Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3629 E. 2024/5907 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Geri alım hakkını da içeren genel kredi sözleşmesinin uyarlanması ve taşınmaz değer artış farkının tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında adi yazılı sözleşme ile düzenlenen geri alım sözleşmesinin resmi şekil koşuluna uygun olmaması nedeniyle geçersiz olduğu, uyarlama ve geçerlilik süresinin uzatılmasının mümkün olmadığı, ayrıca taşınmazın tescilinden sonraki değer artışından davacının yararlanamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI :2020/385 Esas, 2023/142 Karar

HÜKÜM :Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ:Balıkesir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI :2018/61 E., 2019/104 K.

Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması/değer artışının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kredi risklerinden kaynaklanan borcuna mahsuben taşınmazının davalı bankaya geri alım hakkı kapsamında devredildiğini, bu duruma dair taraflar arasında 12.02.2016 tarihli protokolün düzenlendiğini ve müvekkilinin vefa hakkı süresinin satım tarihinden itibaren 18 aylık süreyle geçerli olacağının kararlaştırıldığını, bu sürenin 12.08.2017 tarihinde sona erecekken ek protokol ile 12.02.2018 tarihine uzatıldığını, ilgili Kanunlarda yapılan değişiklikle 1/5000' lik planda bulunan taşınmazların imara açıldığını ve değerinde fahiş artışlar olduğunu, bu değişikliklerle birlikte protokole konu taşınmazın imar durumunda da değişiklik olduğunu ve taşınmaz değerinin ilgili sözleşmede belirtilen değerin çok üzerine çıktığını, sözleşme imzalandığında öngörülemeyen bu durumun davalı taraf lehine fahiş yarar, müvekkiline de mağduriyet doğurduğunu, bu nedenle aradaki değer farkının tespit edilmesi ve taraflarına ödenmesi konusunda talepte bulunma hakkı doğduğunu, protokolün amacının müvekkilinin bankaya olan borçlarının teminatı olmasıyken bankanın borçlarını tahsil etmenin ötesinde fahiş yarar elde edeceğini ileri sürerek dava konusu Gümüşçeşme Mahallesi 4069 ada, 6 parselde bulunan taşınmaza ilişkin değer tespiti yapılması, arada oluşacak farkın taraflarına ödenmesi, sözleşmede yer alan vefa/3.kişilere devir süresinin 12.02.2019 tarihine kadar uzatılarak sözleşmenin bu suretle uyarlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya esas protokol feshedildiğinden mevcut ve yürürlükte olan bir sözleşme olmadığını bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini, yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, dava değerine esas bedelin 2.339.841,37 TL olduğunu, harcın eksik alındığını, dava değeri tespit edilmeden ve belirlenecek değer üzerinden eksik harç tamamlanmadan işbu davaya devam edilemeyeceğini, davacı adına kayıtlı olan taşınmazın 12.02.2016 tarihinde 2.339.841,37 TL bedelle dönemin rayiç değerlerine ve emsallerine uygun olarak gerçek değeri üzerinden satın alındığını, davacı tarafın protokolün 12.02.2019 tarihinde kadar uzatılması talebinin müvekkili tarafından kabul edilmediği ve kendisine bildirildiğini, davacının protokol süresince ve daha sonra ek protokol süresince geri alım hakkını kullanmadığından protokolün 4.1.maddesi ve ek protokolün 3.2 nci maddesi uyarınca protokolün sona erdiğini, protokolün 4.1 inci maddesinde herhangi bir ihbar ve ihtara gerek kalmaksızın bankanın tek taraflı olarak protokolü feshetmeye yetkili olduğu davacı tarafça kabul edildiğini, yine protokolün 4.3 üncü maddesinde "borçlu ve satıcı, protokolün feshi ile birlikte, taşınmazın bankaya ... olmasından dolayı herhangi bir talepte bulunmayacaklarını, protokolün feshedilmiş olması nedeniyle satışın geçersizliği yönünde hiçbir makam ve merci önünde itirazda bulunmayacaklarını gayrikabili rücu olarak kayıtsız ve şartsız kabul, beyan ve taahhüt eder" hükmünün yer aldığını, işbu davanın protokole aykırılık teşkil ettiğini, protokolde belirlenen süre içerisinde geri alım hakkını kullanmayan davacının kötü niyetli olarak işbu davayı açtığını, ahde vefa ilkesi uyarınca sözleşme kurulduktan sonra meydana gelen hal ve şartlar, tarafların sözleşme ile üstlendikleri ifaları etkilememesi gerektiğini, sözleşmenin değişen şartlara uyarlanabilmesi için yasal düzenleme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nu (6098 sayılı Kanun) 138 inci maddesinde yer almakta olup sözleşmenin değişen şartlara uyarlanabilmesi için belirlenen koşulların tümünün somut olay içerisinde birlikte bulunması gerektiğini savunarak öncelikle davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine aksi halde yetki itirazının kabul edilerek yetkisizlik sebebiyle davanın reddine karar verilmesini, bu talebin de kabul edilmemesi halinde ise davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanan protokole göre taşınmazın kullanılan kredilerin risklere mahsuben 2.339.841,37 TL bedel ile satın alındığı, protokolün 18 ay süreli olduğu, daha sonra 19.07.2017 tarihli ek protokol ile 12.02.2018 tarihine uzatıldığı, ek protokolün 3.3 maddesine göre bundan sonra davacıya süre uzatma hak ve yetkisi vermeyeceğinin kabul edildiği, davacı tarafından imar uygulaması nedeniyle satılan taşınmazın değerinin arttığı, bundan dolayı edimler arasında nispetsizlik bulunduğu iddia edilmiş ise de 6098 sayılı Kanun'un 208 inci maddesine göre satılanın yarar ve hasarı taşınmaz satışlarında tescil anına kadar satıcıya ait olacağından değer artışının tescilden sonra olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme nitelendirme ve değerlendirmesinin hatalı olduğunu, sözleşme devam ederken taşınmazın değerinin arttığını, imar düzenlemeleri devam ettiğinden taşınmazın 3. kişilere satılamadığını, sözleşmenin davalının aşırı yarar elde etmesine müvekkilinin de zararına yol açtığını, taleplerinin sözleşmenin uyarlanması ve sözleşme süresinin uzatılması, sözleşmenin teminat işlevine uygun hale getirilmesine yönelik olduğunu, taşınmazın satıştan sonra değer kazanması nedeniyle bir talepte bulunmadığını, sözleşme ile banka vermiş olduğu kredi karşılığında dava konusu taşınmazı satın aldığını, bankanın alacak miktarını düştükten sonra taşınmazın değerinde oluşan artışı müvekkiline vermesi halinde sözleşme adaleti sağlanacağını, sözleşmenin uygulanmasının lex commissoria yasağını ihlal edeceğini, müvekkilinin içinde bulunduğu maddi zorluktan dolayı sözleşmeyi imzalamak zorunda kaldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında adi yazılı sözleşme ile düzenlenen geri alım sözleşmesinin resmi şekil koşuluna uygun olarak tanzim edilmemesi sebebiyle geçersiz olduğu, dolayısıyla geçersiz nitelikteki sözleşmenin eldeki dava ile uyarlama işlemine tabi tutulmasının ve bu kapsamda hükümlerinin geçerlilik süresinin uzatılmasının mümkün olmadığı, dava konusu taşınmazın tapuda yapılan devir ile davalıya devredildiği, taşınmazın mülkiyetinin davalıya ait olduğu, 6098 sayılı Kanun'un 208 inci maddesi gereği tescil sonrası taşınmazın değerinde meydana gelen değişimden davacının yararlanamayacağı, davacı tarafından taşınmaz değerinde meydana gelen artıştan kaynaklı fark bedeli açıkça dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde talep edildiğinden dava konusunun uyarlama istemi yanında taşınmaz değerinde oluşan artış farkının tahsili istemine yönelik olduğu, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince anılan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken sözleşmenin uyarlamasına yönelik istem yönünden gerekçede hata edilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçede kısmi hata yapılması sebebiyle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin reddine, kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak sureti ile davanın reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle: istinaf sebepleriyle temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, geri alım hakkını da kapsayan genel kredi sözleşmesinin uyarlanması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6098 sayılı Kanun'un 208 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.