"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/427 Esas, 2024/594 Karar
HÜKÜM : Davanın dava şartı yokluğundan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2018/722 E., 2020/739 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu kredi sözleşmesini davalı borçlular ... ve ... Endüstri Tesisleri İmalat ve Montaj A.Ş.'nin müteselsil kefil olarak imzaladığı, ödenmeyen kredi borçları nedeniyle hesabın kat edildiğini, ihtarnameye itiraz edilmediğini, ihtiyati haciz kararı ile icra takibi başlattıklarını ileri sürerek haksız itirazın iptaline, fazlaya ilişkin alacak ve talep haklar saklı kalmak kaydıyla bakiye alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %31,87 temerrüt faizi ile birlikte takibin devamına karar verilmesini, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; davacı Banka’nın, ... Holding A.Ş.’nin tüm paylarının %10’una tekabül eden payları üzerinde rehin hakkına sahip olduğunu, bu hakkın paraya çevrilmesi için bir takip başlatmış bulunduğunu, rehnin borcu fazlasıyla karşılamaya yeterli olduğunu, rehin hakkı paraya çevrilmeden, müteselsil kefil olan müvekkili şirketten bir talepte bulunamayacağını, davacının İstanbul 34. İcra Müdürlüğünün 2018/24671 E. sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatmış olduğunu, müvekkiline bir ödeme emri gönderdiğini, bu ödeme emrine karşı süresi içerisinde itiraz ederek şikâyet yoluna başvurduğunu, ödeme emri hakkında henüz İcra Mahkemesince bir karar verilmediğini, davacı bankanın müvekkili şirkete kötü niyetli bir şekilde yeni ödeme emirleri tebliğ ettirdiğini savunarak davanın reddi ile davacının reddedilen miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının iddia ettiği alacakları için rehin sözleşmesi tanzim edildiğini, teminata konu rehinler paraya çevrilmeden kefillere müracaat edilemeyeceğini, icra dosyasından gönderilen ödeme emrine itiraz edilip şikayet yoluna gidildiğini, aynı dosyadan ikinci kez ödeme emri gönderilmesinin de sonuç doğurmayacağını, şikayete ilişkin dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak davanın reddi ile dava değerinin %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, somut olayda itirazın iptali talebine konu icra takibinin, takip hukukuna ilişkin gerekçelerle, yani davacının önce taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapması gerekirken, bunu yapmadan haciz yoluyla takip yapamayacağı, takip hakkının bulunmadığı, bu nedenle takibin geçersiz olduğu gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği, bu iptal kararlarıyla birlikte, başlangıçtan itibaren geçerli bir icra takibinin bulunmadığı hususunun kesinleştiği, ortada geçerli bir takip bulunmadığına göre, artık davacının takibin esası bakımından haklı ya da haksız olduğunun değerlendirilmesi yapılamayacağı, baştan itibaren geçerli bir icra takibi bulunmadığına göre, itirazın haklılığı ya da haksızlığı veya davacının kötü niyetli olup olmadığı değerlendirilemeyeceğinden, davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı vekilinin bu konudaki istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kötü niyet tazminatı yönünden düzeltilmesi gerektiği, istinaf incelemesi açısından diğer bir uyuşmazlığın ise yargılama giderlerinden ve bu bağlamda vekalet ücretlerinden hangi tarafın sorumlu tutulacağı hususu olduğu, davacı tarafın öncelikle taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmadan ve rehin açığı belgesi almadan doğrudan ilamsız icra takibi yaptığı, böyle bir icra takibi yapılmaması gerektiği hâlde icra takibine girişen ve ardından itirazın iptali davasını açan davacının takip hukuku açısından da olsa dava açıldığı an itibariyle bu davayı açmakta haklı olduğundan söz edilemeyeceği, buradaki haksızlık durumunun alacağın esası yönünden olmayıp takip hukuku ve icra iflas hukuku bakımından olduğu, çünkü ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı, sadece başarısız olmuş bir takip girişimi bulunduğu, geçersiz takibe dayalı davayı açan davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının isabetli olduğu, ancak uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın, özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 7 nci maddesi uyarınca, davalılar yararına maktu avukatlık ücretine hükmetmek gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın usulden reddine, yasal şartları oluşmayan davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
1.Dava, hukuki niteliği itibariyle, banka kredi alacağının davalı kefillerden tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
2.Uyuşmazlık, davacının ilamsız icra takibi başlatmakta haklı olup olmadığı ve kötü niyet tazminatına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 27.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.