Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4707 E. 2024/7867 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı taşıyıcının, çarter partideki tahkim şartına dayanarak, yük hasarı nedeniyle açılan tazminat davasından feragat edip edemeyeceği, davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı, hasarın taşıyıcının sorumluluğunda olup olmadığı ve miktarı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesinde sayılan karar düzeltme nedenlerini içermemesi gözetilerek reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/813 Esas, 2022/1066 Karar

HÜKÜM : Kısmen kabul

KARAR DÜZELTMEİSTEYEN : Davalı vekili

Taraflar arasında görülen davada mahkemece verilen kararı onayan Dairenin kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup görüşüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin satın aldığı hayvan yeminin davalıya ait gemiye Rusya'dan hasarsız şekilde yüklendiğini, temiz konişmento düzenlendiğini, yükün Samsun Limanı'nda tahliyesi anında kullanılmaz halde hasarlandığının tespit edildiğini, hasarın taşıma esnasında meydana geldiğini, yükün hasarlı şekilde satıldığını, müvekkilinin 210.391,40 USD zarara uğradığını, hasar nedeniyle oluşan zararın tahsili için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline, inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşımaya esas konişmentonun emre yazılı olarak düzenlendiğini, talep edenin yük alıcısı olduğunu ispatlamak adına konşimento asıllarını ibraz etmesi gerektiğini, aktif husumet itirazları olduğunu, yükün sigortalandığını, her türlü ihtilafın Londra CEDR (İhtilaf Çözüm Merkezi) arabuluculuk prosedürü ile çözümlenmesi gerektiğini, gemi mühendisi tarafından yapılan incelemeler neticesinde geminin tahıl taşımaya uygunluk belgesinin olduğunu, ambar kapaklarında ve mezarnasında herhangi bir deliğin bulunmadığını, gemi ambarına dışarıdan su girişinin olamayacağını; ancak yükün kendi içinde var olan nemin, ambarda yükün değmediği iç cidarlarında ve ambar kapağının iç cidarlarında yoğuşarak su damlacıklarına dönüştüğünün tespit edildiğini, yükün tamamının hasarlı olarak kabulünün mümkün olmadığını, davanın süresinde açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının yük alıcısı ve konşimento hamili, davalının ise taşıyan olduğu, konşimentonun ön yüzünde çarter partiye atıf yapıldığı, çarter partideki tahkim şartının uygulanabilmesi için konşimento ile birlikte çarter partinin de hamile ibrazı gerektiği, davalının konşimento ile birlikte taşınan malların gönderileni olan davacıya çarter parti sözleşmesinin de verildiğini ispat edemediği, çarter parti hükümleri içerisinde yer alan tahkim şartına davalının dayanması mümkün olmadığından tahkim itirazının yerinde görülmediği, 24.05.2015 tarihli konşimentonun "Clean on board" yani "temiz" düzenlenmiş olması karşısında dava konusu emtianın yükleme limanında hasarsız, nem oranı uygun, temiz olarak yüklendiği, geminin denize, sefere ve yüke elverişli olduğu, varış limanında yapılan inceleme/tespitlere göre emtianın hasarlı ve kullanılmayacak nitelikte olduğu tespit edildiğinden hasarın davalının sorumluluğunda, taşıma sırasında oluştuğu, gemi ambarlarının yeterince havalandırılmamasından dolayı terleme sonucu hasarın meydana geldiği, taşıyanın sorumluluktan kurtulma hallerine ilişkin iddia ve ispatın dosyada bulunmadığı, alınan raporlara göre emtianın tamamının hasarlandığı, davacının hasarlı emtiayı satarak toplam 535.148,35 TL gelir elde ettiği, davacıya sigorta şirketince yapılan ödemenin infaz aşamasında nazara alınması gerektiği, itirazın iptali davasının en geç itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açılması gerektiği, icra dosyasında itirazın alacaklı davacıya tebliği hakkında belge olmadığından en geç dava tarihi olan 07.08.2015 tarihinde itirazın varlığından haberdar olduğunu kabul etmek gerektiği, davacının dava dilekçesinin üzerindeki kısmı, 26.02.2020 tarihli dilekçesiyle yani dava tarihine göre 1 yıllık süreden çok sonra talep ettiğinden bu kısım hakkında hak düşürücü süre gerçekleşmiş olmakla dava dilekçesinde bildirilen miktarın hükme esas alındığı, alacağın likit olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 524.695,27 TL asıl alacak hakkındaki itirazın iptaline, takibin devamına, fazla talebin reddine, asıl alacağa takip tarihi sonrası %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, icra inkar tazminat talebinin reddine, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine, sigorta şirketi tarafından yapılan 67.666,91 USD ödemenin infaz aşamasında nazara alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 13.03.2024 tarihli, 2023/241 E. ve 2024/2039 K. sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş, Dairemiz ilamına karşı davalı vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.

IV. KARAR DÜZELTME İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tahkim şartının davacıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği, davanın süresinde açılıp açılmadığı, dava konusu yükün hasarından davalının sorumlu olup olmadığı, hasar miktarı ve diğer hususlara ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, Mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hâllerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.

V. SONUÇ: Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 2.505,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.