"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/440 Esas, 2024/669 Karar
DAVA TARİHİ : 13.11.2018
HÜKÜM : Davanın reddi
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili aleyhine çeke dayanılarak icra takibi başlatıldığını, çekteki imza ve yazıların müvekkiline ait olmadığını, davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, çekin üzerinin çizildiğini, icra dosyasından davacıya ait taşınmaz ve araçlar üzerine haciz konulduğunu, imza incelemesi sonunda imzanın davacıya ait olmadığının anlaşılacağını, takibin kötü niyetli olduğunu, sahte bir çek ile icra takibi başlatıldığını ileri sürerek takibin tedbiren durdurulmasına, davalıya takibe konu çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ve davalının kötü niyeti açık olduğundan alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının borcuna karşılık dava konusu çeki düzenleyerek müvekkiline verdiğini ve çekin ödenmemesi üzerine icra takibine başladıklarını, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini ve %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, kural olarak kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit davalarında ispat yükü davacı olan borçlu üzerinde ise de; kambiyo senedindeki imzaya itiraz edilmiş olması halinde imzanın davacı borçluya ait olduğunu ispat külfetinin davalı alacaklıda olduğu, bu kapsamda dosya kapsamında davaya konu edilen çek altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan 05.03.2020 tarihinde alınan raporda çekteki davacıya ait olduğu iddia edilen imzanın kuvvetle muhtemel davacıya ait olmadığı, yine 11.02.2021 tarihli İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği'nin raporuna göre anılan imzaların davacıya ait omladığının saptandığı, davalı tarafça imzaların davacı borçluya ait olduğunun ispat edilemediği, ancak; ikrar edilen vakıalar çekişmeli olmaktan çıkacağından ve ispatı gerekmeyeceğinden davacının şikayeti üzerine yürütülen soruşturma kapsamında 05.11.2018 tarihinde karakolda polis nezdinde alınan ifadesinde davacının "...... isimli şahısa boş çek verdim, aramızdaki güvene dayalı bunu yaptım, ancak şahıslar benim bilgim olmadan çeke bir rakam yazıp onu da icraya verdiler " şeklinde beyanda bulunduğu ve çekin kendisi tarafından verildiğini ikrar ettiği, bu şekilde davacının çekin kendisi tarafından verildiğini ikrar etmesi nazara alındığında bu hususun çekişmeli olmaktan çıktığı ve davacı tarafından verildiği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının, Dairelerinin 05.04.2022 tarih, 2021/1236 E., 2022/764 K. sayılı kararı kaldırılması, bu kararın Dairemizin 22.11.2023 tarih ve 2022/4693 E., 2023/6748 K. sayılı kararı ile bozulması nedeniyle yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine, şartları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, çeke dayalı menfi tespit isteminden ibarettir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)211 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 20.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.