"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/165 Esas, 2024/616 Karar
HÜKÜM : Ret
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; "..." ibareli 2003/33742, 2006/35892, 2007/65054 sayılı marka tescillerine sahip olduğunu, bununla birlikte, "..." markasının kullanımının tescillerden çok daha önceye dayandığını ve "..." markasının tüm Türkiye'de tanındığını, davacının iştiraki olan ... Demir ve Çelik A.Ş.'nin "..." ibaresini şirket unvanı olarak 1994'den beri kullandığını, işletme adının "..." olduğunun ana sözleşmesinde yer alarak tescil ve ilân edildiğini, "....tr" alan adının da 18.09.1998'den bu yana ... Demir ve Çelik A.Ş. adına kayıtlı bulunduğunu "..." ibaresini içeren "..." alan adının davalı tarafından kötü niyetle ve gerçek hak sahibinden çıkar sağlamak amacıyla tam da davacının iştiraki olan ... Demir ve Çelik A.Ş.'nin özelleştirilmesi döneminde 21.10.2001 tarihinde tescil edildiğini, davalının davacıya ait marka, ticaret unvanı ve işletme adını alan adı olarak tescil ettirmekle haksız rekabet yarattığını, ayrıca, davacının uzun yıllar boyunca büyük emek ve maliyetle oluşturduğu yüksek prestij, itibar ve güveni zedelediğini ileri sürülerek, davalının haksız rekabet ve marka, ticaret unvanı, işletme adı, alan adı haklarına tecavüzünün tespiti ile men ve ref'ine, ... alan adı üzerindeki hakkın davalı tarafça davacıya devredilmesine, davalının davacıya dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte 30.000,00 TL manevi ve 30.000,00 TL itibar tazminatı ödemesine, hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ..." alan adının "first come, first served" kuralı uyarınca ilk başvuru sahibi olarak 21.10.2001'de davalı adına tescil edildiğini, uluslararası kurallara bağlı olan ".com" ile biten alan adlarının tescilinde herhangi bir belge gerekmediğini ve "ilk gelen kayıt eder" prensibinin geçerli bulunduğunu, "..." alan adının tescil edildiği 21.10.2001 tarihinde davacının "..." ibareli bir marka tescili bulunmadığını, davacının "..." alan adının tescilinden önce "..." ibaresini "marka" olarak kullandığına dair delil bulunmadığını, davacının sunduğu belgeler, gazete kupürleri ve gümrük kapı isminin "..." ibaresinin "marka" olarak kullanımını göstermediğini, ... Demir ve Çelik A.Ş.'nin özelleştirmesinin 08.02.2001 tarihinde tamamlandığını, "..." alan adının tescil edildiği 21.10.2001 tarihinde adı geçen şirketin "..." değil fakat "...." ibaresini kullandığı, ".... Anadolu Lisesi", ".... İlköğretim Okulu", ".... Spor" gibi ... Demir ve Çelik A.Ş. projelerinin bu hususu kanıtladığını, "..." alan adının kayıt edildiği tarihten bu yana 15 yıldır web sitesi hazırlanamadığından yayında olmadığını, bu sebeple, davacının haksız kazanç elde etme amacı ithamının geçerli bulunmadığını, davalının bu alan adından asla kazanç sağlamadığını, WIPO hakem heyetinin de ... alan adının kötü niyetle tescil ettirildiğine dair yeterli gerekçeye rastlamadığı ve davacının iddialarını reddettiğini, davacının "..." alan adı tescil edildikten itibaren 15 yıl beklemiş olmasının açıklamasının bulunmadığını, alan adının çok uzun süre tescil ettiren tarafta kalması ve davacının uzun zaman sonra dava açması halinde WlPO'nun alan adı tescilini kötü niyetli addetmediğini, davacının manevi tazminat ve itibar tazminatı taleplerinin dayanaksız bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, mevcut delillere ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, davalıya ait ''...'' alan adının 21.10.2001 tarihinde oluşturulduğu, davacının ise eldeki davayı 24.05.2016 tarihinde ikame ettiği, davalının kötü niyetli olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delilin bulunmadığı, aradan geçen 15 yıl boyunca davacının internet alan adı yönünden çekişmesiz bir biçimde kullanıma sessiz kalarak dava hakkını kaybettiği, bu sebeple Mahkemece re'sen gözetilecek sebeplerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş ise de, kararın sonuç itibariyle yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, duruşmalı inceleme yapılmakla Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalıya ait ''...'' alan adının davacı adına tescilli "...+şekil" markasına tecavüz teşkil ettiği iddiasıyla tecavüzün tespiti, önlenmesi ile maddi, manevi tazminata karar verilmesi taleplidir.
2. İlgili Hukuk
556 sayılı markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname'nin 61 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Davalıya ait alan adının fiilen kullanılmak veya gerçek bir ihtiyacı karşılamak üzere değil bu alan adlarına sahip firmaların kendisine veya rakiplerine satmak niyetiyle kötü niyetli olarak tahsis ettiği kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.