Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3916 E. 2025/2311 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, davalıya ait tescilli markanın SMK'nın 5/1-b, c ve d maddeleri uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı markanın ayırt edici nitelik kazandığı ve hükümsüzlük koşullarının oluşmadığının tespiti gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı reddeden kararını onayan istinaf kararının da onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

(Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla)

SAYISI : 2022/139 E., 2023/499 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarım ve değirmencilik sektöründe aktif rol oynayan davacının İtalyanca değirmen anlamına gelen "mulino" ibaresini yıllardır ticaret unvanı olarak ve ticari ilişkilerinde kullandığını, davalının, davacının asli faaliyet alanı olan 7. ve 35. sınıflardaki mal ve hizmetler bakımından "... (değirmen)" ibaresini kullanmak istediğini, herhangi bir ayırt ediciliği bulunmayan ve değirmencilik sektöründe oldukça fazla kullanım alanı bulan tanımlayıcı nitelikteki kelimenin davalı tarafından marka olarak tescil edildiğini ileri sürerek davalı adına tescilli "..." ibareli markanın 7. ve 35. (35/5-(7) mal ve hizmet sınıflarındaki tescilinin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5/1/b, 5/1/c ve 5/1/d hükümleri gereğince hükümsüzlüğünü talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; "..." ibaresinin, davacının iddia ettiği sınıflar yönünden ayırt edici olduğunu, davalı tarafından 60 yıldan daha uzun süredir kullanılarak ve 34 yıldır da tescile dayalı olarak markaya ayırt edicilik kazandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6769 sayılı SMK'nın 5/1-b, 5/1-c ve 5/1-d hükümlerinin koşullarının bulunmadığı, kullanım yoluyla ayırt edicilik kazanılmasına dair hususun sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı adına tescilli ''...'' ibareli markayla ilgili SMK'nın 5/1-b, c ve d maddeleri kapsamında hükümsüzlük koşullarının oluşmadığının tespit edildiği, Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gereğince davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, markanın hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 10.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.