"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44.Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/653 Esas, 2024/650 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2.Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/344 E., 2022/219 K.
BİRLEŞEN DAVA : İstanbul 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/35 E.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; "bin bin scooters" markasının 30.09.2019 tarih ve 2019/93237 sayı ile Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde müvekkili adına tescilli olduğunu, tescil tarihinden bu yana aktif olarak kullanıldığını, markanın tescilli olmasının yanı sıra, tescilden itibaren davacı müvekkilinin markanın gelişmesi için büyük bir emek sarf ettiğini ve bu emeklerinin karşılığı olarak "bin bin" adı verilen elektrikli scooter'ların Türkiye'de yaygın hale gelmesinde önemli bir rol oynadığını, markasını taşıyan bin bin scooterları ile vatandaşların tek bir sürüşte 35 km yol gidebildiğini ve bu şekilde şehirde trafiğe takılmadan sürüş yaparak bölgenin trafik sorununun çözülmesine katkı sağladığını, diğer yandan davalı şirket, “...” markasını 2015/42608 tescil numarası ile tescil ettirmişse de, tescil tarihinden itibaren 6,5 yıl geçmesine rağmen markanın hiçbir mecrada ve özellikle davacı müvekkilinin faaliyet alanında “ciddi biçimde” kullanılmadığını, davalının markası her ne kadar müvekkili markasından önce tescil edilmiş olsa da tescil edildiği günden bu yana kullanılmadığını, bu durumda markayı kendi nezdinde tescil ederek ticari hayatına devam eden ve marka değeri yaratmış olan davacı müvekkilinin işbu iptal davasını açmasında hukuki menfaati bulunduğunu, kullanılmayan davalı markasının iptali gerektiğini ileri sürerek davalı adına TÜRKPATENT nezdinde 16.05.2015 tarih ve 2015/42608 sayı ile kayıtlı markanın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 26. maddesi kapsamında tescilli olduğu tüm sınıflar bakımından iptali ile sicilden terkinini talep etmiştir. Birleşen dava dilekçesinde ise; davalı şirketin marka ticareti ve yedekleme yapmak amacıyla 28/04/2016 tarih ve 2015/36218 sayı ile "bibbin" markasını da TÜRKPATENT nezdinde tescil ettirdiğini, ancak tescil tarihinden itibaren 6,5 yıl geçmesine rağmen markanın davalı tarafından hiçbir mecrada ve özellikle davacı müvekkilinin faaliyet alanında “ciddi biçimde” kullanılmadığını, bu durumda markayı kendi nezdinde tescil ederek ticari hayatına devam eden ve marka değeri yaratmış olan davacı müvekkilinin işbu iptal davasını açmasında hukuki menfaatinin bulunduğunu, kullanılmayan davalı markasının iptali gerektiğini ileri sürerek davalı adına TÜRKPATENT nezdinde 28.04.2016 tarih ve 2015/36218 sayı ile kayıtlı markanın SMK'nın 26.maddesi kapsamında tescilli olduğu tüm sınıflar bakımından iptali ile sicilden terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili asıl ve birleşen davalarda cevap dilekçesinde; söz konusu markaların tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından ciddi bir şekilde kullanıldığını, "..." markasının kullanımına ilişkin 2015 yılından beri lansman ve marka geliştirme çalışmaları yapıldığını ve marka kullanımı için İstanbul Büyükşehir Belediyesi/... İstanbul Otopark İşletmeleri Ticaret Anonim Şirketi’nin paylaşımlı elektrikli araç kullanımına ilişkin ihaleye katılınarak kazanılması üzerine 28.11.2014 tarihinde ... ile müvekkili şirket arasında ‘’... Araç Paylaşım Sistemi Sözleşmesi’’(‘’Sözleşme’’) imzalandığını, bu sözleşme kapsamında müvekkili şirketin ‘’...’’ markası altında iştigal ettiği alan olan araç kiralama, araç paylaşımı konusunda çok çeşitli çalışmalar gerçekleştirdiğini, ancak paylaşımlı araç projesi işi ile ilgili yasal şartların 2015-2016 yılı itibariyle oluşmadığından bu projenin akamete uğradığını ve sonrasında ihalenin iptal edildiğini, ancak müvekkili şirketin ... ile imzaladığı sözleşme doğrultusunda “...” markasını oluşturup geliştirilmesi için çok ciddi emek harcadığını, hiçbir şekilde uyuşmazlık konusu markanın kullanılmadığını kabul etmemekle birlikte Covid-19 pandemisinin Türkiye’de ticari hayatla beraber bu hayatın bir parçası olan markaların kullanımını da hem fiilen hem de hukuken önemli ölçüde etkilediğini, müvekkil şirketin dava konusu markanın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için çok ciddi çalışmalar yaptığını savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davalı tarafça ciddi kullanımın ispatına yönelik delilleri ile; ‘’bibbin’’ ve ‘’...’’ markalarının tescil edildiği günden beri markanın fiili kullanımı devam ettiği, bu kapsamda markanın tescil edildiği mal veya hizmetler kapsamında ana unsuru değiştirilmeden kullanıldığı, "..." markasının kullanımına ilişkin 2015 yılından beri lansman ve marka geliştirme çalışmaları yapıldığı, davalı şirketin İstanbul Büyükşehir Belediyesi/... İstanbul Otopark İşletmeleri Ticaret Anonim Şirketi’nin paylaşımlı elektrikli araç kullanımına ilişkin ihalesine katıldığı ve ilgili ihaleyi kazandığı, markaları ciddi bir şekilde kullandığı iddiasında bulunulmuş ise de, iptal edilen ihaleye katılmış olmanın ciddi kullanım olarak değerlendirilemeyeceği gibi sunulan bu deliller dışında markanın tescilli olduğu mal ve hizmetlerle alakalı olarak pazar payı oluşturacak ya da mevcut pazarı koruyacak nitelikte faaliyette bulunulduğunu gösterir herhangi bir delil de sunulmadığı, sonuç olarak ispat yükü altındaki davalının ciddi kullanımını ispatlayamadığı, dolayısıyla davaya konu markaların yasanın aradığı manada ciddi bir kullanımının bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile davaya konu davalı adına tescilli 2015/42608 nolu "..." ibareli markanın iptali ile sicilden terkinine, birleşen davanın kabulü ile davaya konu davalı adına tescilli 2015/36218 nolu "bibbin" ibareli markanın iptali ile sicilden terkinine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının “bibbin” markası ile "....” markasının tescil tarihinden itibaren kullanımına ilişkin dosyada delil bulunmadığı, marka üzerinde ciddi çalışma yapıldığı iddiasına ilişkin olarak ... Araç Paylaşım Sistemi Sözleşmesi ve ... ihalesi kapsamında hazırlanan çalışma ve görseller sunulduğu ancak Araç Paylaşım Sistemi Sözleşmesinin 28.11.2014 tarihli olduğu ve markanın kullanımına dair delil olmadığı, delil olarak sunulan çalışma ve görsellerin fiili duruma ilişkin olmadığı, örnek sunum niteliğinde olduğu, söz konusu delillerin fiili kullanıma ilişkin olmaması nedeniyle ciddi kullanım sayılamayacağı, süre gelen yasal işlemler ve Covid-19 'un mücbir sebep sayılmayacağı, teknik bir durum bulunmaması ve hakimin hukuki bilgisi ile çözümlenecek olması nedeniyle bilirkişi raporunun alınmasını gerektirir bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı adına tescilli 2015/36218 sayılı “bibbin” markası ile 2015/42608 sayılı "...” markasının kullanılmama nedeniyle iptali ve sicilden terkinine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 20.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.