"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/54 Esas, 2024/140 Karar
HÜKÜM : Kabul
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan ...'ın davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalıların Almanya'da yüksek faiz ve kar payı vaadi ile müvekkilinden 17.07.2000 tarihinde 20.400,00 DEM tahsil ettiklerini, taraflar arasında bir ortaklık ilişkisi kurulmadığını, alınan paraların şirket hesabına aktarıldığını, taraflar arasındaki ilişkinin hileli bir yatırım sözleşmesi niteliğinde olduğunu ileri sürerek müvekkilinden tahsil edilen 10.430,35 euronun (20.400,00 DEM) karşılığı olan 22.950,90 TL'nin 17.07.2000 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunmuş, davacının müvekkili şirkete ortak olduğunu, ancak davacıya iddia edildiği şekilde herhangi bir taahhütte bulunulmadığını, davacıya ortak olurken ödediği paranın iadesinin mümkün olmadığını, zira anonim şirketlerde ortakların paylarının alacak davasına konu yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Diğer davalı, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının pay defterine göre ortak olarak kayıtlı olmasının tek başına davacının şirket ortağı olduğunun ispatı için yeterli olmadığı, dosyadaki hazirun cetvellerinin incelenmesinde, davacının ortaklık bedelini ödemesinden sonra yapılan bütün genel kurul toplantılarına ait hazirun cetvellerinde davacının adı ve soyadı pay sahibi olarak yer almakta ise de, hiçbirinde davacının imzasının bulunmadığı, davacının yapılan hiçbir genel kurul toplantısına katılmadığı, davalı şirketin davacının ortaklık bedelini ödemesinden sonraki dönemlerde kar elde edemediği ve hiç temettü dağıtmadığı, dosyadaki SPK ve TBMM Araştırma Komisyonu raporundan davalı ... gibi başka şirketlerin de halktan borç aldıklarını beyan ederek para topladıkları, ancak bu paraları kısmen şirket sermayesini temsil eden pay şeklinde kayıtlarına aldıkları yönünde kayıtların olduğu, hisse senedinin şekil özellikleri itibariyle sermaye payını temsil eden geçerli bir hisse senedi olarak dikkate alınamayacağı, davacının ortaklığının sahih olmadığı, ortaklık ilişkisinin şeklen var olduğu, yatırılan paranın tamamının istendiği her an geri alınabileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verilebileceği garantileri ile para tahsil edildiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 22.950,90 TL'nin 17.07.2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranlarını aşmamak üzere yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemlerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. SONUÇ: Davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.