işlem tesisinde belediyelerin karar organının belediye meclisi olduğuna dair yasal düzenlemeler de bulunduğunu, ayrıca anılan tescil konusunda ret kararı verilmesinin bir sebebinin de genel kurulun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 456/3 hükmüne aykırılık olduğunu, nitekim sermaye artırımı kararının 3 ay içinde tescil edilmemesi halinde iznin geçersiz hale geldiğini savunarak davanın reddi istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tescili istenen dava konusu şirket genel kurul toplantısında %99,75 oranında şirket hissedarı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni temsil edecek kişinin belirlenmesi yetkisinin T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 15.05.2019 tarihli Genelge’sinde ifade edildiği gibi Belediye Meclis’ne ait olmadığı, bilakis 5393 sayılı Kanun'un 38/p hükmünde açıkça Belediye Meclisi’ne görev ve yetki verilmeyen hallerde Belediye Başkanı’nın görevli ve yetkili olduğu ifade edildiğinden Büyükşehir Belediye Başkanı adına yetkilendirilen genel sekreterde olduğu, bu durumda 5393 sayılı Kanun'un 37. maddesine göre dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin %99,75 oranındaki hisselerinin sahibi olduğu davacı şirketin yapılan genel kurulunda davacı şirketi temsil edecek kişileri belirleme ve atama yetkisinin belediye başkanında olduğu, yasada Belediye Meclisi’ne açıkça verilmeyen bu yetkiyi belediye başkanının kullanacağı, bunun için Belediye Meclisi’nden ayrıca bir karar almasına gerek olmadığı, dolayısıyla davalı ... Sicil Müdürlüğü'nün dava konusu tescil ve ilan talebinin reddine ilişkin kararının yasal ve hukuksal dayanağının bulunmadığı, öte yandan normlar hiyerarşisi kavramı çerçevesinde uygulanacak normun Anayasa, Uluslararası Sözleşmeler, Kanunlar, Kanun Hükmünde Kararnameler, Tüzükler, Yönetmelikler, Yönergeler, Genelgeler ve Özelgeler sıralamasında önceki sıradaki normlara uygun olması gerektiği, benzer mahiyetteki davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nin 2022/1647 E., 2023/694 K. sayılı kararında da bu yönde karar verildiği, 02.12.2022 tarihli genel kurul kararının tescili için ön görülen 3 aylık yasal süre içerisinde 02.03.2023 tarihinde tescil için davacı tarafça başvuru yapıldığı, bu sebeplerle davalı ... Sicil Müdürlüğü tarafından davacı şirketin tescil talebi doğrultusunda işlem yapılması gerekirken, tescil talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 06.04.2023 tarih 84329... sayılı tescil talebinin reddine dair işlemin iptaline; davacı şirketin 02.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul kararının tesciline ve bu tescilin ticaret sicil gazetesinde ilanına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şirketin 02.12.2022 tarihli genel kurul toplantısında "temsilcilik belgesi" ile yetkilendirilen İnci Gözde Köken'in hazır bulunduğu, İBB'yi temsil edecek kişinin belirlenmesi usulünün, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu (5216 sayılı Kanun) ve 5393 sayılı Kanun hükümlerine dayanan T.C. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmza Yetkileri Yönergesi’nin 9/1-11 hükümlerinde düzenlenen hak ve yetkilere uygun biçimde yerine getirildiği ve yasaya aykırılık olmadığı, redde gerekçe Bakanlık görüş yazısının sadece kanuni düzenlemenin yorumlanmasından ibaret olup davalıyı işlem yapmaya zorlayan idari bir işlem niteliği taşımadığı, 5393 sayılı Kanun'un 18. maddesinde sayılan belediye meclisinin yetkileri arasında, belediyenin ortağı olduğu şirketlerde belediye tüzel kişiliğinin temsilcisini seçme/atama yetkisinin bulunmadığı, maddenin (i) bendinde, belediye meclisine verilen "Bütçe içi işletme ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununa tâbi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar vermek." yetkisinin, belediyenin ortağı olduğu şirketlerde belediye tüzel kişiliğinin temsilcisini seçme/atama yetkisini kapsamadığı, aynı Kanun'un 37. maddesindeki düzenlemeye göre belediye başkanının, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olup yine Kanun'un 38. maddesinde belediye başkanının görev ve yetkilerinin düzenlendiği, bu maddenin (a) bendinde belediye teşkilâtının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etme, belediyenin hak ve menfaatlerini koruma, maddenin (p) bendinde ise kanunlarla belediyeye verilen ve belediye meclisi veya belediye encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapma ve yetkileri kullanma görev ve yetkilerinin belediye başkana verildiği, 5393 sayılı Kanun'un belediye meclisinin görev ve yetkilerini sınırlı olarak saydığı, Kanunda belediye meclisine karar alma yetkisi verilmeyen her türlü konudaki görev ve yetkinin belediye başkanına ait olduğunun anlaşılacağı, bu durumda belediye tüzel kişiliğinin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu şirketlerde, yönetim kurulunda belediye tüzel kişiliğini temsile yetkili kişiyi belirleme yetkisinin de belediye başkanına ait olduğunun kabulü gerektiği, davacı şirketin 02.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında İBB'yi temsil edecek kişinin belirlenmesi usulünün, 5216 sayılı Kanun ve 5393 sayılı Kanun hükümlerince oluşturulan T.C. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmza Yetkileri Yönergesi’nin 9/1-11 maddesinde düzenlenen hak ve yetkilere uygun biçimde yerine getirildiği ve yasaya aykırılık olmadığı, öte yandan dava konusu 02.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul kararının ticaret siciline tescili için 6102 sayılı TTK’nın 456/3 hükmünde ön görülen 3 aylık yasal süre içerisinde 02.03.2023 tarihinde tescil ve ilan başvurusu yapıldığı, bu sebeplerle davalı tarafından davacı şirketin tescil talebi doğrultusunda işlem yapılması gerekirken, tescil talebinin reddine karar verilmesinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı ... sicil müdürlüğü kararına itiraza ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve dava İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne yöneltilip Müdürlük tarafından takip de edilmesine rağmen karar başlığında İstanbul Ticaret Odası'nın davalı olarak gösterilmesinin mahallinde düzeltilebilecek yazım hatası olmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 17.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.