"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2575 Esas, 2024/1224 Karar
HÜKÜM : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 9. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)
SAYISI : 2018/465 E., 2021/162 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmelerine davalının müteselsil kefaletinin olduğunu, asıl borçlunun hesapları kat edilerek borçlulara gönderilen ihtarnameye davalının itirazının bulunmadığını, ödeme yapılmaması üzerine başlatılan icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; icra takibi öncesinde müvekkiline gönderilmiş bir ihtarname bulunmadığını, itiraza konu icra takip dosyası ile ihtiyati haciz kararı talep edilen dosyaya da müvekkilinin adı ve imzası bulunan hiçbir belge sunulmadığı için ihtiyati haciz talebinin müvekkili yönünden reddedildiğini, icra takip dosyasında mevcut belgelerin hiçbirinde müvekkilinin isim ve imzasının olmadığını, takibe dayanak sözleşme dışında başka sözleşmelere itirazın iptali davasında dayanılamayacağını, müvekkilinin taşınmazını ipotek gösterdiği 2011 yılına ilişkin sözleşmeden sonra dava dışı şirket ile imzalanan sözleşmelerden dolayı müvekkiline başvurulamayacağını, 2012 tarihli sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını savunarak davanın reddi ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takip talebi ve ödeme emrinde "6500154....no.lu Kredi için" açıklamasının bulunduğu, bu krediye ait genel kredi sözleşmesinin cevabi müzekkereye göre 12.07.2012 tarihli genel kredi sözleşmesine ilişkin olduğu, davalının 2012 tarihli sözleşmedeki imzaya itirazı ile alınan rapor sonucu sözleşmedeki imzanın davalının eli ürünü olduğunun anlaşıldığı, davacı ile dava dışı şirket arasında 20.08.2010 - 24.04.2014 tarihlerinde muhtelif kredi ilişkisinin kurulduğu, 20.08.2010, 27.01.2011, 12.07.2012 tarihli genel kredi sözleşmelerini davalının kefil olarak imzaladığı, 10.12.2012 ve 24.04.2014 tarihli genel kredi sözleşmelerinde davalının imzasının bulunmadığı, 27.01.2011 tarihinden 16.01.2017 tarihine kadar kullandırılan rotatif kredilerin yapılandırmasız vadelerinde kapatıldığı, 20.08.2010 tarihinden 11.01.2018 tarihine kadar taksitli ticari krediler kullandırıldığı, bu kredilerden 16.12.2014 tarihine kadar kullandırılan tüm taksitli ticari kredilerin geri ödemelerinin tamamen yapıldığı ve dava dışı şirketin 16.12.2014 tarihinden önce tüm kredi ödemelerini yaptığı, davacının 16.12.2014 tarihinde 6008884727 kredi numarasıyla kullandırmış olduğu işletme ihtiyaç kredisinin tamamen yeni bir kullandırım kapsamında gerçekleştirildiği, borçlu şirketin bu kredinin ilk taksitini ödediğini, kalan kısmını ödeyemediğinden 6008884727 numaralı kredinin devamı niteliğinde yapılandırmalar yapıldığı, taksitli kredi türünde kredi faizlerinin kredinin kullandırıldığı andaki faiziyle devam edeceği ve bu kredi numarasıyla açılan kredilerin belirli taksitler şeklinde olup, kredi numarasının üzerine yeni bir kullandırım yapılamayacağı, her ne kadar 12.07.2012 tarihi ve öncesi tarihlerde imzalanan genel kredi sözleşmelerinde davalı ...'i kefaleti bulunsa da dava dışı borçlu şirketle davacı banka arasında 10.12.2012 tarihli ve 24.04.2014 tarihli genel kredi sözleşmelerinde davalının kefalet imzasının olmadığı, ayrıca 2014 yılında davacı bankanın dava dışı borçlu şirkete tahsis etmiş olduğu kredi koşullarında davalının adının "müşterek borçlu ve müteselsil kefil" olarak zikredilmediği, diğer dava dışı kişilerin isimlerine yer verildiği, bu durumda davalının imzalamış olduğu son 12.07.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinden sonra imzalanan iki yeni sözleşmede ve yapılan tahsislerin tebliğ koşullarında davalının adının "müşterek borçlu ve müteselsil kefil" olarak hiçbir yerde yer almadığı, 650015... referans numaralı kredinin yapılandırma kapsamında bir kredi olduğu ancak 10.12.2012 tarihinden sonra kullandırılan bütün kredilerde dava dışı şirketin "borçlu", dava dışı ...'nun "müşterek borçlu müteselsil kefil" olduğu, dolayısıyla davalının takibe konu borçtan sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile dava dışı şirket arasında 20.08.2010, 27.01.2011 ve 12.07.2012 tarihli davalının kefaletinin bulunduğu kredi sözleşmelerinin imzalandığı, davalının sorumluluklarının aynı sözleşmeye dayanılarak yeni bir kredi kullandırılması halinde devam edecekken davalı banka tarafından davacının kefil olmadığı 16.12.2014 tarihli ve 6008884727 numaralı yeni bir sözleşme düzenlenerek dava dışı borçluya kredi kullandırıldığı, 600888...numaralı kredinin ilk taksitinden sonra geri kalan kısmı ödenmediğinden yapılandırmalar yapıldığı, bu protokol kapsamında dava dışı borçlu şirkete 11.01.2018 tarihinde 650015.... numaralı 3.276.067,06 TL tutarında kredinin yapılandırma kredisi olarak kullandırıldığı, kredinin ödenmemesi nedeni ile davacı bankanın ilamsız icra takibine başvurduğu, 6500154525 numaralı yapılandırma kredisinin ana kredi sözleşmesinin 16.12.2014 tarihli ve 600888.... numaralı kredi sözleşmesi olduğu, bu kredi sözleşmesinde davalının kefaletinin bulunmadığı, bu sebeple davacının takibe konu edilen borçtan sorumlu tutulamayacağı, davacı takipte haksız olsa da kötüniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, genel kredi sözleşmesine istinaden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı banka harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacı Banka'ya iadesine, 24.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.